MANŞET

CTP'den Tatar ve büyükelçiye tepki

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) bir basın açıklaması yaparak dün düzenlenen Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi konulu panelde konuşan Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın açıklamalarını eleştirdi.

"Talimatla yönetilen siyasiler, tarihi gerçekleri saptıramaz" başlığı ile CTP tarafından yapılan açıklama şöyle: "TALİMATLA YÖNETİLEN SİYASİLER, TARİHİ GERÇEKLERİ SAPTIRAMAZ! 11 Ağustos tarihinde gerçekleşen Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi konulu panelde Kıbrıs’ta tarih öğretimi ve Kıbrıs tarihine ilişkin gerek Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi gerek Sn. Tatar tarafından sarf edilen sözlerin kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek isteriz. Özellikle, bir ülkenin eğitim bakanlığı, akademisyenleri, bağımsız araştırmacıları ve öğretmenleriyle belirleyeceği tarih eğitimi konusunda başka ülke temsilcilerinin yönlendirme yapması, bilimsel dayanaktan yoksun bir şekilde siyaseten yanlı çıkarımlar üzerine eleştirilerde bulunması anlaşılabilir değildir. Öncelikle, tarih ve tarih eğitimi konusunda bilimsel yaklaşım ve veriler üzerinden hareket edilmesi gerektiğinin önemini hatırlatmak isteriz. Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak evrensel değerlere bağlı, özellikle demokrasi, eşitlik, insan hakları ve barışı merkezine alan bir eğitim yaklaşımını benimsediğimiz apaçık ortadadır. İki ayrı devlet gibi temelsiz iddialar ile koltukları ve gündemleri meşgul edenlere Kıbrıs tarihinin okullarda kendi başına bir ders olarak okutulmaya CTP tarafından başlatıldığı herkesçe bilinen bir gerçektir. İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın gerek Eğitim Bakanı olarak gerekse Başbakan olarak görev yaptığı dönemlerde tarih eğitiminin bilimsel veriler ışığında kapsayıcı bir eğitim haline dönüştürülmeye çalışıldığını ve bunun nitelikli, çağdaş ve dünyaya bağlanan bireyler yetiştirmedeki önemini göz ardı etmemiz mümkün değildir. Bilinmesi gerekir ki söz konusu kitaplar ilk olarak 1994-1996 döneminde CTP’nin eğitim bakanlığı görevini yürüttüğü dönemde düzenlenmiştir. 2004-2008 döneminde ise yine CTP’nin koalisyonun büyük ortağı olduğu dönemde tarih kitapları, tekrardan düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anki Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Sn. Mevlüt Çavuşoğlu’nun da içerisinde yer aldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi bu çalışmaları takdirle karşılamıştı. Bunun sonuncunda Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi, Güney Kıbrıs’a da tarih kitaplarını, barışı merkezine alan bir eğitim sistemine geçilmesi yönünde telkininde bulunmuştu. 2000’lerin başında diye ifade edilen dönemde, Kıbrıs’ın bütün bir ada olduğu, bu adada birden fazla toplumun yaşadığı, özellikle 1963 ve 1974 yılları arasında adamızda inkar edilemeyen bir çatışma döneminden geçildiği anlayışıyla, adamızın çok toplumlu olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak hazırlanan tarih kitapları Kuzey Kıbrıs’ta hazırlanan kapsamlı, evrensel değerleri ve insanı merkezine alan ilk tarih kitaplarıdır. UBP hükümetleri ise, bu değerleri benimsemekte zorlandıkları için hükümete gelir gelmez bu kaynakları kullanımdan kaldırarak barış ve demokrasi anlayışından daha uzak tarih kitaplarını kullanıma sürmüştür. Sn. Tatar’ın barışın ve birlikte yaşamanın önündeki engel olarak “farklı ırklardanız” yönündeki talihsiz açıklamalarının ardından söz konusu panelde sarf ettiği sözler, Kıbrıs adasında farklı toplumların yaşadığını görmezden geldiğini bize göstermektedir. 21’inci yüzyılda dünya ile birleşmek için ülkemiz insanının sahip olması gereken evrensel değer ve ilkelerden yoksun, yanlı bir tarih eğitimine ihtiyaç duyulduğu yönündeki tespit de bunun desteklenmesi de, en az öncekiler kadar talihsizdir. Sn. Tatar ve Azınlık Hükümeti’nin, sağlık ve ekonomideki çöküşün ardından son günlerde yaşanan elektrik kesintileri konusundaki beceriksizliklerini örtbas edebilmek için gündem değiştirme çabaları kabul edilemez. Bu ülkenin ve Kıbrıs Türk toplumunun tarihini, buradaki tarihçiler ve araştırmacılar ile hep birlikte ve ‘çağa uygun hale nasıl getiririz?’ gailesi ile atılan tüm adımları destekleyeceğimizi bildiririz. Bir ülkenin tarihi ve tarih eğitimine dair başka bir ülkeden direktif almayı kendine misyon edinen Tatar ve Azınlık Hükümeti, Kıbrıs tarihinin gerçeklerini saptıramayacaktır."