Dr. Özlem Gürkut: “Kanser tedavileri devam eden hastalarda koronavirüse yakalanma sıklığı arttı”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, kanser tedavileri devam eden hastalarda koronavirüse yakalanma sıklığının arttığının gözlemlendiğini vurguladı; kanser hastalarına koronavirüs açısından ayrı bir özen göstermek gerektiğinin altını çizdi.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kanserin tüm dünyadaki ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığına işaret etti.
“2018’DE 9,6 MİLYON İNSAN HAYATINI KAYBETTİ”
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2018 yılında dünyada 9,6 milyon insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Gürkut, “Dünyada gerçekleşen her altı ölümden birisinin nedeni kanserdir” dedi.
Dünyada görülen kanserlerin üçte birinin insanların yaşam tarzı alışkanlıklarındaki veya beslenmeleri ile ilgili olduğunu ve bunları “fazla kilolu olmak, yetersiz meyve ve sebze tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite, tütün kullanımı ve alkol kullanımı” olarak sıralayan Gürkut, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada en sık görülen kanserlerin; “Akciğer kanseri (2.09 milyon vaka), Meme kanseri (2.09 milyon vaka), Kolorektal kanserler (1.8 milyon vaka), Prostat kanseri (1.28 milyon vaka) ve Mide kanseri (1.03 milyon vaka)” olduğunu kaydetti.
Kansere bağlı ölüm nedenlerinin ise akciğer kanseri (1.76 milyon ölüm), kolorektal kanserler (862 milyon ölüm), mide kanseri (783 milyon ölüm), karaciğer kanseri (782 milyon ölüm) ve meme kanseri (627 milyon ölüm) olduğunu ifade eden Gürkut, şöyle devam etti:
“TÜTÜN KULLANIMI EN ÖNEMLİ KANSER NEDENİ”
“Tütün kullanımı en önemli kanser nedenidir ve kansere bağlı ölümlerin yaklaşık olarak %22’sinden sorumludur. Yani kanser nedeniyle ölen her beş kişiden biri tütün kullanımına bağlı olarak hayatını kaybetmektedir.
Kansere neden olan enfeksiyonlar (Hepatit, Human Papilloma Virüs yani HPV gibi) düşük ve orta gelirli ülkelerde görülen kanserlerin %25’inden (4 kanser vakasından 1’i) sorumludur.
Diğer yandan düşük ve orta gelirli ülkelerin her beş tanesinden sadece bir tanesinin kanser politikaları geliştirecek yeterli verisi mevcuttur. Ülkemizde başlatılmış olan kanser kayıt çalışmaları son dönemde durdurulmuştur. Kendi kanser politikalarımızı geliştirebilmek için çok önemli olan kayıtçılık ve veri toplama çalışmalarının kesintisiz devamı önemlidir.
“KANSER YÜKÜNÜ AZALTMAK İÇİN NE YAPILMALIDIR?”
Günümüzde birçok kanser türü yaşam tarzı değişikliği ve çevresel etkenlerin düzeltilmesi ile önlenebildiği gibi bir çoğu da erken teşhis ve modern tıbbi ilaç ve uygulamalar ile tedavi edilebilmektedir. Bunun için ülkelerin bir kanser politikalarının olması ve kanser verilerinin bulunması önemlidir.
Kişilerin yaşam tarzlarını ve alışkanlıklarını değiştirmesi ve kansere sebep olabilecek karsinojenlere maruziyetin azaltılması önemlidir. Erken saptama kansere bağlı ölümlerin azaltılmasında etkilidir.”
ERKEN TEŞHİS VE TARAMA
Gürkut, erken teşhiste toplumun kanser farkındalığı, sağlık hizmetine ulaşım imkanları, ülkedeki kanser tanı ve tedavisinde kullanılabilecek tıbbi imkanların yeterliliği ve tedaviye erişim olanaklarının önemine dikkat çekti.
Kanser tarama programlarının risk grubundaki toplum kesiminin tamamına yakınını kapsamasının önemli olduğunu ifade eden Gürkut, şöyle devam etti:
“Taramanın amacı henüz klinik bulgu vermemiş,şikayete neden olmayan kanserlerin erken saptanması amacı ile o kanser türünün görülmesi riskini taşıyan kişilerin periyodik olarak muayene ve test edilmesidir. Ülkemizde erken tanı amacıyla taraması yapılan kanserler kadınlarda meme ve rahim ağzı kanseri ve kadın ve erkeklerde kalın bağırsak kanseridir.
Akciğer kanserlerinin ülkemizde görülme sıklığının artması ve yaygın tütün ve tütün ürünü kullanımı nedeni ile akciğer kanseri görülme riski altındaki toplum kesimleri için de tarama programı başlatılması gerekmektedir.
Tedavi imkanlarının yeterli olması kansere bağlı ölümlerin azaltılmasında önemlidir.
Ülkemiz için de önemli bir ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz palyatif bakım servislerinin ve olanaklarının sağlanması için de harekete geçmemiz gerekmektedir.”
“KORONAVİRÜS PANDEMİSİ KANSER HASTALARI İÇİN ARTMIŞ BİR RİSK OLUŞTURUR”
Gürkut, kanser hastalarına verilen ilaçlar, kortizon türevleri ve kemoterapinin bağışıklığı azalttığına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Bağışıklığın azalması ise enfeksiyon riskini artırdığından pandeminin başlangıcında bu riskler nedeniyle hastalara kemoterapi vermenin ertelenmesi gündeme gelmiştir. Ancak aktif kanser hastalığı bulunan hastalar için tedavi almamanın daha kötü sonuçlara yol açabileceği nedeniyle kabul görmemiştir. Pandemi boyunca kanser tedavileri hep devam etmiştir ama tedavi almakta olan hastalarda Koronavirüse yakalanma sıklığının arttığı gözlenmiştir. Bundan başka aktif kanser hastalığı bulunan veya kemoterapi almakta olan kişilerin Koronavirüse yakalandıkları zaman enfeksiyonu daha ağır geçirme riskiyle karşı karşıya bulundukları da bilinmektedir. Dolayısıyla kanser hastalarına Koronavirüs açısından ayrı bir özen göstermek gerekmektedir.”