2018 yılında ateş topu şeklindeki bir göktaşı, ABD’nin Michigan eyaletindeki donmuş bir göle düşmüştü. Bilim insanları, parçaların nereye düştüğünü bulmak için radar kullanmış ve göktaşı avcıları da sıvı suyla temasa geçip kimyasal yapısı bozulmadan önce göktaşını bulmayı başarmıştı.
Meteoritics & Planetary Science dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, bilim insanlarının, bu uzay kayalarının halen dış uzaydayken neye benzediğine bir bakış atmasını sağladı. Üstelik buna yaşamın kökeniyle ilgili söyleyecek şeyleri olabilecek bozulmamış organik bileşenler de dâhil.
Yaşamın kökeninin açıklanmasına yardımcı olabilir
Araştırmanın baş yazarı Doç. Dr. Philipp Heck, bu göktaşının donmuş bir göle düşmesi ve hızlı bir şekilde onarılması sebebiyle özel olduğunu söyledi. Heck, “Bu tür organik bileşenler, muhtemelen göktaşlarıyla erken dönemlerde Dünya’ya çarptı ve yaşamın içeriğine katkıda bulunmuş olabilir“ ifadelerini kullandı.
Göktaşı ya da meteroidler, dış uzayda parçalanan asteroidlerin parçalarıdır. Bu göktaşları, uzayda süzülmeye devam eder ve bazen uydulara ya da gezegenlere çarpar. Bir göktaşı Dünya’nın atmosferine girdiğinde bir ateş topu gibi gözükür ve meteor olarak adlandırılır.
Bilim insanları, Michigan’a düşen bu ateş topunun parçalarının nereye gittiğini takip etmek için NASA’nın hava durumu radarını kullandı. İki günden kısa bir süre içerisinde de bir göktaşı avcısı olan Robert Ward, meteroidin ilk parçasını donmuş bir göl üzerinde buldu. Daha sonra bu meteroid parçası Field Müzesi’ne bağışlandı.
Bu göktaşı parçası üstünde çalışmalar yapan isimler arasında bulunan ve göktaşının çok çeşitli organik bileşenler içerdiğini söyleyen Jennika Greer, düşen her göktaşıyla birlikte tamamen yani ve beklenmedik bir şeyler olma şansı da bulunuyor dedi. Araştırmacılar, bunun H4 çakıllı göktaşıolduğunu kısa bir süre içerisinde tespit etti. Son dönemlerde Dünya’ya düşen göktaşlarının yalnızca %4’ü bu sınıfta yer alıyor. Ancak bu göktaşının asıl olayı çok çabuk bir şekilde toplanması ve analiz edilmesiydi.
Bilim insanları, Dünya’daki yaşamın sorumlusu olan organik (karbon içeren) bileşenlerin buraya nasıl geldiği konusunda henüz emin değil. Bu durumu açıklamaya çalışan teorilerden bir tanesi, yaşamın, Dünya’ya düşen göktaşlarındaki organik bileşenlerle başlamış olabileceğini ifade ediyor.
Göktaşları ve uzay üzerine çalışan bilim insanlarına bazen hiç yaşam işareti gördünüz mü sorusu soruluyor. Ben de bu soruya her seferinde ‘evet’ şeklinde cevap veriyorum. Tüm meteoridler yaşam doludur ancak Dünyasal yaşamları barındırır” diyen Heck, bu taşların Dünya’ya iner inmez mikroplarla ve Dünya’daki yaşamla kaplandığını söylüyor. Heck, bu göktaşının ise düştükten kısa bir süre sonra toplandığını ve bir toprak yerine temiz kalmasını sağlayan buza düştüğünü dile getiriyor.
Heck, “Belki bu kış aylarında yeni bir göktaşı donmuş bir göle düştüğünde hazır olacağız. Bir sonraki göktaşı, hiç görmediğimiz bir şey olabilir”ifadelerini kullandı.