Serkan Soyalan yazdı: Tarihe yolculuk
İstanbul’da Sadberk Hanım Müzesi’nin arkeoloji bölümü, tarihe ışık tutuyor.
Sevgi Gönül Binası’nda ziyaretçilerini ağırlayan eserler, MÖ 6000’den, Bizans döneminin sonuna kadar Anadolu’da yaşayan uygarlıkların kültürünü yansıtıyor.
Kronolojik bir düzende sergilenen eserlerin arasında gezinirken, uzun uzun durup düşünmeden ve o günlere gidip gelmekten kendimi alamadım.
Pişmiş toprak ya da metal kaplar, figürinler, ritüel semboller, cam eserler, sikkeler, süs eşyaları, tabletler ve heykeltraşlık eserleri ile mezar stelleri bu bölümde sergilenen eserler arasında yer alıyor.
Birinci kat vitrinlerinde Prehistorik ve Protohistorik dönemlere ait eserler sergilenmekte ve bu katta Neolitik dönemden başlayan kronolojik sergileme Frigler’e ait eserler ile son buluyor.
Bilindiği üzere Neolotik Çağ veya diğer bir adıyla Cilalı Taş Devri, önceki devirlere göre daha sert ve daha düzgün taş aletlerin yapıldığı bir devirdir. Topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirilmiş, bunun sonucunda seramik sanatı başlamıştı.
İkinci kat vitrinlerinde Miken, Geometrik, Arkaik, Klasik ve Hellenistik dönem eserleri yer almakta ve son olarak 3’üncü katta da Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergileniyor.
Bu tip zengin müzeler, insanın gelişimini yakınen görmemiz açısından çok büyük önem arz etmekle birlikte, eski çağları, dönemleri de yakından tanımamıza neden oluyor. O yüzden ziyaret ettiğim bölgelerde bulunan arkeoloji müzelerini mutlaka ziyaret etmeye çalışıyorum.