Türkiye’de 11 Mart’ta tespit edilen ilk vakanın üzerinden yaklaşık 9 ay geçti. Bugüne kadar açıklanan resmi verilere göre 520 binin üzerindeki kişide koronavirüs tespit edildi.
Koronavirüs testi (PCR) pozitif çıkan, fakat semptom göstermeyenlerin sayısının açıklanmaması, sağlık örgütlerinin ‘turkuaz tablo ile saha ciddi biçimde çelişmekte’ olduğu eleştirisini yöneltmesine neden oldu.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ülke ve Avrupa Merkez İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Ofisi Geçiçi Başkanı Dr. Irshad Ali Shaikh, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Halkımızla ilk olarak paylaşmadıklarımızı DSÖ ile paylaşmıyoruz” dediğini hatırlatarak “Biz bu verilerin farkında değildik” dedi.
Shaikh, tüm dünyada semptom göstermeyenlerin ‘sessizce virüsün yayılmasına neden olduğuna’ vurgu yaptı.
‘Endişe verici seviyede yüksek sayılarla karşı karşıyayız’
DSÖ’nün her ülkeden semptom göstersin göstermesin pozitif çıkan herkesin rapor edilmesini istediğini vurgulayan Shaikh, “Türkiye için asemptomatik kişi sayılarının paylaşılması rahatlatıcı, çünkü gerçekten salgının yayılımını engellemekte önemli” açıklamasında bulundu.
DSÖ Türkiye ofisinden Dr. Shaikh, “Türkiye’deki durumun da diğer ülkeler gibi” olduğunu belirterek “Endişe verici seviyede yüksek sayılarla karşı karşıyayız” dedi.
Shaikh, “Daha fazla test yapmanın sadece pozitif vakaları değil, aynı zamanda yüksek oranda salgını yayma riski olanların ortaya çıkmasını” da sağladığına vurgu yaptı.
“Türkiye, tıpki diğer ülkeler gibi sokağa çıkma yasağıyla birlikte harekete geçiyor” diyen Shaikh Türkiye’de alışveriş merkezlerine HES kodu olmaksızın girilemediğine dikkat çekti.
Shaikh sözlerini, “Bu açıdan bakıldığında tedbirler daha güçlü bir biçimde uygulanıyor. Umarız ki önemli oranda virüsün yayılmasının önüne geçer ve vaka sayıları düşer” diye sürdürdü.
DSÖ’den ‘Çöküş yaşanabilir’ endişesi
Türkiye’deki sağlık sistemi üzerinde gün geçtikçe artan yüke de değinen Shaikh, “Her ne kadar Türkiye’deki hastanelerde durum diğer ülkeler, Avrupa ya da Amerika’daki kadar kötü durumda olmasa da, bu şekilde devam ederse o zaman biz de, sağlık sisteminin, hastane sisteminin çöküşünü yaşayabiliriz” dedi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nden yapılan açıklamada, “Birçok büyükşehirde artan hasta sayıları nedeniyle kamuda hastane servislerinin dolduğu, yoğun bakımlarda ise yer kalmadığına dair hastane yöneticilerinden, yerel yöneticilerden, tabip odalarından, sağlık ve emek-meslek örgütlerinden bilgiler kamuoyu ile paylaşılmaktadır” denildi.