Siyasal ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (SİTA) düzenlediği “Kuzey Kıbrıs İklim Zirvesi” Lefkoşa’da yapılıyor.
“İklim krizinin ülkedeki etkilerini gözler önüne sermek, ülkesel önleme ve uyum stratejilerinin belirlenmesine katkı sağlamak, acil önlem planlarının oluşturulmasına zemin hazırlamak ve sivil toplum kuruluşları ve toplumla karar vericileri eyleme geçirmek” amacıyla düzenlenen Zirvede, “Lefkoşa İklim Sözleşmesi” de imzalandı.
Sözleşmeye, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman imza koydu.
Lefkoşa İklim Sözleşmesi’nde, iklim krizi ile mücadele konularında ortak akılla çalışma; doğanın, ormanların ve su kaynaklarının korunması adına gerekli önlemlerin zaman kaybetmeden alınması için gerekli adımların atılması; bakanlıkların ve kurumların iklim krizinin gerekliliklerini gözeterek hareket etmesi; elektrikte yeşil enerjiye geçişin hızlandırılması; fosil yakıt kullanımının azaltılması amacıyla hybrid ve elektrikli araçlara uygulanan vergilerin teşvik edici hale getirilmesi; yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş ve rüzgar) kullanımının teşviki gibi bir dizi çevreci adım yer alıyor.
Lefkoşa’da Concorde Hotel’de yer alan zirvenin açılışına, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri ve diğer yetkililer katıldı.
-Tokel: “İklim krizini görünür yapmak için harekete geçtik”
Yeşil Barış Hareketi ile Biyologlar Derneği’nin yanı sıra Girişimci Kadınlar Derneği (GİKAD) ve konunun uzmanı bilim insanlarının da konuşma yaptığı zirvenin açılış konuşmasını, SİTA Başkanı Özdemir Tokel yaptı.
Tokel, sözlerine İsrail ile Hamas arasında yaşanan savaşın ve insanlık ayıbının son bulmasını temenni ederek başladı.
Ciddi bir güvenlik sorunu haline gelen “iklim krizine” işaret eden Tokel, insanlığın iklim krizi nedeniyle yaşamsal sorunlar yaşayacağına, su ve gıda sorununun uzak olmadığını kaydetti.
Dünya sıcaklığının son 8 yılda hızla arttığını, hava şartlarının değiştiğini, doğa olaylarının çoğaldığını, bir çözüm bulunamazsa da insanlığın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade eden Tokel, “bu sorunu biz yaratmadık” diyebileceklerini ancak kendi paylarına düşen görevi yerine getirmek için harekete geçmeleri gerektiğini söyledi.
İklim krizini görünür yapmak için harekete geçtiklerini ifade eden Tokel, herkesin küresel ısınmaya karşı harekete geçmesi gerektiğini, aksi halde ortada orman ve tarım su kaynağı kalmayacağını vurguladı.
İklim krizinin iklim göçüne de sebep olacağını belirten Tokel, bu şekilde devam edilirse 50 yıl içinde su kaynakları başta olmak üzere ormanlar ve toprakların insanlığın büyük zarar göreceğini kaydetti.
Tokel, bu çerçevede ülkede yeni bir planlama, tedbir alma, ekonomik sistemi ve tüketim anlayışının değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Her alanda yeşil dönüşümü başlatmalıyız” dedi.
-Ataoğlu: “Zirve sonuçlarını yol haritası kabul edeceğiz”
Başbakan Yardımcısı, Turizm Çevre Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu, iklim değişikliğinin ciddiyetine işaret ederek, zirveyi düzenleyenlere teşekkür etti, iklim değişikliğine karşı KKTC olarak üzerlerine düşen görev neyse yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Ataoğlu, iklim değişikliğine yönelik atılan yasa düzenlemeleri ve diğer çalışmaları anlatarak, zirvede, orman yangınlarına karşı çalışmalar, sulak alanların, tarım alanlarının korunması için yapılacak çalışmaları bakanlık olarak yol haritası kabul edeceklerini, yapılması gerekenleri yapacaklarını belirtti.
-Erhürman: “Çocuklara güzel bir çevre ve güzel bir dünya bırakmak tartışılırken bir tarafta da barbarlık yaşanıyor”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, daha güzel bir çevre daha güzel bir dünya için çalışma yapan herkesi tebrik etti.
Erhürman, savaşa işaret ederek, orada barbarlık yaşandığını, içinde çocukların bulunduğu hastanenin bombalandığını ve çocukların öldürüldüğünü belirterek, bunu kabul etmenin imkansız olduğunu vurguladı.
