CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya, Kıbrıs’ın kuzeyinde sosyal devlet anlayışının iflas ettiğini açıkladı
Açıklama şöyle:
Hükümet olmak üzere atandıkları ilk günden beridir, ülkenin tüm kamusal kaynaklarını pervasızca tüketen gayrimeşru UBP-DP-YDP Hükümeti, bugüne dek oldukça aksak işleyen sosyal devlet anlayışını iflas ettirmiştir. Her gün yeni bir hukuk ihlaline imza atmakla meşgul olan gayrimeşru hükümet, ülkenin limanlarını, topraklarını, havaalanını usulsüzce elden çıkarırken, kamu maliyesini liyakatsiz ve partizanca istihdamlar yaparak tüketmekte ve kırılgan sosyal grupların maruz kaldığı şiddeti engellemek için tek bir adım atmamaktadır. Türkiye’de uygulanan emek düşmanı ekonomi politikaları, ülkemizdeki yoksullaşmayı derinleştirirken, kadın işsizliği artmakta, güvencesiz bir toplumsal sınıf haline dönüştürülen kadınlar, maruz kaldıkları şiddete karşı koyacak hizmetlerden mahrum yaşamak zorunda bırakılmaktadır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası uyarınca, Polis Teşkilatı’nda kurulan Şiddete Müdahale Birimi verilerine göre, 2019 yılından bugüne toplam 4028 kadın şiddete uğradığını bildirmiştir. Ayda ortalama 94, günde ortalama 3 kadının şiddet şikâyetinde bulunması, buzdağının sadece görünen yüzüdür. Şiddete maruz kalan birçok kadın TOCED Yasası’nda öngörülen Şiddeti Önleme Merkezleri, Sığınma Evleri ve Alo İmdat hattı yürürlüğe girmediği için gerekli destek mekanizmalarına erişememekte ve yaşadığı şiddeti durduracak servisler sunulmadığı için başvuru yapmaktan çekinmektedir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, giderek artan fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ile kaderlerine terk edilirken, çocuk istismarı da katmerlenerek artmaktadır. 2019 yılından bu yana sadece Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde 31 bin 115 çocuğun muayene aldığı gazetelere yansımıştır. Yine veriler ortaya koymaktadır ki, haftada 2 çocuk, istismara maruz kalmaktadır.
Hukuk düzeninin bozulduğu ve yoksullaşmanın derinleştiği ülkelerde, şiddet ve suç kültürünün yükselmesini engelleyecek mekanizmalar, sosyal hizmetlere, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya ve çocuk haklarına yönelik politikaların yürürlüğe girmesidir. Sınıflar arasındaki uçurumu büyüten, ayrıcalıklı çıkar gruplarına menfaat üleştirmeye odaklanmış gayrimeşru hükümetin, sosyal devlet ile ilgili bir kaygısının olmadığı gerçektir. Ülkemizin sadece bugününü değil, yarınlarını da derinden sarsacak şiddet kültürünün giderek yaygınlaştığı bugünlerde atamayla göreve getirilenlerden kurtulmak ve sosyal devleti yeniden tesis etmek, geleceğimiz için yapmamız gereken ilk işlerden biridir.