Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, DAÜ Beach Club ve çevresindeki arazinin devredilmesiyle ilgili gelişmeleri değerlendirerek bu arazilerin kamu yararına kullandırılmasının önemine işaret etti.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) binasında, “DAÜ Deniz Tesisleri, protokol uygulama süreci ve yüksek öğretimde sahte diploma” konulu basın toplantısı düzenleyen Hoşkara, “Bakanlar Kurulu kararında bir yatırımcı ve işletmeci ifadesi geçmesi, iddiaları haklı çıkarabilecek şekilde bizi de endişelendiren bir konu” dedi.
“Bölgede halihazırda Evkaf arazileri var”
Basın toplantısında konuşan Hoşkara, ilk olarak Beach Club olarak bilinen Doğu Akdeniz Üniversitesi Deniz Kulübü ve çevresinde yer alan arazilerle ilgili Bakanlar Kurulu’nun aldığı karara değindi, bölgede halihazırda Vakıflar Örgütü’nün arazileri bulunduğunu dile getirdi.
Devlete ait arazilerin bir kısmının da kamu yararına kullanılması için DAÜ’nün kullanımına verildiğini kaydeden Hoşkara, orijinal projede ilk adımda düşünülenin buraya kültür kongre merkezi, deniz kulübü, konaklama tesisi gibi hizmetler sunan bir kompleks yapmak olduğunu ifade etti. Hoşkara, öte yandan otuz yıllık süreçte bölgeye Deniz Kulübü tesislerinin dışında bir yatırım yapılmadığını kaydetti.
Gündemde yer aldığı gibi, DAÜ kampüsündeki eski rektörlük binasının ve bina arazisi için Kıbrıslı Rum mal sahibi tarafından Taşınmaz Mal Komisyonu’na takas talebiyle başvuruda bulunulduğunu kaydeden Hoşkara, “Takas için talep edilen Larnaka’da Turabi Tekkesi olarak bilinen Vakıflar Örgütü’ne ait olan bir yer. Dolayısıyla Evkaf bu takasın gerçekleşmesi için sahip olduğu bu taşınmaz maldan vazgeçme kararı aldı. Ama bunun eş değerinde bir karşılık alması gerektiği de yasalar açısından bir gereklilik” dedi.
“Arazi aslında bir sit alanı ve buraya, yani DAÜ’ye devredilen araziye herhangi bir bina yapmak, imar yapmak söz konusu değil”
Bu çerçevede eş değerde bir arazi sağlanması için DAÜ kullanımında olan 16 dönümlük bir devlet arazisinin Vakıflar’ın mülkiyetine geçirilmesinin söz konusu olduğunu belirten Hoşkara, bununla birlikte 18 dönümlük bir arazinin de Doğu Akdeniz Üniversitesi kullanımına verilmesinin gündemde olduğunu dile getirdi. “Bu arazi aslında bir sit alanı ve buraya, yani DAÜ’ye devredilen araziye herhangi bir bina yapmak, imar yapmak söz konusu değil” diyen Hoşkara, yine de buranın kamu yararına değerlendirilebileceğini ifade etti.
Hoşkara eski rektörlük binasının da eğitim, yurt yapımı ve idari hizmetler amaçlarıyla yıllık bir dolara kiralanarak DAÜ’nün kullanımında kalacağını kaydetti.
Mülkiyet sorununun uluslararası alanda faaliyet gösteren birçok kurumun önünde bir sıkıntı olduğunu ifade eden Hoşkara, hem bu nedenle hem de Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalıştırılması nedeniyle gelişmelerin olumlu olduğunu ifade etti.
“Bakanlar Kurulu kararında bir yatırımcı ve işletmeci ifadesi geçmesi, iddiaları haklı çıkarabilecek şekilde bizi de endişelendiren bir konu”
Konuşmasına, “Bu olumlu gelişmelerin yanında, basına da düşen, Özgür Gazete’nin de haber yaptığı bir peşkeş iddiası var” diyerek devam eden Hoşkara, “Bakanlar Kurulu kararında bir yatırımcı ve işletmeci ifadesi geçmesi, iddiaları haklı çıkarabilecek şekilde bizi de endişelendiren bir konu” dedi.
