Deniz Erdağ yazdı:Futbolda taşıma su ile değirmen işletmeciliği
Memleketin neresine giderseniz gidin şehir, köy, mahalle fark etmez futbol oynayabileceğiniz bir alan bulunur. İş bu ya her seçim döneminde takımı bulunan her yerleşkeye sözler verilir. Hatta protokol içerisinde birçok kulübün alt yapı ve saha düzenlemesi yapılması için kaynak aktarılması kararlaştırılmıştır.
Başbakan, Bakan, Millet Vekili, Belediye Başkanlığı makamlarının kapısını açacak anahtar büyük takımlara başkanlık yapmaktan geçer. Bu dönemlerde kulüplere başkanlık yapanlar hedefleri gereği kulüplere gerekli maddi katkıyı sağlayarak hedeflerine ulaşmak için çaba sarf ederler. İşler güllük gülistanlıksa, kulübe aktarılabilecek kaynağı hazır ve gerektiğinde daha fazlasını bulabilecek başkan adaylarının çıkması camia açısından büyük bir şanstır. Bu şans kulüplerin o sene hedeflerini değiştirmelerine yardımcı olacaktır. Bir sene önce kümede kalma mücadelesi veren takımların bir anda şampiyonluğun en güçlü adayı haline gelmesi işlerin
aslında ne kadar da kontrolsüz ve günü kurtarmaya yönelik olduğunu göstermektedir.
Sporun yönetiminden, sevkinden, idaresinden uzak bir zihniyetle, en iyi teknik adamı alarak, ligde bulunan en iyi futbolcuları sırf başkalarına kaptırmamak için piyasayı dengesiz şekilde yükselterek seneyi şampiyon kapatmak uğruna gereğinden fala harcama yaparak ligin, sporcunun, taraftarın ayarlarıyla oynayan bir yapıdan bahsediyoruz. Sıkıntı başkan hedefine ulaştığı anda başlamıyor mu? Bir sezon önce yüksek meblağlar ödenerek alınan sporcular, takımı şampiyon yapması için getirilen teknik adam işin maddi kısmı sıkıntıya girdiği anda yeni sezonda şampiyon olabileceği ya da istediği ücreti verebileceği başka bir kulübe gitmek için kulüplerle yollarını ayırıyor. Kulüp içerisinde düştüğü durumdan dolayı borçlarını, sporcularını, teknik heyetini ödemez duruma geldiği için başkan adayı bulamıyor ve işte o anda ya kulübü kurtaracak bir kahraman ya da kaynak
aktarabilecek yani bir başkan aramaya başlıyor. İstediği başkan adayını ya da kaynağı bulamayan kulüp o sezonu ya son sıralara tutunmaya çalışarak ya da bir alt lige düşerek ödemek zorunda kalıyor. Bu kadar şeyi neden yazıyorum. Her seçim döneminde bölgelerde bulunan futbol kulüplerine saha, türbün ve benzeri yatırımlar yapmak yerine mevcut sistemin düzenlenmesi, düzeltilmesi için bu güne kadar ne yapılmış bakmak gerekiyor. Kulüplerin mali yapılarını denetleyen bir sistemin olmadığını düşünüyorum. Türkiye’de ya da Avrupa’daki gibi transfer yasağı ya da finansal barışı sağlamak uğruna ne gibi yaptırımlarımız var? Kaç kulübün zengin bir başkan olmadan ya da kaynak sağlayacak bir yönetici olmadan işlerin yolunda gitmesini sağlayacak
sürekli gelir kaynakları var. Sporun yönetimi, sevk ve idaresi konusunda bu güne kadar kaç kulüp spor bilimleri fakültelerinden mezun olmuş ya da oralarda görev yapan uzmanlardan destek alarak bu yapıyı düzeltmeye çalışıyor?
Sponsorluk yasası, zengin başkan, kaynak getirecek yönetici güzel ama öncesinde kulüplerin mali yapılarının düzenlenmesi, buna bağlı olarak alt yapı ve sporcu yetiştirmeye ağırlık verilmesi için mali denetim ve eğitim çok büyük önem taşıyor. Sonuç olarak cebinde tek kuruşu olmayan kulüplerin kendilerine yapılan tesislerin bakımı,
onarımı ve bu yapı içerisinde sporcu yetiştirmeleri çok da mümkün görünmüyor. Taşıma su ile değirmeni döndürmeye devam etmek ya da yukarıda belirttiğim yapıyı tesis etmek arasında seçim yapmamız gerekiyor.