Çocuklara güzel bir çevre ve güzel bir dünya bırakmak tartışılırken bir tarafta da barbarlık yaşandığını ifade eden Erhürman, bu yaşananların insanlıkla alakalı olamayacağını kaydetti.
Erhürman, KKTC’nin dünyada küçük bir alana sahip olduğunu, ancak dünyada olacak olanlara karşı planlamaları şimdiden yapması gerektiğini, 5 yıl içinde ülkede deniz ve ormanların ne olacağının, tarım arazileri ve su alanlarının nasıl korunacağının önem taşıdığını vurguladı.
Ülkede, çevre, deniz, orman alanlarının korunması, ülkenin her açıdan temiz tutulması için nüfus planlamasının önemli olduğunu ifade eden Erhürman, çevre üzerine bilinmeyen çok konu olduğunu, bu yüzden bugün düzenlenen zirvenin ülkenin ve çocukların geleceğine olumlu katkıları olmasını ve yeni ufuklar açmasını temenni etti.
-Üstel: “Yeşil enerji için adım attık… Paris Sözleşmesi için de harekete geçeceğiz”
Başbakan Ünal Üstel de, savaşta insanlığın yitirildiğini, son olarak hastanenin vurulması karşısında da insanlığın daha fazla sessiz duyarsız kalmamasını temenni etti.
Üstel, İklim Zirvesi’nin, iklim krizine işaret etmesi açısından önemli olduğunu, ülkede de bunun yakından hissedildiğini vurgulayarak, zaman kaybetmeden hep birlikte harekete geçmeleri gerektiğini kaydetti.
Ülkede yeşil enerjiye geçiş için gereken adımları hükümet olarak attıklarını, ormanların korunması, yananların yerine yeni ağaçların dikilmesi, geleceğe yönelik planlamaların yapılması için gerekli çalışmaları yaptıklarını ifade eden Üstel, Paris Sözleşmesi gereklerini yerine getirmek için de harekete geçeceklerini söyledi.
İklim krizinin en çok küçük ülkeleri etkilendiğini ifade eden Üstel, iklim değişikliğine karşı büyük ülkelerin küçük ülkeler kadar harekete geçmesi gerektiğini vurguladı, hayırlara vesile olmasını temenni ettiği zirveye destek veren herkese teşekkür etti.
-Tatar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise zirvenin, ülke için hayırlara vesile olmasını diledi, KKTC küçük bir alanda olsa da bölgede önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Tatar, bölgede yaşanan gelişmeleri devlet olarak yakından takip ettiklerini, bu çerçevede 100 kilometre ötede yaşanan savaştaki vahşeti şiddetle kınadı.
Kıbrıs’ta da bu işin ciddiyetinin görüldüğünü, o yüzden Kıbrıs Türk halkının hakkının ve hukukunun korunması konusunda birlik olmanın önemini vurgu yapan Tatar, çevrenin korunmasının da önemine işaret etti.
Tatar, devletin ve halkın çevreye duyarlılığının olduğunu ancak son zamanlardaki yapılaşmalara karşı gerekli adımların zamanında atılamadığını ifade ederek, halk sağlığı ve çevre bilinci için gerekli adımları atma zamanı geldiğini kaydetti.
Anavatan Türkiye’den getirilen su projesinin, iklim değişikliğini önlemeye bir katkı olduğunu ifade eden Tatar, tarım alanında da bu suyun kullanılmasının daha da büyük önem taşıdığını belirtti.
Ülkeye kablo ile elektrik gelmesiyle de bu katkının artacağını ifade eden Tatar, bu konuda Güney Kıbrıs’a da sürdürülebilir bir çevre için iş birliği teklifinde bulunduklarını, ancak kabul görmemelerinin anlaşılır olmadığını kaydetti.
Tatar, ülkede yeşil enerjinin kullanılması veya desteklenmesiyle, ülkedeki fosil yakıt kullanılması sorununa da köklü bir çözüm bulunacağına inanç belirterek Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu projeyi desteklediğini ifade etti, Güney’in zihniyetini anlamadığını söyledi.
Bu zihniyetle bir anlaşma yapılmasının da mümkün olmadığını ifade eden Tatar, Güney’in su ve elektrik konusunda KKTC ile iş birliği yapabileceğini ama devlet olarak kabul göreceği düşüncesiyle bunu yapmadığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, fosil yakıt sorununa çözüm bulunursa Kıbrıs adası olarak iklim değişikliğine katkı sağlayacaklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı olarak da çevre konularına katkıda bulunmak için gereken çalışmaları yaptıklarını, atıklardan kullanılabilir malzeme üretimi yapılabileceğini, enerji üretilebileceğine işaret etti.
Konuşmaların ardından uzmanların sunumlarına geçildi.