İlgili arazilerin kamu yararına kullandırılmasının önemine işaret eden Hoşkara, “Eğer olaya bu çerçeveden bakarsak bu endişe verici olaylar büyük bir fırsata dönüşebilir ve tüm halkın, üniversitenin ve öğrencilerin faydalanabileceği eğitime, bilime, spora katkı koyabilecek bir proje ve bu projenin uygulanması mümkün olabilir” dedi.
Hoşkara, öte yandan iddialar yönünde bir yola gidilirse buna en büyük tepkiyi DAÜ-SEN’in koyacağını vurguladı.
Evkaf’tan iddialara cevap vermesi ve DAÜ’yle iş birliği yoluna gitmesini talep eden Hoşkara, kamu yararına özen gösterilmesini istedi.
“Makam ödeneklerinin düzenlenmesiyle ilgili tüzük yürürlüğe konmalı”
Hoşkara basın toplantısında, DAÜ’deki mali krizin çözülmesi için atılan adımlara da değindi. Önümüzdeki dört yıllık süreçte hem üniversite hem de hükümet kanadında ciddi adımlar atılması gerektiğini belirten Hoşkara, kamuoyuna takvimlendirilen adımlar konusunda bilgi verilmesinin önemine değindi.
Şu anda atılması gereken önemli adımların birinin makam ödeneklerinin düzenlenmesiyle ilgili tüzük hakkında olduğunu belirten Hoşkara şöyle devam etti:
“Mevcut tüzüğe göre makam ödenekleri yarıya düşürülerek yani azaltılarak asgari ücrete endeksleniyor. Dolardan çıkarılıp asgari ücrete endeksleniyor. Bu mali giderleri azaltacak bir düzenleme olmasına rağmen bu tüzük değişikliği maalesef yürürlüğe konmadı. Dolar bazlı makam ödenekleri halen yürürlükte. Fiilen üniversite bu ödemeyi yapmıyor. Yani mevcut tüzükte belirlenen ödemeyi yapmıyor. Ama bunu yapmaması bir hukuk dışılık. Buna taraf olan kişilerin açacağı davalarla kazanılabilir ve üniversite bu yükümlülüğü yerine getirmek zorunda kalabilir. Bu da mali açıdan üniversiteyi sıkıntıya sokacak bir konu…”
Bununla ilgili tüzüğün hazır olduğunu belirten Hoşkara, bu tüzüğün bir an önce onaylanıp yürürlüğe girmesi gerektiğini vurguladı.
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, bunun yanında bir taraftan, yine protokolün bir parçası olarak, emeklilerin özel statüde çalışmasına yönelik düzenlemeyle ilgili tüzük değişikliğinin de henüz yürürlüğe girmediğini belirtti; DAÜ’nün mali yükünü azaltacak bu tedbirlerin hayata geçmesi için gerekli adımların atılmasını talep etti.
Hoşkara ayrıca, onaylanan bütçenin birimlere dağıtılması konusundaki gecikmenin giderilmesini de istedi.
“Yatay geçiş tüzüğünde de düzenleme yapılması gerekiyor”
Hoşkara’nın basın toplantısında ele aldığı bir diğer konu da yatay geçişler oldu. Yükseköğretimdeki kontrolsüzlük ve denetimsizliğin yarattığı soruna işaret eden Hoşkara, bunun öğrenim harçlarını aşağıya çektiğini ifade etti, DAÜ’nün de bu gelişmelerden olumsuz etkilendiğini anlattı.
“Yardımcı doçentler asgari ücret üzerinden çalıştırılıyor. Birçoğu itiraz ettiğinde işini kaybediyor” diyen Hoşkara, bu gibi konularla ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi.
“Bizi sahte diplomaya kadar getiren süreçlerin bir parçası olduğunu düşündüğümüz, yatay geçiş tüzüğünde de düzenleme yapılması gerekiyor” diyen Hoşkara, bu konuda hazırladıkları önerileri DAÜ Rektörlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı’na ilettiklerini ifade etti.
Yatay geçişin başarı koşuluna bağlanması gerektiğini dile getiren Hoşkara, mevcut durumda hiçbir başarı koşulu olmaksızın yatay geçişin mümkün olduğunu ve bunun yükseköğretime zarar verdiğini vurguladı.