Serkan Soyalan yazdı: Arkadaşım için
Sadberk Hanım Müzesi’nde Ömer M. Koç’un koleksiyonlarından oluşan zengin mektup ve evrak çantalarının seçkisi Hülya Bilgi küratörlüğünde “Arkadaşım İçin” ismiyle ziyaretçilerini ağırlıyor.
Bir mektup çantası üzerinde “Pour mon ami…” yani “Arkadaşım için” yazması, bir arkadaşa bir dosta hediye olarak gönderilecek olması sergiye adını verirken, ziyaretçilere de bir duygu yoğunluğu yaşatıyor.
Bilindiği üzere bütün Türk topluluklarında deri işçiliği ilerlemiş bir sanayi dalı olarak görülmektedir. Büyük bir ihtiyaç şeklinde ortaya çıkan deri kullanımı, dericiliğin yanı sıra hayvancılığın da gelişip yaygınlaşmasına yol açmıştır. Hayvancılıkla uğraşan eski Türk topluluklarının giyim eşyası yün, deri ve kürk mâmullerinden oluşmaktaydı. Orta Asya Türkleri’nin özellikle atlı yolculuğa çıkacakları zaman deri pantolon giydikleri bilinmektedir; bu durum, hayatlarının büyük kısmı at sırtında geçen Türkler için deri ve deri işçiliğinin
önemini gösterir.
Elbise, ayakkabı ve tulum gibi şeylerin yanında derinin en çok kullanıldığı alanlardan biri de ciltçilikti. Halen kütüphanelerde bulunan binlerce kitabın arasında ciltsizlerin çok az olması bu sevginin bir delilidir. Öte yandan derinin kâğıt imalinde de önemli bir yere sahip bulunduğu bilinmekte, kâğıtçıların koyun derisinden “kâğıt mayası” adı verilen bir sıvı elde ettikleri ve bununla yaptıkları kâğıtların daha dayanıklı ve sağlam olduğu bilinmektedir.
Çeşitli araştırmalar, Anadolu’da debbâğlık ve deri işçiliğinin ilk gelişen meslek ve bunu başlatan kişinin de Ahî teşkilâtının kurucusu Ahî Evran olduğunu göstermektedir. Ahî Evran’ın debbâğ olmasından dolayı debbâğlık, ayakkabıcılık ve saraçlık ahî teşkilâtının bünyesinde önem kazanmıştı.
Osmanlı dericiliğinin her devirde en ileri ve gelişmiş merkezi İstanbul olmuştur. Evliya Çelebi’nin bildirdiğine göre İstanbul’da XVII. yüzyılda başlıcaları Kazlıçeşme, Kasımpaşa ve Üsküdar’da olmak üzere 700 kadar debbâğhâne mevcuttu. Buradaki deriye dayalı üretim tüketimi karşılamadığından gerek Rumeli gerekse Anadolu’nun önemli dericilik merkezi şehirlerinden ham ve işlenmiş deriler tüccarlar vasıtasıyla İstanbul’a getirilirdi.
Osmanlı dericiliğinin ve işlemeciliğinin geldiği doruk noktayı gözler önüne seren, on yedinci yüzyıl sonlarından itibaren özellikle rotasını Osmanlı topraklarına çevirmiş Batılı diplomatlar ve tüccarlar için üretilen işlemeli mektup ve evrak çantalarının sergilendiği “Arkadaşım İçin” sergisi ziyaretçilerini tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor.
Osmanlı deri işçiliğinin ulaştığı doruğun bir manifestosu olan, günümüze kadar bozulmadan ulaşıp sergilenen 91 çantadan 76’sı mektup, 15’i ise evrak çantasından oluşuyor.
Zamanın tanıklığını yapan çantaların en erken tarihlisi 1669’da en geç olanı ise 1835’te üretilmiştir. Dünya koleksiyonlarında da kendilerine yer bulan, Avrupalı kullanıcılarının prestij göstergesi olarak gördüğü işlemeli deri mektup ve evrak çantaları, Osmanlı el işlemeciliğinin önemli grubunu oluşturmaktadır.
Özellikle İstanbul ve İzmir gibi önemli diplomasi ve ticaret merkezlerine gelen seyyahlar, tüccarlar ve diplomatlar bu şehirlerdeki çarşı esnafının hediyelik eşya türünde ürettiği, üzerleri Osmanlı motifleriyle süslenmiş bu çantalara çok rağbet göstermişler. Üzerleri işlemeli olarak satışa hazır bekleyen bu çantalara sipariş üzerine yapıldığı yerin, tarihin ve ısmarlayanın adı yazılır, mektup ve kıymetli evrakları muhafaza etmek veya hatıra eşyası olarak ülkelerine götürmek üzere sahiplerine teslim edilirdi. Kimi zamansa istek üzerine bir
ithaf yazısı da işlenirdi.
Zaman içinde farklı ülkelerden toplanarak oluşturulan ve her geçen gün zenginleşen bu iki koleksiyonu bir sergi projesiyle ziyaretçinin yorumuna ve yeni çalışmalara açan Sadberk Hanım Müzesi, 31 Mayıs 2023 tarihine kadar ziyaret edilebilir.