Dr. Burhan Nalbantoğlu eski Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı, Bakanlar Kurulu’nda alınan kararlara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaparak eleştirilerde bulundu.
Dizdarlı’nın açıklaması:
“DAĞ FARE DOĞURUNCA…
Doğrusu, Cumartesi günü Sağlık bakanımız Sayın Ali Pilli , Bakanlar Kurulunu “Acil” toplantıya çağırınca umutlanmıştım. Bu nedenle de etrafımdan yükselen “Acil toplantı neden pazartesine kadar öteleniyor, Pazar yapsalar ya!” şeklindeki serzenişlere “Sanırım Bakan çok ciddi önerilerle gitmek istiyor, bunun içinde bir hazırlık süresi belirledi” diyerek savunma yapıyordum.
Açıkçası çok radikal kararlar bekliyordum. Sayın Bakan’ın canına tek etmiş gibi hissediyordum. Elini masaya vuracak yapılması gerekenleri bakanlar kurulundan bir bir geçireceğini düşünüyordum.
Ne yazık ki , Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun da Bakanlar Kuruluyla nerdeyse aynı saatte toplantı yapması bu beklentimin hüsrana uğrayacağının ilk belirtisi oldu. Arada koskoca bir Pazar günü boşa harcanmıştı. Halbuki bundan çok daha hafif problemlerle boğuştuğumuz zamanlarda bakanlık çatısı altında Cumartesi Pazarı ardarda toplantılarda geçirdiğimizi anımsıyorum.
Oysa gerçekten acil karara bağlanması gereken sorunlar vardı.
Her gelen uçak ve gemiyle hasta sayısı artıyordu. Yerel vakaların da başlamasıyla sağlık sistemimiz yavaş yavaş sallanmaya başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim ben en azından bir hafta gemilerin ve uçakların geliş gidişinin durdurulacağını , bu sayede sağlık servislerine bir nefes alma bir toparlanma şansı verileceğine inanıyordum. Bunun yerine gemiyle 400 yerine 250 insan almayı, gemi ile gelenlerin de Pcr sonuçları çıkana kadar limanda bekletilmelerine karar verildi. Hiç yoktan iyidir diye düşünürken benzer uygulamaların uçak yolcularına yapılmayacağını anladım. Bu ayırımcılık neden diye düşünmedim. Çünkü sebebini tahmin ettim. Tahminim İnsan olarak yüreğimi sızlattı.
Pandemi Hastanesi için ciddi bir adım beklerdim. Siz bakmayın 40 yataklı göğüs hastalıkları kliniği hazırlandığına. Bilin ki söz konusu Kırk yatak yoktan var edilmedi. Başka hastaların, hastalıkların yataklarından rezerv edildi. Bu sebeptendir ki hâlâ Devlet Hastanesinin mevcut yapısı dışında bir Pandemi merkezi kurulmamasının kabul etmek mümkün değildir.
Okullar tartışılıyordu. Ciddi kararlar bekliyordum. Topu 21 Ağustosa bıraktılar. Eğitim ve Sağlık Bakanları birlikte açıklayacakmış. Sonrada 7-8 gün içinde ailelerden bu kararlar yönünde tedbir almaları istenecek sanırım. Bu kadar kısa zamanda kim oryante olacak da çocuğunu gönderecek ya da aklı başında hangi çocuk gitmek isteyecek göreceğiz. Oysa öğretmenlerin sağlıkçılarla birlikte hazırladığı çok iyi planlamalar olduğunu biliyorum. Sınıfların sayısı düşürülerek vardiya sistemine geçilmesi konuşuluyordu. Yine okula başlayacak olan çocuğun en az 14 gün öncesinden yurt dışında bulunmaması isteniyordu. Derslerin hafta da iki üç gün Covid-19 bilgilendirmesi içeren konularla başlanması ,bu konuda sağlıkçılardan destek alınması, bu sayede toplumsal bilincin artırılması öngörülüyordu. Bunlar gibi bir sürü öneri vardı.
Umarım o basın toplantısı (YAPILABİLİRSE) bu ve benzer konulara açıklık getirir. Bu konuda kafa patlatan öğretmenlerin sağlıkçıların fikirleri dikkate alınır da insanlar endişelerinden bir miktar soyutlanır.
Bu günkü Bakanlar Kurulundaki bir diğer önemli kararda Random test yapılması yönündedir. Sağlık Bakanlığı zaten buna başlamıştı ama sayı çok azdı. Günde 100 tane olan bu sayının 500-1000 olması gerekir. Sözcü sayıdan bahsetmedi ama daha ziyade güneye giden gelen emekçilere bunun uygulanacağını söyledi. Bu bir yere kadar kabul edilebilirse de ihtiyacımızın ülke çapında bir random tarama olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda vardır.
Hükümet acil toplandı. Heyecanlandık. Dağ Fare doğurdu. Belli ki biraz iteklenme, dürtüklenmeye, cesaretlendirmeye ihtiyaçları vardır. BİZE DE BUNU YAPMAK DÜŞÜYOR.”