Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü Taner Derviş, KKTC’nin Maraş açılımının Sev Antlaşması ile eşdeğer olduğunu savundu.
Maraş açılımı ile Kapalı Maraş’ın tazminat ödemeleri ile birlikte Kıbrıslı Rumlara verilmesinin önünün açıldığına dikkat çeken Derviş, Türkiye Cumhuriyeti’nin ağır tazminatlar ödeyebileceğine dikkat çekti.
Derviş Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin Kapalı Maraş’ı tasarrufuna alarak, kapsamlı bir master plan ile ekonomiye kazandırılması gerektiğini savundu.
Taner Derviş’in açıklaması şöyle:
KKTC YÖNETİMİNİN KAPALI MARAŞ AÇILIMI
KKTC Yönetimi, Maraş açılımı ile Kapalı Maraş’ın eski sakinlerini Taşınmaz Mal Yasası kapsamında AİHM sürecine yönlendirmekte, BM kararlarına uyacağını teyit etmekte ve son günlerde almış olduğu kararla, Kapalı Maraş’ın yaklaşık % 3.5 oranında bir kısmını askeri bölge kapsamından çıkarmaktadır. Yukardaki kararlar çerçevesinde Kapalı Maraş’ın tazminat ödemeleri ile birlikte Kıbrıslı Rumlara verilmesinin önü açılmıştır. Bu sonucun nedenleri iki başlık altında özetlenmiştir.
1-AİHM sürecinin yapısından dolayı Türk tarafının AİHM’de herhangi bir davayı kazanması mümkün değildir. AİHM sürecinde gerçek tapu kayıtları göz ardı edilmek suretiyle, Kapalı Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara ait olduğu peşinen kabul edilmiş ve Kıbrıslı Rumlara Türkiye aleyhinde dava açma ve açılan davaları kazanma olanağı sağlanmıştır. Ayrıca Kıbrıslı Rumlar tarafından KKTC Mahkemelerinde Vakıflara ait taşınmaz mallar ile ilgili olarak açılan davalarda bu husus teyit edilmiştir.
2-Kapalı Maraş ile ilgili olarak BM kararlarının kabulü, Kapalı Maraş’ın Birleşmiş Milletler denetiminde Kıbrıslı Rumlara iadesi anlamına gelmektedir.
MARAŞ AÇILIMININ SONUÇLARI
Maraş Açılımı ile başlatılmış bu süreçte, ilk etapta pilot dava olarak belirlenmiş Kapalı Maraş tazminat ödemeleri ile birlikte işgalci Kıbrıslı Rumlara kaybedilecek, yaratılacak domino etkisi ile ada genelinde gasp edilmiş vakıf emlak heba edilmiş olacak ve bunun sonucunda Kıbrıs Türk Halkının ada genelindeki toprak payı önemli oranda azalmış olacak, ilaveten Türkiye için devasa tazminat ödemeleri söz konusu olacaktır. özetle, Maraş Açılımı ile, Kapalı Maraş ve ada genelinde gasp edilmiş Vakıfların karşılıksız bir şekilde Kıbrıs Rum tarafına verilmesi süreci başlatılmıştır.
VAKIFLAR AİHM KAPSAMINA ALINAMAZ
Ada genelinde geçerli yasal ve anayasal düzenlemelere göre 4,638 dönüm 300a2 alana sahip Kapalı Maraş bölgesi tümüyle Abdullah Paşa Vakfı’na, Lala Mustafa Paşa Vakfı’na ve Bilal Ağa Vakfı’na aittir. Kapalı Maraş’ın % 77’si Kıbrıslı Rum gerçek ve tüzel kişiler, %21’i ise Maraş Belediyesi ve Merkezi Hükümet tarafından işgal edilmiştir.
Uluslararası antlaşmalar, yasal ve anayasal hükümler temelinde tanınmış statüsü nedeniyle Vakıflar AİHM kapsamına alınamaz.
Vakıfların hukuki statüsü “Kıbrıs Yasaları,” “Kıbrıs Anayasası,” ve “Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması” tarafından tanınmaktadır.
2- Kuruluş tarihinden itibaren, Kıbrıs hukuk sisteminde yer alan anayasal ve yasal düzenlemelerin emredici kuralları, vakfiyelerin gayrı kabili rücu olup, iptal edilemeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini; hiçbir şart altında vakıfların elden çıkarılamayacağını ve devredilemeyeceğini; vakıflara el konulamayacağını; vakıfların sonsuza dek yaşatılmalarını ve işgal edilmiş vakıfların tazminat ödemeleri ile iadesini öngörmektedir.
