3’ncü Cumhurbaşkanı Dr. Dervi̇ş Eroğlu’nun 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ve Kurban Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı.
KKTC’nin Kıbrıslı Türklerin bu adadaki en büyük gücü olduğuna dikkat çeken 3’ncü Cumhurbaşkanı Eroğlu mesajında; “Eksikliklerimiz, aksaklıklarımız olsa da üniversitelerimize otellerimizle, sanayi tesislerimizle, tarımımızla bir ekonomi yarattık. En önemlisi bağımsızlığımızı ilan ettik Devlet kurduk. Bu Devlet bizim en büyük gücümüzdür. Her Kıbrıs Türkü bu Devlet’e, egemenliğimize, 20 Temmuz Barış Harekatı’na sahip çıkmalıdır.” dedi.
Türkiye ile KKTC’nin egemenliğe dayalı iki devletli çözüm politikasını masaya koymasının doğru bir karar olduğunu da vurgulayan Derviş Eroğlu; “Hiç tereddütsüz bu politika sürdürülmelidir” dedi.
3’ncü Cumhurbaşkanı Dr. Dervi̇ş Eroğlu mesajında şunları söyledi;
“Öncelikle halkımızın 2 Bayramını da samimiyetle kutluyorum.
20 Temmuz tarihinde başlayan 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde her yıl kutlamakta olduğumuz Barış ve Özgürlük Bayramı bizler için çok önemli ve anlamlıdır.
Hepimiz bu anlam ve önemi bilmek ve geleceğimiz olan gençlerimize anlatmak zorundayız.
Yaşım, görevlerim ve tecrübem itibarıyla 1950’li yıllardan bugüne Kıbrıs Türk Halkı’nın yaşadıklarını, nereden nereye nasıl geldiğini iyi biliyorum.
20 Temmuz 1974 öncesi yine Türkiye’nin büyük desteği ile hayatta kalmak, Kıbrıs’ın Yunan olmasını engellemek için direniyorduk.
20 Temmuz 1974’te başlayan harekatla birlikte özgürlüğümüze, egemenliğimize kavuştuk; üzerinde güven içinde yaşadığımız, Devlet kurduğumuz, vatan dediğimiz bir toprak parçasına sahip olduk.
Eksikliklerimiz, aksaklıklarımız olsa da üniversitelerimize otellerimizle, sanayi tesislerimizle, tarımımızla bir ekonomi yarattık.
En önemlisi bağımsızlığımızı ilan ettik Devlet kurduk.
Bu Devlet bizim en büyük gücümüzdür.
Her Kıbrıs Türkü bu Devlet’e, egemenliğimize, 20 Temmuz Barış Harekatı’na sahip çıkmalıdır.
Bir takım yanlış beklentiler ve varsayımlarla hala Rumlarla federasyon kurmayı, kendi Devleti’nin varlığını ve egemenliğini savunmaktan önde görenler büyük hata yapıyor.
Yapmamız gereken Anavatan Türkiye ile gereksiz çekişmeler içine girmek değil, kardeşlik, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı olarak, ilişkilerimizi, bağlarımızı daha da ileri götürmektir.
Türkiye ile KKTC’nin egemenliğe dayalı 2 Devletli çözüm politikasını masaya koyması doğru bir karardır.
Meclisimiz benim de hazır bulunmaktan oy vermekten gurur duyduğum 15 Kasım 1983’teki toplantısında bağımsızlığımızı, Devletimizi ilan ederken hedefimizin ne olduğu açık idi.
Bu doğrultuda yıllarca, Rum tarafıyla, egemenliğimizin, Devlet olma, kendi kendimizi idare etme hakkımızın yok sayılmadığı bir anlaşma yapmak için masaya oturduk ama gördük ki onların niyeti bizleri 20 Temmuz 1974 öncesine ortama geri döndürmektir.
Bu mümkün değildir.
Dolayısıyla KKTC ve Türkiye’nin egemenliğe dayalı 2 Devletli çözüm politikasını birlikte net bir şekilde masaya koymaları doğru bir karardır.
Hiç tereddütsüz bu politika sürdürülmelidir.
Bu politika sürdürülür, gereken dirayet ve kararlılık gösterilirse istenen hedefe ulaşılacağından eminim.
Tabii bu arada manevi değerlerimize, toplumsal dayanışmamıza da gereken önemi vermeliyiz.
Bu bağlamda dini bayramlarımızın kıymetini iyi bilmeliyiz.
Hep ifade edildiği üzere Kurban Bayramı’nı da vesile yaparak varsa dargınlıkları, kırgınlıkları, kızgınlıkları bir tarafa bırakmalı, bir birimizi kucaklayarak bu zor günleri kardeşlik duyguları içinde en az sıkıntı ile atlatmak için çalışmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, İslam aleminin, Türkiye’deki tüm kardeşlerimizin ve siz değerli halkımızın Kurban Bayramı’nı en içten duygularla kutlar, barış ve özgürlük içinde sağlıklı, mutlu nice nice bayramlar dilerim.” dedi.