Deniz Erdağ yazdı: Antrenman, beslenme ve fenomen programlarının dayanılmaz hafifliği
Spor hangi amaçla yapılırsa yapılsın sonuç odaklıdır. Sporu yapan kişi önceden belirlemiş olduğu hedeflerine ulaşmak için çalışır, çabalar, ter döker. Zaman zaman kilo vermek için, zaman zaman kas yapmak için ve belki de sağlık için yaptığımız sportif faaliyetlerin hedefine ulaşabilmesi için üzerinde durulması ve çalışılması gereken noktalar vardır.
Bugün evinde, cebinde interneti olmayan kimse yoktur. Bu sayede dünya trendlerini yakından takip ederken fenomen olarak adlandırdığımız ve hemen hemen her alanda faaliyet gösteren kahramanları da takip etmeden geçemeyiz. Her alanda olduğu gibi spor alanında da takipçi kasmak uğruna çabalayan bu kahramanların ağızlarından çıkan sözler, yaptıkları hareketler ve sundukları hizmetlerden yararlanmak için can atarız.
O kadar ki kaslı bir vücuda sahip olan, ağzı azıcık laf yapan erkek ya da kadın fenomenlerin her şeyi doğru bildiğini varsayarak trendleri yakından takip etmek uğruna günlük hayatımızda göstermediğimiz çabayı bu kahramanları takip ederken ve hizmet alırken gösteririz. İş söz konusu bu fenomenler antrenmanı ve beslenmeyi gerçekte ne kadar iyi biliyorlar sorusuna geldiğinde ortalık bulanıklaşmaya başlıyor. Önceden hazırlanmış antrenman ve beslenme programlarını kopyala yapıştır yöntemi ile herkese dağıtarak günü kurtarmak adına
bu işi yapan kimselerden bahsediyorum. Yüz bin takipçiden 500 kişiye program satsam bana yeter de artar mantığı ve maalesef bunun sonucunda bu programları uygulayıp şans eseri kazanımlar elde eden bir grup ve diğer tarafta hiçbir kazanım elde edemeyenler.
Antrenman aslında hiç de görüldüğü kadar basit bir kavram değil. Özellikle söz konusu performansı arttırmak ise yapılması gereken bir sürü iş dikkat edilmesi gereken bir sürü noktamız var. Unutulmaması gereken ilkelerin başında antrenmanın özel olma ilkesi geliyor. Bu ilkeye göre antrenmanın kişiye ve ilgili spor branşının özelliklerine göre hazırlanması gerekiyor. Başkaları için hazırlanmış bir programın sizin işinize yaraması şansı kondisyon düzeyinize göre var ile yok arasında bir yerlerde.
Benzer şekilde beslenme programlarının da kişiye özel hazırlanması genetik özellikleriniz, antropometrik özellikleriniz, yaşınız, cinsiyetiniz aktivite durumunuz göz önünde bulundurularak planlanması şart. Bir yerlerden gördüğümüz, duyduğumuz pilav ve tavuk göğsü menüleri bizim işimize gerçekten yarıyor mu? Bu menü kim için, hangi aktivite düzeyine ve yukarda saydığım özelliklerden hangisi göz önünde bulundurularak hazırlanıyor.
Antrenman için ifade ettiklerim beslenme için de geçerli. Bu programların işinize yarama düzeyi var ile yok arasında bir yerlerde.
Peki ne yapmalıyız? Fenomenler ve sundukları tehlikeli güzellikleri bir kenara bırakarak işin ehli kişiler tarafından hazırlanmış antrenman ve beslenme programlarını kullanmak en doğrusu olacaktır. İşinizi şansa bırakmak yerine bu işin eğitimini almış, kendilerini alanlarında kanıtlamış kişiler tarafından hazırlanmış programlar hem performans, hem sağlık hem de hedeflerinize ulaşma noktasında daha etkili olacaktır.
Kişiye özel hazırlanmamış hiçbir antrenman ve beslenme programı sizi bu hedeflere ulaştıramayacaktır. Buz dağının görünen kısmı kadar suyun altında kalan ve aslında reklamın görünmeyen kısımlarında neler olduğunu iyice araştırmalı ve sonra hareket etmeliyiz. Sağlıklı ve uzun bir sportif hayat için uzman kişilerle çalışmayı kendimize adet edinmeli sırf ucuz diye farklı yollara sapmamalıyız. Sağlık açısından ucuz işin vereceği zararları her zaman düşünerek hareket etmeliyiz.