TDP Sağlık Komitesi: ”Çocukları beslemek gider kalemi değildir”
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Sağlık Komitesi yaptığı açıklamada; ‘‘Sosyal bir devlet, çocuklarımızın içinde bulunduğu bu zor koşulların bilincinde olarak, onlara yardımcı olmalıdır. Gereksinmelerine yönelik olarak gıda paketleri ve okullarda süt yardımları ile bu süreci yönetmelidir. Çocukları Beslemek Gider Kalemi Değildir’’ diye vurgu yaptı.
Ekonomik kriz nedeniyle çocukların düzgün beslenmesinin ciddi tehlike altında olduğunu belirten komite, süte, hazır mamalara ve sağlıklı ek gıda ürünlerine artık erişemeyen çocuklar olduğunu, Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu’nun yayınladığı bildiride çocuklarda ağır beslenme bozukluğu sonucu büyüme ve gelişme geriliği, ve kansızlık geliştiğinin belirtildiğini dile getirdi. Komite açıklamasında; ‘Bunu okuyup da lokması boğazından geçen insanlar bize hükümet etmeye devam ediyor. Bu haberi okuyup da lokması boğazından geçmeyen insanlar olarak biz, utanıyoruz. En temel besin ihtiyaçlarını sübvanse etmeyi istemeyecek, bunun ‘gider kalemi’ olduğuna inanmış insanlar tarafından yönetilmek bizi kahrediyor’ diye belirtti.
TDP Sağlık komitesi açıklamasına söyle devam etti:
‘‘Ülkemizde 1974’ten bu yana, ağır beslenme bozukluğu sonucunda gelişen malnütrisyon, büyüme ve gelişme geriliği ile derin anemilere rastlanmamıştı. Böylesi tablolar, gıdaya ulaşım güçlüğü çeken, yapısal olarak sömürgeciler tarafından yoksul bırakılan Afrika ülkelerinde görülüyordu.
Geleceğimizi oluşturan çocuklarımızın, yaşanan bu ağır ekonomik krizden kalıcı olarak etkilemelerinin önüne geçmek çok ivedi bir gereksinimdir. Çocuklarına süt, mama, bez almakta zorlanan binlerce aile mevcuttur. Okul çağındaki çocuklarda yetersiz beslenme sonucu gelişen kansızlıklar, enerji eksikliği, büyüme ve gelişme geriliği ile kendini göstermektedir. Çocuklar derslerini kavramakta zorlanmaktadırlar. Beslenme yetersizliğinin kronikleşmesi durumunda kalıcı ve geri dönüşümü olmayan birçok rahatsızlık ortaya çıkmaktadır.
Çocuklarımızın sorunları sadece beslenme ile sınırlı değildir. Barınma, ısınma ve eğitim alanlarında da birçok sıkıntılar mevcuttur. Önerimiz ihtiyaçlı ailelerin çocuklarına süt ve gıda yardımı yapılması, okullarda çocuklara süt dağıtılmasının sağlanması, kansızlık gelişen çocuklara da gerekli tedavilerin başlanması yönündedir.
Hiçbir aile çocuğunu aç bırakmak istemez, ancak bugün gelinen noktada görülüyor ki eve temel gıda maddelerini götüremeyen aileler var. Bu ailelerin kendilerini nasıl hissettiklerini, günlük streslerini, evde çocuklarının yüzüne nasıl bakamadıklarını düşününce rahatsız olmayan insanlar bize hükümet ediyor.
Çocukları beslemek ‘gider kalemi’ değildir. Çocuklarını aç bırakan toplumların yarınından söz edilemez. Aç bırakılan çocukların çocukluğu çalınmış çocukluktur. Aç bırakılan çocukların yarını engellenmiştir. Aç bırakılan çocukların iyi olma hali gasp edilmiştir. Bu kadar küçük bir adada, en basit besin ürününü erişilebilir olmaktan çıkaran hükümet, ziyaretler, korumalar, saraylarla uğraşıyor. Biz ne yapıyoruz?
Birincisi, hükümeti ya temel gıdaları sübvanse etmeye ya da istifa etmeye çağırıyoruz.
İkincisi, komşumuz açken tok yatmıyoruz.
Bu ülkenin çocuklarını açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmamak ekonomi ve sosyal politikalar üretenlerin görevidir, yani sizin görevinizdir. Siz hükümet edenler bu durumu idrak edip üstünüze düşeni yapana kadar, biz sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Siz hükümet edenler bu durumu idrak edene kadar, komşumuz açken biz tok uyumayacağız.’’