Burak Maviş, Hristodulidis’in Kıbrıslı Türklere yönelik açıkladığı önlemler demetini değerlendirdi. Nikos Hristodulidis’in önlemler demeti göstermelik ve içi boş.
Nikos Hristodulidis, 100 günlük icraatlarından bahsettiği 23 Haziran 2023 tarihinde Kıbrıslı Türklere yönelik bir takım açılımlar yapacağını taahhüt etmişti. Bu açılımları da görüştüğü ve fikir aldığı bir takım Kıbrıslı Türklere danışarak şekillendireceğini ifade etmişti. 7 ayın ardından açıklanan önlemler demeti maalesef BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angel Holguin Cuellar’ın Kıbrıs’a gelişi öncesi göstermelik bir hamle olmaktan ileri gidemeyecektir.
Önlemler demetinde yer alan önerilerin bir kısmı da anlamsız ve muğlaktır. Örneğin, Kıbrıs vatandaşlığı için askıda olan başvuruların incelenmesi için sunulan sözde açılım, aslında tam da sorunun ve ayrımcılığın kaynağı olan Bakanlar Kurulu’nun Şubat 2007’de aldığı karardır.
Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesindeki mallar listesini 6 belli ürün ekleyerek genişletileceği ifade edilmekte ancak bu ürünlerin ne olduğu ve bu kararın tek taraflı mı verileceği belirsiz bırakılmıştır.
Lefkoşa Vatandaşa Hizmet Merkezi için Türkçe bilen memurların işe alınacağından bahsedilmektedir ancak hâlihazırda ilgili merkezde Türkçe bilen memur bulunmaktadır.
Haspolat atık su arıtma tesisi zaten düzenli çalışmaktadır. Güney’deki Müslüman anıtlarına erişimle ilgili de bir zorluk yoktur.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu eşit ortağı olan Kıbrıs Türk toplumunun haklarının siyasi malzeme yapılması doğru olmadığı gibi, adadaki çözüm sürecinden bağımsız olarak, Avrupa Birliği vatandaşı olduğumuzu yeniden tüm taraflara hatırlatırız.
Kıbrıslı Türkler ve AB arasındaki yakınlaşmaya ilişkin görüş ve önerilerimiz içerisinde olan Türkçe’nin AB dili olması, bir eğitim programı olan Erasmus+ programına doğrudan katılımın sağlanması, Kıbrıslı Türklerin sağlık sistemine prim ödeyerek dahil edilmesi, bankalarda hesap açılması ve yeşil hat tüzüğünün genişletilmesi gibi taleplerimizde ısrarcı olmaya devam edeceğiz.
Bir bireyin kiminle evleneceğine devletler karar vermediği gibi, bir bireyin anne ve babasını belirleme hakkı da yoktur. Bu gerçekler ortada dururken Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı meselesini siyasi bir malzeme ve pazarlık konusu olarak lanse edilmesi kabul edilemezdir.
Sn. Hristodulidis’e çağrımız eğer samimiyse, Kıbrıslı Türk demokratik kitle örgütleri, odaları, birlikleri, siyasi partileriyle bir araya gelmeli ve gerçek ihtiyaçlara göre önlemler paketi açıklamalıdır.