CTP Kadın Örgütü, BM Genel Sekreteri Guterres’e mektup gönderdi
CTP Kadın Örgütü, Guterres’e gönderdiği mektupta, federal çözüm ve barış inşa sürecine olan kararlılıklarını vurgulayarak, “Kadınlar olarak yurdumuzu birleşik olarak ve barış içinde görmek istediğimizi ifade ettik” ifadelerini kullandı.
CTP Kadın Örgütü Başkanı Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya ve MYK Üyeleri, BM Genel Sekreteri Guterres’e iletilmek üzere yazdıkları mektubu, bugün saat 9.00’da Ledra Palace geçiş noktasında Kıbrıs’taki BM Barış Gücü (UNFICYP) Sivil İşler Uzmanı Arzu Çağın’a teslim etti.
Mektubun BM temsilcisine iletilmesi öncesinde açıklama yapan Derya, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle CTP Kadın Örgütü olarak BM Genel Sekreteri Guterres’e iletilmek üzere bir mektup kaleme aldıklarını belirtti.
Kadınlar, barış ve güvenlik konularına ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2000 yılında kabul ettiği 1325 sayılı karara işaret eden Derya, bu kararın çatışma yaşamış ülkelerde kadınların barış inşa süreçlerine müdahil olmasını öngördüğünü ve daha önce çatışma yaşamış birçok ülkede müzakere masasına kadınların kendi yaşadıkları deneyimleri barış yapım sürecine aktarmasını sağlayan bir karar olduğunu anımsattı.
Bu kararla ilgili Kıbrıs’ta da “ciddi bir mücadele” verdiklerini, bu mücadelenin Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi’nin 2015 yılında kurulmasıyla sonuçlandığını anlatan Derya, ancak Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi’nin bugün müzakere masasının aktif olmamasından dolayı “sağlıklı çalışamadığını” görüşünü paylaştı.
Derya, geçen aylarda resmi açılışı yapılan Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi’nin Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı’na işaret ederek, “Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı, her iki bölgede de sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, toplumsal cinsiyet eşitliği ve hak politikası ile uğraşan örgütlerin dahil edilmesiyle değil, gerek Sayın Anastasiades gerek Sayın Tatar’ın Cumhurbaşkanlıkları Saraylarında oluşturulmuş bir komite oldu. Bununla ilgili biz, CTP Kadın Örgütü olarak, Sayın Guterres’e bizim federal çözüm ve barışın inşası sürecinde irademizi ve kararlılığımızı vurgulayan bir mektup kaleme aldık” diye konuştu.
Şu anda Kıbrıs’ta aktif bir müzakere süreci olmadığını yineleyen Derya, “2017 Crans Montana sonrasında gerek Güney Kıbrıs’ta doğal gaz konusunda atılan tek taraflı adımlar gerekse Türkiye’nin desteği ile Sayın Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletlilik tezi, BM parametrelerinin dışında bir unsurdur. Dolayısıyla bunlar iki toplumun iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm altında yan yana gelmesini engelleyen unsurlardır” dedi.
-Güven Yaratıcı Önlemler…
Derya, Guterres’e gönderdikleri mektupta, Güven Yaratıcı Önlemlerin, federal çözüme hizmet edecek şekilde uygulamaya konmasını ve müzakerelerin yeniden başlaması için kendisinden daha fazla inisiyatif almasını talep ettiklerini söyledi. Derya şöyle konuştu:
“Bizler, Sayın Guterres’e yazdığımız mektupta, gerek Güven Yaratıcı Önlemlerin geliştirilmesi ve federal çözüme hizmet edecek şekilde yeniden uygulamaya konmasını; Mağusa Limanı’nın AB kontrolünde açılabilmesi, Ercan Havaalanı’nın BM kontrolünde uçuşlara açılması, Maraş’ta atılan uluslararası hukuk hilafına adımları kabul etmediğimizi ve bu bağlamda da Kıbrıslı Türk toplumunun iradesinin; 2004 Annan Planı referandum sürecinde ifade edildiği ve referandumda kullandığımız yüzde 65 evet oyunda görünür olduğu gibi, federal çözümden yana olduğunu söyledik. Bu bağlamda müzakerelerin yeniden başlaması için kendisinin daha fazla inisiyatif almasını, kadınlar olarak yurdumuzu birleşik olarak ve barış içinde görmek istediğimizi ifade ettik.”