Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İlla uzun yazmayıp tek cümleyle tarafımızı belirleyeceksek, tarafımız belli: Çocuklarımızın tarafındayız. Onların insan onuruna yaraşır koşullarda alacakları bilimsel, demokratik ve insan hak ve özgürlükleri temelli eğitim çerçevesinde kuracakları bugünkünden çok daha güzel yarınların tarafındayız” dedi. 

Erhürman açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 

Özçınar: Su yönetimi politikalarının geliştirilmesi şarttır Özçınar: Su yönetimi politikalarının geliştirilmesi şarttır

“Videolar düşüyor önümüze… Biri İrsen Küçük Ortaokulu’ndan, diğeri Bekirpaşa Lisesi’nden. Slogan atıyor çocuklarımız. Bir okulda “Mustafa Kemal’in çocuklarıyız”, diğerinde “Yönetim istifa”…
Sınavlar var ama yapılamıyor. Slogan atan çocuklarımız belki “aynı taraf”ta belki “farklı”. Hangileri hangi “taraf”ta diye düşünmek bile istemiyorum açıkçası. Tek bir çocuğumuzun bile kalbinin kırılması kalplerimizin parça parça olması için fazlasıyla yeterli. Hepsi hepimizin çocukları.  
Böyle sonuçlara yol açabileceği son derece öngörülebilir olan bir konuda, çözümleri öğretmenlerin, velilerin, uzmanların desteğiyle katılımcı bir anlayışla üretmeyi beceremeyen, yasal yükümlülük gereği toplaması gereken kurulları dahi toplamadan tüzük değişikliğine giden, kimilerine göre bilinçli bir “cepheleştirme girişimi”ne bilerek ya da bilmeyerek aracılık eden “hükumet”i ve ülkeyi, çocuklarımızı ne hale getirdiklerini düşünüyorum yalnızca. 
İnanın ki yalnızca slogan atan çocuklarımız değil, slogan atmayanlar da, kendilerini ya da başkalarını haklı, mağdur veya ötekileştirilmiş hissedenler de, şu anda beyinlerinde, yüreklerinde, kendi iç dünyalarında, belki çoğumuzun tahmin bile edemeyeceği, nereye evrileceğini hiçbirimizin öngöremeyeceği fırtınalar yaşıyorlar. Ve önemlisi şu: Yaşamak zorunda bırakıldıkları dünya kadar sorununun yanında bir de bunları yaşamaları asla gerekli değildi!
Ama kendine hala “hükumet” diyen yapı, kaç gündür yaşananlar ortadayken ve bugün bunların yaşanacağı son derece öngörülebilirken, üstüne üstlük anti demokratik yöntemlerle yaptıkları tüzük değişikliği “her iki tarafça” da kabul görmemişken, ortamı yatıştırmak, konunun, soğukkanlı bir şekilde, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, dünyadaki uygulamalar, Anayasa ve geri kalan mevzuat çerçevesinde ele alınmasına alan açmak adına, “zaten mevzuata aykırı bir biçimde yaptığım tüzük değişikliğini askıya aldım” deme iradesini dahi gösteremiyor.
Çocuklarımızın birbirine düşmesine, cephelere bölünmesine, bin bir türlü olumsuz psikolojik süreçle karşı karşıya kalmasına, bugünden geleceğe taşınacak "fay hatları"nın oluşumuna sebep oldunuz. Siyasi sebeplerle bilinçli olarak mı yapıyorsunuz, koltuk kaygısıyla “sin da gülle geçsin” mi diyorsunuz, yoksa umursamazlıkta, basiretsizlikte zirve mi yaptınız? Hangisi olduğu, hangi tarafta olduğunuz hiç umurumda değil. Biz demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, bilimsel temelde katılımcılıkla alınacak kararlardan yana tarafız. Biz, “sorun çözümsüz kalsın ya da dayatmalarla daha da büyüsün, biz de sorunun bir tarafında olalım, oradan siyasi rant elde edelim, çocuklarımız ne yaşamak zorunda kalırlarsa kalsınlar” noktasında değil, çözümün tarafındayız. 
İlla uzun yazmayıp tek cümleyle tarafımızı belirleyeceksek, tarafımız belli: Çocuklarımızın tarafındayız. 
Onların insan onuruna yaraşır koşullarda alacakları bilimsel, demokratik ve insan hak ve özgürlükleri temelli eğitim çerçevesinde kuracakları bugünkünden çok daha güzel yarınların tarafındayız.”