Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tek uğraş ve mücadelelerinin 1960 anlaşmalarından sonra elde edilen hakların korunabilmesi olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, eşitlik temelinde bir anlaşma için yapılan mücadelede, Kıbrıs Türk halkının ayrı bir halk olduğu ve dolayısıyla ayrı bir halk olarak egemenliğin kabul edilmesi, var olan egemenliğin kabul görmesi ile Kıbrıs’ta adil, kalıcı, sürdürülebilir bir anlaşmaya ancak iki devletlilik temelinde ulaşılabileceğini vurguladı.
TATAR: “BEBEKLER, ÇOCUKLAR, NİNE VE DEDELER HİÇ AYRIM YAPILMADAN TOPLU MEZARLARA GÖMÜLDÜ”
Muratağa-Sandallar Şehitliği’nde gerçekleştirilen törende konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda çok önemli mücadeleler verdiğini anımsatarak, 14 Ağustos 1974’te Muratağa-Sandallar ve Atlılar katliamının dünyanın gördüğü en feci, en acı ve örneklerinin ilklerinden olan bir katliam, soykırım olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, bebekler, ilkokul çocukları, yaşlı nine ve dedelerin hiç ayrım yapılmadan kurşuna dizilerek, toplu mezarlara gömüldüklerini anımsattı.
Geçmişte Kaymakamlık düzeyinde yapılan törenleri eleştiren Cumhurbaşkanı Tatar, tarihin gizlenmesi için yapılan bir takım çalışmalar olduğunu, bütün bunların bir bakıma unutturulmasının istendiğini, bir barışa bir anlaşmaya yardımcı olmaya çalışmak için bir takım uğraşların olduğunu söyledi.
“ARTIK GERÇEKLERİN GÖRÜLMESİ GEREK “
Gelinen aşamada, artık gerçeklerin görülmesi gerektiğini, çünkü Kıbrıs’ta bu mücadelenin devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün ırkçılık tartışmaları yapılmıştır. Irkçılığın kimler tarafından nasıl yapıldığını işte burada en yalın örneği ile hep birlikte müşahede etmekteyiz” dedi.
Kendilerinin tek uğraşı ve mücadelesinin 1960 anlaşmalarından sonra elde edilen hakların korunabilmesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, eşitlik temelinde bir anlaşma için yapılan bu mücadelede, Kıbrıs Türk halkının ayrı bir halk olduğu ve dolayısıyla ayrı bir halk olarak egemenliğin kabul edilmesi, var olan egemenliğin kabul görmesi ile Kıbrıs’ta adil, kalıcı, sürdürülebilir bir anlaşmaya ancak iki devletlilik temelinde ulaşılabileceğini vurguladı.
“50 YILDIR ORTAYA KONAN İYİ NİYET KARŞILIK BULAMADI”
50 yıldır devam eden federal anlayış görüşmelerinde hiçbir neticeye ulaşılamadığını, Kıbrıs Türk tarafının büyük bir iyi niyet ortaya koyduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin ortaya koyduğu iyi niyetin bunca zamandır karşılık bulamadığını kaydetti.
Bu şekilde bir anlayışla görüşmelerin sürdürülmesinin kendilerine göre akılcı olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyaset, yeni vizyon, iki devlet temelinde, egemenlik temelinde bir anlaşma yapılabileceğini söyledi.
Şehitleri rahmetle anarken, şehit ailelerinin çektiği acıların unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu katliamı, soykırımı yapanların belli olduğunu, bunu yapanların hiçbir zaman mahkemeye verilmediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, insan hakları savunucularına bu konuda çağrı yaparak, Kıbrıs Türk halkı yoluna devam ederken Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden hiçbir zaman vazgeçemeyeceğini vurguladı.
Bu kadar mücadele, ödediği bu kadar bedel ve verdiği bu kadar şehitten sonra Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman 1974 öncesine dönmek istemediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Uluslararası anlaşmalardan elde ettiğimiz hakları sonuna kadar korumak zorundayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şehitlere rahmet, acılı ailelere de başsağlığı ve sabır diledi.
AŞIR: “ESKİ ESARET DOLU GÜNLERİ ÇOCUKLARIMIZA YAŞATMAK İSTEMİYORUZ”
Şehit aileleri adına Muratağa Sandallar Şehitliği’nde konuşan Ahmet Aşır ise , 47’ici yılda tüm şehitleri rahmetle andı.
Aşır, 14 Ağustos 1974’te Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’ın, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için Akritas ve İzvestos planı çerçevesinde, Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da soykırım yaptıklarını söyleyerek, bu soykırımda savunmasız kalan çocukların, kadınların yaşlıların Birleşmiş Milletler rızası ile katledildiğini kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin, Anavatan ve onun bağrından kopan şerefli Türk Ordusu ve Güvenlik Kuvvetleri sayesinde 1974’ten bu yana barış ve güvenlik içinde yaşadığını ifade eden Aşır, “Şehitlerimiz sayesinde çocuklarımızı can korkusu olmadan huzur içinde yaşattık. Şimdi güven içinde yaşadığımız günleri kaybetmek ve eski esaret dolu günleri çocuklarımıza yaşatmak istemiyoruz” dedi.
Rumlarla bir anlaşmanın; egemenliğimiz, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü olmadan mümkün olamayacağını vurgulayan Aşır, kör ve sağır dünyaya buraya gelip şehitlerimizi ve burada yatanların kimler olduğunu, yaşlarını ve cinsiyetlerini görmeleri çağrısı yaptı.
“SAVAŞ İSTEMİYORUZ AMA ESİR OLMAK DA İSTEMİYORUZ
Aşır konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gençlerimize sesleniyorum, bugünün kıymetini bilelim. Bugün Kıbrıs Türkü egemen bir halk olarak kendi bağımsız devletinin çatısı altında, kendi bayrağının gölgesinde şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklarda Anavatanımızın kahraman ordumuzun güvencesinde hür olarak yaşıyor.
Nereden nereye geldiğimizi çekilen acıları verilen mücadeleleri hatırlamak, geçmişten ders alarak egemenliğimizi savunmalıyız.
Savaş istemiyoruz ama esir olmak da istemiyoruz. Acı günlerin tekrar gelmemesi için Anavatanımızla birlikte yürümeliyiz. Burada yatan 126 şehidimizin başucunda dalgalanan Türk bayraklarını sonsuza kadar dalgalandırıp, rahat uyumalarını sağlamalıyız. Bayraklarımızın gölgesinde huzurla uyusunlar, tertemiz ruhları huzur bulsun, ruhları şad olsun.”