Dışişleri Bakanlığı, AB üyesi Güney Avrupa ülkeleri toplantısı sonunda yapılan ortak açıklamada yer alan ifadelere tepki göstererek, adadaki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmaktan yoksun olduğu ifade edildi.
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa ülkeleri (Med7), 11 Haziran 2021 tarihinde, Atina’da düzenlenen toplantı sonunda ortak bir açıklama yapılmasının üzerine yazılı bir açıklama yaptı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Kıbrıs konusuna ilişkin yer alan ifadeler adadaki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmaktan yoksun olduğu savunularak, söz konusu AB ülkeleri, bu açıklamayla, tarafsız olamayacaklarını bir kez daha kanıtladıkları vurgulandı.
Bakanlık tarafından açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“1960 Ortaklık Cumhuriyeti’ni silah zoruyla yıkmasıyla ortaya çıkan statükoyu kalıcılaştırmak adına, Rum tarafı, geçmiş tüm federal çözüm süreçlerini akamete uğratmıştır. Rum tarafınca her vesile ile reddedilen federal çözüm modeline ilişkin müzakereler artık tükenmiştir. Aynı AB ülkelerinin günümüz şartlarına uymayan federal çözüm modelindeki ısrarları, Rum tarafına konfor alanı sağlayan statükonun devamına açık destek anlamı taşımaktadır.
Kıbrıs Türk tarafı, 5+BM gayri resmi toplantısında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çağrısına uygun olarak Ada’nın gerçeklerini yansıtan, “kalıpların dışında” yaratıcı fikirlerini tescil ettirmiş ve iki Devletin egemen eşitliği ile eşit uluslararası statüleri temelinde bir iş birliği ilişkisi tesis edilmesini görüşmeye hazır olduğunu göstermiştir.
Ada ve doğal kaynakların ortak sahibi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de kazan-kazan anlayışıyla, iş birliğine yönelik yapıcı öneriler sunmuştur. Bu öneriler halen masadadır. Ancak Kıbrıs Rum tarafı, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelmeye devam ederek, bölgenin istikrar ve refahının tesis edilmesine kışkırtıcı faaliyetleriyle engel olmayı sürdürmektedir. Maalesef, anılan AB ülkeleri, bahse konu açıklamayı imzalayarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin maksimalist yaklaşımını teşvik etmektedirler.
Adadaki statükonun simgesi haline dönüşen kapalı Maraş’ın KKTC toprağı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Kapalı Maraş’a ilişkin açılımımız uluslararası hukuk çerçevesinde yürütülmeye devam edecektir.
“KIBRIS TÜRK TARAFI, MÜZAKERELERE YAPICI BİR TUTUMLA KATILMAYA HAZIRDIR”
Devletimiz gerek ulusal davamızı gerek Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve çıkarlarımızı Anavatan Türkiye ile koruyacak ve savunacaktır. Kıbrıs Türk tarafı, iki devletin egemen eşitliğinin teyit edilmesini müteakip, iş birliği kurulması amacıyla yeni bir zeminde başlaması muhtemel müzakerelere yapıcı bir tutumla katılmaya hazırdır.”