Herkes, biz doktorlar bile “Botoks” diyoruz. Oysa Botoks, bir uygulamanın adı değil. Botoks, bir firmanın ürettiği bir ürünün adıdır. Ama biz “Migren Botoksu”, “Çiğneme Botoksu”, “Mide Botoksu”, “Terleme Botoksu” demeye devam ediyoruz.
Şimdi buna bir de “Sahte Botoks” eklendi.
Geçen günlerde Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği sosyal medya hesaplarında bir paylaşım yapıldı. Medyada “Sahte Doktorlar Tutuklandı” başlığı ile yer alan bu haber önemli.
Hekim yani tıp doktoru bile olmayanların günlük ev kiralayıp bu evlerde insanlara Botoks dolgu yapmaları akıl alır gibi değil.
İşin daha kötüsü bu kişilere güvenip vücutlarına ne olduğu bile belli olmayan maddelerin enjekte edilmesine razı olan insanların olması. Bir sorun çıktığında (ki çıkıyor ve tedavi için bizlere başvuruluyor) kişinin, yani hastanın hesap soracağı kimse kalmıyor ortalıkta.
Peki kimler botoks-dolgu yapabilir? Elbette ki doktorlar.
Her doktor botoks yapabilir mi? Elbette ki hayır.
Botoksun farklı kullanım alanları vardır. Kullanma amacına göre botoksu kullanacak doktorun uzmanlık alanı da değişiklik gösterir.
Şaşılık tedavisi için Göz doktorları, migren tedavisi için Nöroloji uzmanları, diş sıkma için Diş hekimleri botoks kullanabilir.
Ancak estetik amaçlı botoks uygulamasını sadece Plastik Cerrahi uzmanları ile Dermatoloji uzmanları yapabilir, yapabilmelidir.
Bu kuralın dışına çıkıp her hekimin bu uygulamaları yapabileceğini savunanlar var. Bunu da ülkede bunu engelleyecek bir yasal düzenlemenin olmamasına bağlayanlar var.
Yanıldıkları ve gözden kaçırdıkları nokta şu; siz eğitim hayatınız boyunca bu uygulamalarla ilgili eğitim almadınız ki! Ülkemizdeki doktorların neredeyse tamamı gerek temel tıp eğitimlerini, gerekse uzmanlık eğitimlerini Türkiye’de almışlardır. Kıbrıs’a geldiğimiz zaman bu belgeleri Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’ne verip bu diplomaların Kıbrıs’ta da geçerli olduğunun onayını alıyoruz.
Bu diploma ve uzmanlık belgelerinin alındığı ülkede, yani Türkiye’de, bu diploma sahipleri neler yapabiliyorlarsa Kıbrıs’ta da onu yapabilirler…
Sosyal medyada karşıma çıkan bir sponsorlu reklamın (ki Kıbrıs’ta hekimlerin ve diş hekimlerinin reklam, üstelik de sponsorlu reklam çıkmaları yasaktır) altına yazdığım eleştiriye verilen pişkin cevap çok üzücü. Bir itiraf aslında. Üniversite sonrası eğitimlerden söz ediyor. Öncelikle üniversite eğitimi sırasında bu eğitimi almadığını itiraf ediyor. Sonrasında 2 günlük kurslarda öğrendiğini iddia ediyor. İki günlük kurslarla öğrenilebilseydi, uzmanlık eğitimlerine gerek kalmazdı.
Konu yine yasal düzenlemelerin eksikliğine geldi. Bu konu acildir. Bir an önce hem doktor olmayanların bu uygulamaları yapmalarının önüne geçecek hem de doktorlar arasındaki sınır ihlallerine bir düzenleme ve kontrol mekanizması getirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.