Ehürman, New York’ta temaslarda bulunmak üzere Ada’dan ayrıldı
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde Kıbrıs çözüm süreciyle ilgili temaslarda bulunmak amacıyla New York’a gidiyor.
New York’a gitmek üzere Ercan’dan hareket eden Erhürman’a, ABD ziyaretinde CTP Dış İlişkiler Sekreteri ve Milletvekili Fikri Toros eşlik edecek.
CTP Genel Başkanı Erhürman, 25 Eylül’de BM Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde yapılacak Sosyalist Enternasyonal toplantısında “Diyalog ve Diplomasiye Yatırım” başlıklı oturumda konuşma yapacak.
Erhürman, konuşmasında, Kıbrıs çözüm süreciyle ilgili vizyonunu aktaracak ve kurgulanması olası yeni sürecin yöntemlerine ilişkin önerilerini aktaracak.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca ile de bir araya gelecek. Erhürman-Jenca görüşmesinde Kıbrıs sorunu ve çözüm süreci ele alınacak.
Bazı ülkelerin BM nezdindeki temsilcileriyle ikili görüşmeler yapması da planlanan Erhürman’ın, bu görüşmelerde CTP’nin çözüm vizyonunu uluslararası aktörlere aktarması, BM nezdinde daha aktif bir diyalog ortamı oluşturması hedefleniyor.
Erhürman, temaslarını tamamlamasının ardından 28 Eylül’de ülkeye dönecek.
Basın toplantısı…
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, New York’a hareketinden önce Ercan’da düzenlediği basın toplantısında, New York’ta yapacağı temaslarla ilgili bilgi verdi.
CTP olarak üyesi oldukları Sosyalist Enternasyonal’in uluslararası bir yapı olduğunu ifade eden Erhürman, BM Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde üyelerin katılacağı toplantıda Kıbrıs Türk halkını temsil edeceklerini söyledi.
Bölgede ciddi gelişmeler yaşandığını, Gazze ve Lübnan’da saldırılar, Ukrayna-Rusya savaşı olduğunu belirten Erhürman, bölgede yeniden konumlanma savaşı yaşandığına işaret etti.
Kıbrıs konusunda da hareketli bir dönem yaşandığını belirten Erhürman, CTP olarak kendilerinin de söz hakkını kullanacaklarını, önemli görüşmeler yapacaklarını söyledi.
BM Genel Kurulu çerçevesinde dünya liderlerinin de New York’ta olacağını, hem Sosyalist Enternasyonal toplantısında konuşma, hem üyelerle istişareler, hem de ikili temaslarda bulunacaklarını ifade eden Erhürman, Kıbrıs Türk halkının içinde bulunduğu durum ve endişelerle ilgili doğrudan doğruya muhataplarını bilgilendirme şansı bulacaklarını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta iki eşit kurucu tarafından biri olduğunu, Annan Planına “evet” dediğini ifade eden Erhürman, CTP’nin de Kıbrıs’ta çözüm ve barış için gösterdiği iradenin ortada olduğunu belirtti.
Crans Montana’da da öyle olduğunu belirten Erhürman, ancak tüm bunlara rağmen Kıbrıs Türk halkının arzu edilen noktada bulunmadığını söyledi.
Doğru zemine basarak, BM parametreleri çerçevesinde Kıbrıs Türk halkının özne olduğunu ve haklarının teslim edilmesi gerektiğini dünyaya doğru aktarmanın önemine vurgu yapan Erhürman, “Yeni müzakereler daha öncekiler gibi olmayacak, çünkü daha önceki yöntemlerle sonuca ulaşmak mümkün olmadı. Bu da dikkate alınarak yeni süreç başlamalı, doğru yöntemler bulunmalı. Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği tartışmaya açık değildir, pazarlığa da açık değildir” dedi.
İkili görüşmelerde de konuşmasında da bunu vurgulayacağını ifade eden Erhürman, Kıbrıs Türk halkının bir kez daha yıllar kaybetme niyetinde olmadığını, o yüzden yeni sürecin takvim ve sonuç odaklı olması gerektiğini, çünkü sorunun tüm yönlerinin tartışıldığını ve artık sonuca yönelmenin önemli olduğunu söyledi.
Bir kez daha aynı şekilde masa çökerse, bugünkü statükoya dönülmeyeceğinin de BM tarafından güvence altına alınması gerektiğini belirten Erhürman, enerji alanındaki fırsat penceresinin kaçırılmaması gerektiğini de kaydetti.
“Bize göre bu fırsat penceresi kaçırılmamalıdır” diyen Erhürman, bütün bu konuları yüz yüze konuşmak, doğru bir şekilde anlatmak amacıyla New York’ta yaklaşık 6 günlük yoğun temalarda bulunacaklarını söyledi.
CTP’nin çözüm ve barış perspektifini hiç bir zaman kaybetmeden diri tuttuğunu belirten ve bu yüzden toplantıda yer almalarının önemine değinen Erhürman, bu durumun Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması açısından da önemli olduğunu kaydetti.