Dışişleri Bakanlığı’ndan Uluslararası Frankafoni Örgütü’nün aldığı kararlara tepki
KKTC Dışişleri Bakanlığı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada,Uluslararası Frankofoni Örgütü’nün 19-20 Kasım 2020 tarihlerinde Tunus’un Cerbe kentinde gerçekleştirilen 18. Zirvesinde aldığı kararların Kıbrıs konusuna ilişkin unsurlar içerdiği, Kıbrıs konusuna yönelik yanlı yaklaşım gösterdiği ifade edildi.
Bakanlığın açıklaması şöyle:
Uluslararası Frankofoni Örgütü’nün 19-20 Kasım 2020 tarihlerinde Tunus’un Cerbe kentinde gerçekleştirilen 18. Zirvesinde aldığı kararların Kıbrıs konusuna ilişkin unsurlar içerdiği dikkat çekmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı olarak gözlemci üyesi olduğu bahse konu örgütün Kıbrıs konusuna yönelik yanlı yaklaşımı, Kıbrıs Türk Halkının hak ve çıkarlarını göz ardı eder nitelikte olup, Kıbrıs’taki mevcut gerçeklerle örtüşmemektedir.
Kıbrıs’a yönelik kararlar alırken, uluslararası topluluğun bir takım tarihi gerçekleri göz önünde bulundurması büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, konuya ilişkin gerçekçi bir yaklaşım sergilenebilmesini teminen, adada dili, dini, kültürü ayrı iki halk bulunduğunun ve Kıbrıs Türk Halkının ayrı bir devleti olduğu gerçeğinin kabul edilmesi elzemdir. Kararın, “Kıbrıs’ı, halkını ve kurumlarını yeniden birleştirmek” gibi ifadeler içeriyor olması, bunun yanısıra geçerliliğini yitirmiş modellere atıf yapması tarafımızca kabul edilemezdir.
50 yılı aşkın bir süredir müzakere edilen “iki-toplumlu, iki-bölgeli federasyon” modelinin Kıbrıs Türk Halkı ile güç paylaşımına gitmek istemeyen Rum tarafının son olarak 2017 yılında Crans Montana’da gerçekleştirilen konferansta sergilediği uzlaşmaz tutum neticesinde nihai olarak sona erdiği bir gerçektir. Kıbrıs Türk tarafı, adadaki iki taraf arasında varılacak bir anlaşmanın yalnızca iki mevcut Devletin egemen eşitliği ve eşit statüsü temelinde yapılması halinde bir başarı şansı olacağına inanmaktadır.
Bilinmelidir ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geçerliliğini yitirmiş bir formül üzerinde müzakere ederek kaybedecek bir 50 yılı daha yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, adadaki iki Devletin iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşayabilmesinin formülünü ortaya koymuştur ve artık bu tezinden geriye dönmesi mümkün değildir.
Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül ayında New York’ta gerçekleştirilen BM Genel Kurul toplantısı kapsamında yapmış olduğu çağrı ile yeni bir sayfa açılmıştır.
Uluslararası Frankofoni Örgütü dahil uluslararası toplumun, mevcut gerçekleri kabul etmeleri halinde adada kalıcı olarak bir anlaşmaya varılmasına katkı koymaları mümkün olabilecektir.