Deniz Erdağ yazdı:Doğruları ve yanlışlarıyla kişisel koçluk
Bir çok kişi hedefleri doğrultusunda spor salonlarında zaman ve efor harcar. Bu bazen vücut geliştirmek, bazen kilo vermek ve bazen de kilo almak için harcanan bir zaman ve efordur. Hedeflere ulaşmak kolay gibi görünse de aslında hiç de o kadar kolay olmadığı zaman geçtikçe daha iyi hissedilmeye başlar.
Hedeflerden uzaklaştıkça kişi spor ve sağlık için harcadığı efor ve zamanı başka işlerde kullanmaya başlar. Bu durum ilerleyen dönemde sadece kişinin değil geniş ölçekte toplumun genelinin bir problemi olan obezite, sağlıksız yeme alışkanlıkları, hareketsizlik gibi kavramlarla karşımıza çıkar. Bu problemler sadece sağlık açısından değil, ayrıca ekonomik açıdan da hem kişiyi hem de toplumu etkileyecektir. Bu açıdan özellikle spor hedeflerine ulaşmada kişisel koç ya da kişisel antrenörler kritik bir rol oynar. Peki ama kişisel antrenörün görev ve sorumlulukları içinde neler bulunur? Kısaca değinecek olursak kişisel antrenör;
-Kişiyi hedefleri doğrultusunda antrene eder,
-Sağlık hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli çalışmaları yapar,
-Gerektiğinde disiplinler arası çalışarak kişiyi diyetisyen, doktor, fizyoterapist gibi kişi ve kurumlara yönlendirerek ihtiyaç duyulan desteğin alınmasını sağlar.
Bu kadar şeyi kendi yapabilecekken başkalarıyla çalışmak neden diye sormadan edemeyen bir kesim de mevcut maalesef. Danışanlarına beslenme programları yazan antrenörlerden tutun da fizik tedavi uygulayan hatta ve hatta doktoru oynayanlara kadar geniş bir yelpazemiz mevcut.
Eğer kişi konu uzmanı bir doktor, diyetisyen ya da fizyoterapist ve bunun üstüne yetkili kurumlar tarafından sertifikalandırılmış bir kişi ise ise bunda bir sakınca yok. Ama kişi yukarıda saydığım meslekleri tek vücuda sığdırmaya çalışıyorsa iki kere düşünmek gerekiyor.
Tersi durumlara da dikkat edilmesi gerekiyor. Benzer şekilde farklı meslek gruplarından kişilerin her hangi bir yeterliliği olmadan bu mesleği icra etmemesi gerekiyor. Her hangi bir eğitim almadan, yetkili kurumlar tarafından sertifikalandırılmadan bu işi yapan kimselerden uzak durmak gerekiyor. Spor salonları içerisinde 3 aylık antrenman sonunda azıcık vücut geliştiren ve kendini antrenör, beslenme uzmanı, fizyoterapist ilan edenlerin
sayısı da azımsanamayacak kadar fazla. Burada aslında iş biraz da spor salonu sahiplerine ve yetkili kurumlara düşüyor.
Özellikle hiç bir belgesi hiç bir eğitimi olmayan bu kişilerin belirlenerek uyarılması hem kişilerin sağlığı hem de bu işi layığı ile yapanların korunması açısından ayrıca önem arz ediyor. Peki o zaman kişisel antrenör seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
-Konu alan uzmanı ve yetkili kurumlarca sertifikalandırılmış olan,
-Disiplinler arası çalışmaya açık ve bu bağlamda ekip çalışması yapan,
-Danışanların ihtiyaçları doğrultusunda kişiye özel antrenman programları hazırlayan ve bu programları uygulayan,
-Mesleğine, danışanına, çalıştığı kurumlara saygılı ve bu bağlamda bu kültürün yayılması ve korunması için çaba sarf eden kişilerin seçilmesi gerekiyor.
Sağlıklı ve zinde bir yaşam için işin ehli kişilerle çalışmak ve bu bağlamda disiplinler arası destek alarak kişisel hedeflere ulaşmak mı? Yoksa her konuda fikri olan muhteremlerle yol almak mı? Aslında sorunun cevabı sizde.