ÇMO: Evlerimize içme ve kullanım suyu olarak ulaşan su depolandıktan sonra çeşmelerimizden akmaktadır
KTMMOB’ye bağlı Çevre Mühendisleri Odası yaptığı açıklamada ‘Belirli Plastik Ürünlerin Çevre Üzerindeki
Etkisinin Azaltılmasına İlişkin Tüzük’ taslağına ilişkin görüş ve önerilerini sundu.
Açıklama şöyle:
Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’na bağlı Çevre Koruma Dairesi’nin taslak çalışmasını
tamamlayarak görüş için sivil toplum ve halka sunduğu ‘Belirli Plastik Ürünlerin Çevre Üzerindeki
Etkisinin Azaltılmasına İlişkin Tüzük’ taslağına ilişkin görüş ve önerilerimiz aşağıdaki şekildedir.
AB uyumlaşma süreci çerçevesinde düzenlenen taslak tüzüğün 2019/904 sayılı AB direktifi ile
(2019/904 Directive on Reduction of Impact of Certain Plastic Products on the Environment)
benzerlikler ve ülkemiz özelinde kıstaslar içerdiğini görüyoruz.
Bahsi geçen AB direktifinde pazarda ithalatı, üretimi ve kullanımı yasaklanan tek kullanımlık plastik
ürünlerin listesi verilmektedir. Yine aynı direktifte farklı amaçlar için kullanılan plastic konteyner
kapaklarına kullanım ayrıcalığı sağlayan ayrı bir liste, işaretleme gereklilikleri ile ayrı bir liste,
genişletilmiş üretici sorumluluğu ile ayrı bir liste verilmektedir.
Genişletilmiş üretic sorumluluğunda üretici ve tüketicilere, bilinçlendirme, atığın toplanması ve bertarafı, ve veri
toplama raporlama konusunda oluşacak maliyetleri karşılama yükümlülüğü sağlanmaktadır. Atık
hiyerarşisi kapsamında ayrı toplanması ve geri dönüşümünü ve depozito geri ödeme planı ile birlikte
ayrı toplama hedefleri konulup bu hedeflere ulaşmak noktasında gerekli önemlerin alınmasını
zorunlu kılan kıstaslar içermektedir. Bunlara ek olarak sorumlu tüketici davranışlarını teşvik etmek
için bilinçlendirme önlemleri ve tek kullanımlık plastic ürünlere alternatif tekrar kullanımı ve geri
dönüşümü mümkün olan ürünlerin de pazarda bulundurulması ön görmektedir. Atıkların atılması
ile deniz yaşamı üzerinde oluşacak negative etkilerle ilgili bilinçlendirme yapılmasına yönelik ve
raporlama konusunda sorumluluklar vermektedir.
Atık yönetim planları kapsamında, atık hiyerarşisi benimsenerek ve yasaklanacak ürünlerin yerine
hem eşdeğer maliyette hem de yerel piyasadan temin edilebilmesi mümkün alternatif ürünlerin de
net olarak belirtileceği şekilde taslak tüzüğün yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu
yaparken de tüzüğün uygulanabilirliğini mümkün kılmak adına ilgili paydaşlar ile iş birliği ve istişare
içerisinde çalışmak ise kaçınılmaz ve gereklidir. Ayrıca iş birliği kapsamında ilgili paydaşlar olan:
üretici, dağıtımcı, kullanıcı ve son kullanıcıya da sorumluluklar verilmesi durumunda, belli ürünlerin
kullanımını yasaklayacak böyle bir tüzüğün uygulama sürecinin adaptasyonunda kolaylıklar
yaratacak ve benimsenerek maksimum düzeyde katılımla gerçekleşmesi sağlanabilecektir.
Ülkemiz özelinde tüzükte hiç değinilmemiş kullanıcının ihtiyacı ve talebi bulunan uzun süreli
kullanımı söz konusu olmasına rağmen tek kullanımlık olarak kabul edilebilecek su depolarının
hammaddelerinin de regüle edilmesi gerekmektedir. Evlerimize, iş yerlerimiz içme ve kullanım suyu
olarak ulaşan su, depolandıktan sonra çeşmelerimizden akmaktadır.
Tüketim için kullandığımız, sebzelerimizi meyvelerimizi yıkadığımız, dişlerimizi fırçaladığımız bu sular su depolarında saklanmaktadır. Piyasada bir çok üreticisi bulunan bu depolar, orijini belli olmayan kırma plastik
kullanılarak üretilmektedir. Öğütülerek kullanılan bu malzeme sandalye, saksı olabileceği gibi su,
elektrik ve pis su borusu da olabilmektedir. Bu durum ise insan sağlığına ciddi tehlike arz etmektedir.
Bu plastik su depolarının hammaddesi ile ilgili de kıstaslar belirlenerek tüzüğe eklenmesi halk sağlığı
için elzemdir.