ÖNGÖRÜLEN YOL HARİTASI
1878-1974 döneminde işgal edilmiş vakıflar ile 1958-1974 dönemindeki kayıplar Kıbrıs Türk Halkı adına önemli oranda toprak ve tazminat hakkı doğurmaktadır. Söz konusu toplumsal haklara sahip çıkılması durumunda, Kıbrıslı Rumların AİHM sürecindeki mülkiyet ve tazminat talepleri karşısında, Kıbrıs Türk Halkının pazarlık gücü yükseltilmiş olacak, muhtemel bir siyasi antlaşmada, tazminat ve göç sorunu önemli oranda ortadan kalkmış olacaktır. Bu bağlamda öngörülen yol haritası aşağıda özetlenmiştir.
Maraş Açılımı tasfiye edilmelidir.
Uluslararası antlaşmalar, yasal ve anayasal hükümler temelinde tanınmış statüsü nedeniyle Vakıflar AİHM kapsamına alınamaz. Ancak, hatalı Maraş Açılımı ile Vakıflara ait Kapalı Maraş AİHM kıskacına alınmış olacak ve sonuçta Kapalı Maraş’taki vakıf taşınmaz mallar tazminat ödemeleri ile Kıbrıslı Rumlara kaybedilmiş olacaktır. Bu nedenle Maraş Açılımı tasfiye edilmelidir. Kaldı ki, Maraş Açılımının Kıbrıs hukuku açısından yasal bir zemini de yoktur.
Taşınmaz Mal Yasası Eşitlik ilkesi temelinde yeniden düzenlenmelidir.
AİHM kararları temelinde, tek taraflı bir şekilde münhasıran Kuzey Kıbrıs’tan ayrılan Kıbrıslı Rumlara hizmet eden “Tazmin Mekanizması” oluşturulmuştur. Diğer taraftan, 1878 yılından itibaren işgal edilmiş Vakıflar ile Kıbrıslı Türklerin 1958-1974 dönemindeki kollektif ve münferit kayıpları için herhangi bir tazmin mekanizması oluşturulmamıştır. Bu bağlamda Tazmin Mekanizmasının, siyasi eşitlik ilkesi temelinde yeniden düzenlenmesi için uluslararası platformda girişim yapılmalıdır.
Kapalı Maraş’ın Askeri Bölge Statüsü Muhafaza Edilmelidir.
AİHM tarafından tanınan Taşınmaz Mal Yasasına göre, askeri bölge kapsamında olan Kapalı Maraş, AİHM sürecinde öngörülen iade kapsamı dışındadır. Bu yasal düzenleme Kıbrıslı Rumların Kapalı Maraş’taki taşınmaz mallar için iade talebinde bulunamayacağını teyit etmektedir. Bu tespitten hareketle, hukuk zemininde Kıbrıs Türk Halkının meşru mülkiyet haklarını koruyan bir politika geliştirilmeden Kapalı Maraş’ın askeri bölge kapsamından çıkarılması sakıncalıdır.
Kapalı Maraş’taki Rum işgalciler aleyhinde Tazminat davaları açılmalıdır.
AİHM sürecinde tazminat talebinde bulunan Kapalı Maraş’ın Rum işgalcileri aleyhinde, mahallinde yargı ilkesi temelinde, Vakıflar İdaresi tarafından Mağusa Kaza Mahkemesinde, ada genelinde geçerli Kıbrıs yasaları temelinde tazminat davaları açılmalıdır.
Kapalı Maraş, mal sahibi sıfatıyla Kıbrıs Vakıflar İdaresi tarafından Turizm-Ticaret-Serbest Bölge statüsünde yapılandırılmalıdır.
Son aşamada, ada genelinde geçerli anayasal ve yasal düzenlemeler temelinde, mal sahibi sıfatıyla Kıbrıs Vakıflar İdaresi Kapalı Maraş’ı tasarrufuna alarak, kapsamlı bir master plan ile ekonomiye kazandırmalıdır. Söz konusu master plan çerçevesinde, 10,000 turistik yatak kapasitesi ile 5,000 işyerinin inşa edilerek 30,000 kişiye istihdam olanağı sağlanması mümkündür.