Cüneyt Arkın: Yeşilçam’ın dev ismi hayatını kaybetti
Türk sinemasının efsane isimlerinden Cüneyt Arkın 84 yaşında hayatını kaybetti.
Dün gece rahatsızlanarak İstanbul’da özel bir hastanede tedavi altına alınan Arkın bu sabah yaşamını yitirdi.
Hasteneden yapılan açıklamada, “Türk sinemasının değerli oyuncusu Sayın Cüneyt Arkın kalbinin durması sebebiyle ambulansla geldiği Liv Hospital’da bütün yeniden canlandırma çabalarına rağmen hayatını kaybetti. Türk sinemasının dev oyuncusunu kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cüneyt Arkın’ın ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz” denildi.
Cüneyt Arkın için Perşembe günü saat 10.30’da Atatürk Kültür Merkezi’nde tören düzenlenecek. Arkın, Teşvikiye Camii’nde öğle namazı sonrası yapılacak cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlanacak.
Türk sinemasına damga vuran ve yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın’ın çok sayıda ödülü bulunuyordu.
Arkın’a son olarak 2021’de Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmişti.
Ölümünün ardından çok sayıda ünlü isim, sosyal medyadan Arkın için paylaşımlarda bulundu.
Twitter paylaşımının sonu, 2
Twitter paylaşımının sonu, 3
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “Türk sinemasına seviyeli bir yorum getiren ve hayatı boyunca çizgisini hiç değiştirmeyen Cüneyt Arkın; şahsiyetiyle, sanatçı kimliğiyle hayat verdiği karakterleriyle her zaman hatırlanacaktır” dedi.
Twitter paylaşımının sonu, 4
Twitter paylaşımının sonu, 5
Twitter paylaşımının sonu, 6
Asıl adı Fahrettin Cüreklibatır
Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937’de Eskişehir’in Karaçay köyünde doğdu. Asıl adı Fahrettin Cüreklibatır’du.
Eskişehir Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.
1963 yılında “Artist” dergisinin düzenlediği sinema yarışmasında birinci oldu.
Kariyerindeki dönüm noktası 1963’te askerliğini yaparken 1. Hava Jet Üssü’nde yönetmen Halit Refiğ ile tanışmasıydı.
İlk filmi Gurbet Kuşları
Askerliği sonrası 1964’te Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları filmiyle sinemaya adım attı. Filmin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde dönüm noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.
İstanbul’a gelen Medrano Sirki’nde 6 ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti.
Yılmaz Güney yerine kendisine verilen ödülü reddetti
12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) jüri Yılmaz Güney’i Baba filmindeki rolüyle seçti. Daha sonra siyasi baskılarla oylama tekrarlandı, Güney’in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.
Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç’ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült filme dönüştü. Arkın; 1980’li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990’lı yıllarda polisiye dizilere yöneldi. Oyunculuğunun yanı sıra televizyon sunuculuğu ve köşe yazarlığı da yaptı.
Kazandığı ödüller
Cüneyt Arkın; 1969’da İnsanlar Yaşadıkça, 1976’da da Mağlup Edilemeyenler filmleriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı.
1972’de Yaralı Kurt filmiyle Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldı.
Arkın’a 1999’da Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ve 2013’te Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü verildi.
Yine 2013’te Engelsiz Yaşam Vakfı tarafından Yaşam Boyu Meslek ve Onur Ödülü verilen Arkın, 2013’te Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün sahibi olmuştu. Arkın geçen yıl da Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü.
Arkın, 1991’de Anavatan Partisi’nden Eskişehir’de 4. sıradan milletvekili adayı olmuş ancak seçilememişti. Sonraki yıllarda ise İşçi Partisi adına düzenlenen ve bir grup bilim insanı, aydın ve sanatçının katıldığı “İşçi Partisi Hükümeti’nde Göreve Hazırız” kampanyasına katılarak, yeniden siyaset sahnesinde adını duyurmuştu.
1964’te Güler Mocan, 1970’de de Betül Işıl’la evlenen Arkın, üç çocuk babasıydı.