Serkan Soyalan yazdı: Korsanlıktan Paşalığa
İstanbul Beşiktaş’ta Barbaros Hayreddin Paşa Meydanı’nda, büyük denizci Barbaros Hayreddin’in anıtını ve Mimar Sinan imzalı türbesini gezerken, oturduğum bir köşede Barbaros’un hayatı ile ilgili, elimdeki notları karıştırdım.
Peki kimdir bu Barbaros?
Barbaros Hayreddin Paşa, ya da bilinen diğer adıyla Hızır Reis, 1478’de Midilli’de dünyaya gelen, 1546’da da İstanbul’da hayatını kaybeden, Kaptan-ı Derya unvanıyla Osmanlı’nın ilk kaptan paşasıdır. Bununla birlikte Osmanlı’ya bağlı olarak Cezayir’in son sultanı da olmuştur.
“Barbaros” Oruç Reis’ten geldi
Barbaros’a, dinin hayırlısı anlamına gelen “Hayreddin” adı, dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından verilmişti. “Barbaros” ismi ise abisi Oruç Reis’e aitti. Onun ölümünden sonra kendisi de bu ismi kullandı. Bazı tarihçiler Oruç Reis’e bu ismin kızıla çalan sakalı yüzünden verildiğini söylerken, tarih profesörü Halil İnalcık, bu ismin “Baba Oruç” lakabının bozulmasıyla bozulmuş olabileceğini vurgular. Bilindiği üzere İtalyanca da “barba”
sakal, “rossa” da kızıl demektir.
Tunus’taki Cerbe Adası’nı üs olarak kullanan Hızır Reis ve ağabeyi Oruç Reis’in ünü bütün Akdeniz’e yayıldı. İki kardeş, Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak Tunus’taki Halkü’l-Vaâd (La Gaulette) liman kalesini kullanmaya başladı. Hızır ve Oruç, ele geçirdikleri ganimetin beşte birini Tunus sultanına veriyorlar, kalan malları da Tunus pazarında satıyorlardı.
Hızır ve Oruç
Hızır ve Oruç, 1516’da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’e gönderdi. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim de onlara, verdikleri desteğin bir ifadesi olarak çeşitli armağanlar yolladı. Oruç Reis ve Hızır Reis, ağabeyleri İshak’ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika’da toprak edinmeye başladılar. 1516’da İspanyol karşıtı bir grup tarafından
Cezayir’e yerleştiler ve şehrin idarecilerini kanlı bir darbe ile elimine ettiler. Ancak İspanyollar ile olan savaşlarında Oruç Reis’in ölmesi, Hızır’ı da zor durumda bırakmıştı.
Kaptan-ı Derya
Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın 1532’de Alman Seferi sırasında Andrea Doria’nın Mora kıyılarına saldırması, Osmanlıları güç duruma düşürdü. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis’i İstanbul’a çağırdı ve 1533’te kendisini Osmanlı donanmasının başına Kaptan-ı Derya olarak atadı. Hayreddin Paşa 1534’te Akdeniz’e açıldı ve İtalya kıyılarına seferler düzenleyip Tunus’u ele geçirdi. Ancak Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanması karşısında ertesi yıl Tunus’u bırakmak zorunda kaldı ve İstanbul’a döndü. 1536’da daha güçlü bir donanmayla
yeniden Akdeniz’e açılan Barbaros, İtalya kıyılarını vurdu ve Ege Denizi’ndeki Venedik adalarını Osmanlı topraklarına kattı.
Osmanlıların Akdeniz’deki denetiminin artması üzerine, Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan bir “Haçlı donanması” kuruldu ve başına Andrea Doria getirildi.
Osmanlı donanması ile Haçlı donanması 1538’de Arta Körfezi önlerinde karşılaştı. Haçlıların 600’den fazla gemisi vardı. Bunun 308’i harp teknesi olup, 120’si en büyük oturak gemileriydi. Haçlılar donanmaya on binlerce forsadan başka 60 bin asker bindirmişlerdi. Hayreddin Paşa komutasında ise 122 kadırga ve forsalar dışında 20 bin asker vardı. Toplamı 80 bin kişiyi bulan bir deniz savaşı daha önce hiç görülmemişti. Savaş sonucunda haçlı
donanması 128 gemisini kaybetmiş, 29’u da Osmanlı denizcileri tarafından ele geçirilmişti.
Hayreddin Paşa hiçbir gemisini kaybetmezken 400 kadar leventi savaşta ölmüştü.
Preveze Deniz Savaşı
Hayreddin Paşa, tarihe Preveze Deniz Savaşı olarak geçen savaşın mutlak galibiyetini Osmanlı Devleti’ne kazandıran Kaptan-ı Derya olarak adını tarihe yazdıracaktı. Bu zafer Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki egemenliğini pekiştirdi.
Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken, Preveze’nin öcünü almak için 1541’de Cezayir’e saldırdıysa da başarılı olamadı. Bu arada Fransa Kralı I. François, Şarlken’e karşı Osmanlılardan yardım isteyince Kanuni, Barbaros’u Fransa’nın Akdeniz kıyılarına gönderdi.
Barbaros, Toulon’da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543’te Nice’i aldı (Nice Kuşatması). Ertesi yıl İstanbul’a dönen Barbaros Hayreddin Paşa, 4 Temmuz 1546’da burada öldü, Beşiktaş’taki türbesine defnedildi.
Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi
Mimar Sinan’ın eseri olan türbe, Barbaros Hayreddin Paşa için yaptırılmıştır. Kitâbesine göre 948’de (1541-42) yapılan türbe dıştan oldukça sade bir görünüme sahiptir. Türbe girişinin üzerindeki kitâbede “Hâzâ türbe-i fâtih-i Cezâyir ve Tunus merhum gazi kapudan Hayreddin Paşa rahmetullahi aleyh-sene 948” yazılıdır. Kitâbe üstündeki kemerin arasında ise celî sülüsle “Allahümme’ftah lehû ebvâbe rahmetike” ibaresi vardır.
Türbe klasik biçimde sekizgen planlı ve kesme taştandır. Kapı önünde üstü ayna tonozlu iki sütuna dayanan bir revak bulunur. Bu tonoz örtüsü mermerden baklava başlıklı sütunlar ve sivri kemerler üzerine oturmaktadır.
Türbe, Barbaros Hayreddin Paşa’nın son yıllarında oturduğu yalısının yakınında inşa edilmişti. Sonraları bu yalı ortadan kalkmıştır.
Osmanlı Devleti’nin kaptan paşaları, hil’atlerini Barbaros’un Beşiktaş’taki türbesinde giyerlerdi, bu törende dua edilir ve fakir fukaraya yemek verilirdi.
Sefere çıkan veya tatbikata giden Türk savaş gemileri -günümüzde dahi- bu türbenin önünden geçerken Barbaros’u top atışıyla selamlarlar.
Barbaros Hayreddin Paşa Anıtı
Barbaros Hayreddin Paşa’nın anısına 1941-1943’te İstanbul’un Beşiktaş semtinde dikilen Barbaros Anıtı, ünlü heykelciler Ali Hadi Bara ile Zühtü Müridoğlu tarafından yapılmıştır. Heykelin arkasında Yahya Kemal Beyatlı’nın şu dizeleri yazılıdır:
Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!
Adalar’dan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Burada bir Barbaros anıtı yapılması kararlaştırıldığında türbenin etrafı açılmış, aralarında II. Abdülhamid devrinin Beşiktaş muhafızı Yedisekiz Hasan Paşa’nın mezarının da bulunduğu hazîre kaldırılmış, türbe de restore edilmiştir.