Başbakan Ünal Üstel, “Rum Lider Nikos Hristodulidis’in, birkaç gündür Kıbrıs konusuna ilişkin Kıbrıs Türklerini yok sayan, gerçeklerle bağdaşmayan, kişisel kamuoyu oluşturma çabalarını hayretle izlemeye devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.
“Hristodulidis’in, Gutteres’in de adını kullanarak “BM’den 13 Ağustos’ta üçlü bir görüşme daveti geldi” şeklindeki açıklaması bu algı operasyonlarına somut bir örnek olarak gösterilebilir” diyen Üstel, “Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’ın Rum Liderin bu açıklamalarına “görüşme daveti yok”, aynı zamanda “mevcut şartlarda görüşmek için bir zemin de yok” şeklindeki yanıtını son derece yerinde ve haklı buluyoruz” ifadelerini kullandı.
Rum Lider Hristodulidis’in güncel açıklamalarına dair değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ünalş Üstel açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Unutulmamalıdır ki; Kıbrıs’ta bir görüşme sürecinin başlaması için bir tarafın keyfi değil, iki tarafın da onayı gerekmektedir. Aynı zamanda Kıbrıs’ta bir anlaşmamın Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği tanınmadan olamayacağını da defalarca ortaya koymuş durumdayız.
Diğer yandan 2020 yılından bugüne Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlerin desteğini de alarak yürüttüğü Kıbrıs Sorununa Çözüm Vizyonu, Anavatan Türkiye’nin sadece iktidarının değil, aynı zamanda meclisinin de kabul ettiği bir tezkere ile Türkiye’nin Ulusal Kıbrıs Çözüm Vizyonu haline de dönüşmüştür.
Hal böyle iken, Kıbrıs Rum Lideri manipülasyon yapmakla suçlamak yerine, bu manipülasyonlarla hareket ederek süreci Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirmek için fırsat olarak gören iç muhalefeti de anlamakta zorluk çekiyoruz.”
Üstel, Hükümetin, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması noktasında, dün olduğu gibi bugün de, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulusal Görüşü haline dönen, egemen eşitliğimiz ve uluslararası eşit statümüzün tanınmasını da içeren iki devletli çözüm vizyonunun arkasında olduğunu vurguladı.
“Hristoduludis algı yaratarak bir yere varacağını sanıyorsa aldanıyor” ifadelerini kullanan Başbakan Üstel, “Rum Lider, eğer Kıbrıs’ta gerçekten kalıcı, yaşayabilir bir anlaşma istiyorsa yapması gereken şey adanın gerçeklerine uygun olarak davranmak ve Türk tarafının ortaya koyduğu taleplere olumlu yanıt vererek görüşme sürecinin önünü açmaktır.” Dedi.
(FG)