KIBRIS

Atan: Asgari ücret sermayeye teslim edildi

Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMUSEN) Genel Başkanı Metin Atan, asgari ücretin sermayeye teslim edildiğini söyleyerek, "İnsanlar sefalet içerisinde" dedi.

Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMUSEN) Genel Başkanı Metin Atan, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

“Asgari ücret sermayeye teslim edildi”

Hükümetin bundan sonra yasalara aykırı olarak Hayat Pahalılığı’nı asgari ücrette yüzde 52’lik bir kesime yansıtmayacağı yönünde çalışma yaptığıyla alakalı olarak kendisine yöneltilen bir soruyu yanıtlayan Başkan Metin Atan “Asgari ücret bu ülkede sıkıntı olmaya devam ediyor. Bizi yönetenler de illaki bu asgari ücreti sermayeye teslim edercesine bir karar aşamasını yürürlüğe koyuyorlar. Devlete verilen hayat pahalılığının adaletli şekilde özel sektöre de verilmesi gerekmektedir. Ama görüyoruz ki son verilen %11.12’nin tamamı özel sektöre verilmedi. Bunu %7.5 oranında verdiler” dedi.

“İnsanlar sefalet içinde”

Bu oranın neye göre belirlendiğini soran Atan “Bunu yaparken dediler ki sosyal sigorta primlerine destek olunacak dendi ne oldu o destekler? Bir taraftan Başbakan proje ürettik diyor öbür taraftan bakıyorsunuz verdiği hiç bir sözü tutmamış, hepsi sözde kalmış! İnsanlar sefalet içerisinde. Şu anda büyük ihtimalle asgari ücretle ilgili olarak ara emri olacak, ne sonuç çıkacak o da muamma. Belki de şu an verilen 7.5 da iptal edilebilir. Ben Çalışma Bakanı ile görüştüğüm zaman “mahkemeyi bekliyoruz” dedi” şeklinde konuştu.

“Memur ve özel sektör çalışanı sürünsün denildi”

Ülkede artık aşağıdakiler ve yukarıdakilerin kaldığını söyleyen KAMUSEN Genel Başkanı Metin Atan “Eskiden memur orta direkti artık onu da aşağıya çektiler. 2007’de Dünya Bankası bu ülkeye geldiği zaman sendikalar güçlü deniliyordu, o dönem hatırlıyorum biz asgari ücreti yukarıya çekelim dedik, şu an görüyoruz ki bu yanlış anlaşılmış memur da aşağıya çekildi hep beraber sürünsünler denildi” dedi.

“Maliye bakanı hayat pahalılığını tamamen kaldırma peşinde”

Hayat Pahalılığı ile asgari ücretin birbirine karıştırıldığını belirten Metin Atan “Bu ülkede yaşanacak hal kalmadı, dövizin yükselmesiyle alım gücü eriyor. Hayat Pahalılığı alım gücüdür, artış değil! Bu ikisini karıştırıyorlar. Şimdi sayın Maliye Bakanımız Mayıs ayında bizleri çağırıp Hayat Pahalılığı’nı konuşmamız gerektiğin isöylüyor. Neyi konuşacağız? Dört ayda bir olan hayat pahalılığını gücümüz yetmez diyerek kaldırdınız, altı ayda bir yaptınız şimdi de diyorsunuz ki ben ödeyemeyeceğim gelin pazarlık yapalım diyorsunuz. Biz bunu kabul etmeyiz!” Şekilde konuştu.

“Maliyeye parayı biz mi bulacağız?”

Maliyenin kasanında para kalmadığını söyleyen Atan “İyi yönetilmiyoruz, bunu kabullenmemiz lazım. Hepimiz sever sayarız, arkadaşlarımız dostlarımız çoğu ama hükümet yönetmek başka birşeydir. Hükümetin mağdur olanın yanında olması gerekirken sermayenin yanında duruyorlar. Bize diyorlar ki para yok. Biz mi bulacağız parayı? Yollarını gösterdik, uygulayın!” dedi.

“Konuşuluyor ama icraat yok”

Etiket Tüzüğü ile ilgili de açıklamalarda bulunan Atan “Bu yasa geçtiğinde Bakan Amcaoğlu’yla görüşmüştüm, iyi bir yasa olduğunu söyledik ama bunun denetimi nasıl yapılacak? Bununla ilgili bir çalışma yok. Konuşuluyor ama icraata gelince yapılmıyor. Şimdi dört ay ötelendi. Bunun da açıklanması lazım şimdi yapamadınız dört ay sonra nasıl yapacaksınız. Halka doğru bilgi verilmiyor, her kafadan bir ses çıkıyor ama bizde Başbakan ne derse o oluyor”

“Eylemlere desteğimiz devam ediyor ama Türkiye Ve Türkiye düşmanlığı söylemlerin içinde olmayacağız”

Programın sonunda Disiplin Tüzüğü ile ilgili yapılan eylemlerde yer almayacaklarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Atan sözlerini "Biz artık bunları konuşmak istemiyoruz çünkü belli ki sürgit edildiği sürece kapanmayacak ve farklı yönlere çekilecek. Bireysel konuydu, toplumsal konu oldu. Birileri bunu kaşıdı. Disiplin Tüzüğü ile ilgili yapılan eylemlerin gidişatı değişti. Biz biliyorsunuz Hür-İş’e bağlı bir sendikayız. Türkiye bizim anavatanımız, birileri ilişkimize nifak sokacaksa biz orada olmayız. Eyleme katıldık ama çemberde yapılan basın açıklamasına katılmadık. Çünkü bizim yürüdüğümüz yol laiklikti, demokrasiydi şu anda görüyorum ki işin şekli değişti. Bizim hedefimiz hükümetimizdir, Türkiye değil. Görüyorum ki hükümetle ilgili söylemler bitti, Türkiyeli- Kıbrıslı karşılaştırmaları başladı. Ben bu arkadaşları kötülemek istemiyorum ama eylemin gidişatı değişti. Baktığınızda buna destek olan siyasiler de var. Biz laiklik konusunda hala aynı yerdeyiz. Biz Atatürk ilke ve inkilaplarıyla bugünlere geldik, türbana da karşı değiliz. Son dönemde olaylar öyle gelişti ki bazı merciler konuyu başka yöne çekmeye çalışıyor. Tabi biz bu durumda bu pozisyonda bulunamayız. Yapılan eylemlerde belli bir yere kadar destek olacağız ama Türkiye Cumhuriyeti ve vatandaşlarına karşı yapılan eylemlerde yokuz. Bunu diğer arkadaşlara da söyledik” diyerek bitirdi.