Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği Meme Kanseri Farkındalık Ayı, bir diğer adıyla ‘Pembe Ekim’ dolayısıyla bildiri yayınladı.
Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Eliz Arter tarafından kaleme alınan bildiride kansere karşı beslenme önerileri verildi. Her ne kadar genetik zemin ve aile öyküsü önemli olsa da bireyin günlük alışkanlıkları ve çevresel faktörlerin kanser oluşumunda baskın rol oynadığına işaret edilen bildiride bunlar arasında bireyin rutin beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite durumu, alkol-sigara kullanımı ve radyasyon ile çevresel kirliliğe maruziyet gibi etmenlerin listenin en başında yer aldığı kaydedildi.
Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma Ajansı’nın en son yayınlanan verilerine göre, meme kanserinin tüm kanserler arasında en sık yeni tanı alan kanser türü olmasına rağmen, ölüm oranlarında 5’inci sırada yer aldığı ifade edilen bildiride bunun aslında modern tıbbın ne kadar ilerlediğini ve erken tanıya dikkat çeken farkındalık kampanyalarının başarısını gösterdiği ifade edildi.
Özellikle beslenme alışkanlıklarıyla meme kanseri bağlantısında bazı örnekler öne çıktığı dile getirilen bildiride şu örnekler verildi:
“Doymuş (katı) yağ oranı yüksek hayvansal yağların tüketilmesi meme kanseri riskini arttırmaktadır.
Düzenli olarak fazla miktarda tüketilen alkol meme kanseri riskini arttıran bir diğer önemli etmendir.
Benzer şekilde, Obezite de riski arttıran faktörlerden başı çeker. Örneğin paketlenmiş, basit şeker oranı yüksek gıdaların tüketimi azaltarak, tam tahıllara yönelmek tokluk hissini arttıracak ve vücut ağırlığının ideal değerlerde olmasına yardımcı olacaktır.
Günlük tüketilen meyve ve sebze miktarı, tüm kanser türlerinde olduğu gibi, meme kanseri riskinde de önemli bir rol oynar. Buna göre, günde 2 meyve ve 3 sebze olmak üzere, 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimi bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve kanser riskinin azaltılmasına yardımcı olur.
İçlerinde kimyasal bulunduran raf ömrü uzun salam, sucuk gibi şarküteri ürünlerinin kanser riskini arttırdığı kanıtlanmıştır. Bu tür ürünlerin kullanımı mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır.
Hazırlama ve pişirme yöntemleri ve bu işlemleri yaparken kullanılan mutfak araç gereçleri de kanser oluşumunu tetikleyebilecek etmenlerdendir. Özellikle susuz ortamda ve kuru ısıda pişirme yöntemleri (kızartma, barbekü vb) farklı tipte kanser yapıcı kimyasalların oluşmasına sebep olur.
Son yıllarda hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olan plastiklerin, hem mikroplastik formunun, hem de içlerinde bulunan farklı kimyasal yapıların meme kanseriyle ilişkisini inceleyen çalışmalar hız kazanmıştır. Günlük hayatımızda farklı amaçlar için kullandığımız plastik miktarını azaltmak, olası kanser riskine karşın önleyici olabilir”
Bildiride şu sorulara da yer verildi:
“Yaygın ama bir o kadar da önlenebilir olan bu hastalığın riskini düşürmek için günlük alışkanlıklarımda yapabileceğim en küçük değişim ne olabilir?
Gün içinde neyi yaparak fiziksel aktivite miktarımı arttırabilirim?
En sık kullandığım pişirme yöntemleri arasına haşlama ve buharda pişirme gibi su bazlı yöntemleri dahil edebilir miyim?
Doymuş yağ oranı yüksek hayvansal ürünlerin bir kısmını bitkisel besinlerle ve bitkisel yağlarla değiştirebilir miyim?
Günlük hayatımda kaç porsiyon meyve ve sebze tükettiğimin farkında mıyım? Miktarını nasıl arttırabilirim?”