Koop-Sen, Koop-Süt Fabrikadaki “hatalı ve kasıtlı kararlardan” geri dönülmesi talebiyle bir günlük uyarı grevi yapıyor.
Koop-Süt fabrikası önünde toplanan Koop-Sen üyelerine Sendikal Platform üyeleri de katılarak greve destek belirtti.
Grev sırasında Koop-Sen Genel Başkanı Mehmetali Güröz ve sendikal Platform Adına El-Sen başkanı Kubilay Özkıraç birer açıklama yaptı.
Güröz: 2.5 milyonluk zarar kimin içindi
Koop-Sen Genel Başkanı Mehmetali Güröz, bu sabah başlatılan grev öncesinde Yönetim Kurulu üyelerinin gelerek fabrikanın kapılarını açmak istediğini belirtti.
Güröz, Koop-Süt’ün 2012 yılında batmış durumda olduğunu, personelini ödeyemediğini, 10 ton sütü ancak işleyebildiğini hatırlatarak, kendilerinin sendika ve çalışanlar olarak ellerini taşın altına koyduğunu ve kooperatifi yaşatmak için uğraştıklarını ve 2013 yılında 15 ortak bularak bağımsız ve siyasetten arınmış bir Koop-Süt yarattıklarını anlattı.
2013 yılında Koop-Süt’ün 23 milyon borcu olduğunu 12 milyon birikmiş zararı bulunduğunu vurgulayan Güröz, o dönemde KKTC tarihinde bir ilki gerçekleştirerek çalışanların maaşlarından yüzde 40 indirim yapıldığını ve kurumun idaresinde öyle başlayabildiklerini belirtti.
Güröz, 15 ortağın bağımsız bir Genel Kurul yaparak 6 temsilci ve bir de banka yöneticisinin yer aldığı bir Yönetim Kuruluyla 6 yıl bu kurumu yönettiklerini anlatarak, “2019 yılında UBP’nin tehdidi altında yapılan Genel Kurul’da UBP kökenli yöneticiler Yönetim Kurulu’na seçilene kadar bu kurumu biz çalışanlar yönettik” dedi.
Müşavir ve müsteşarların yönetime getirildiğine işaret eden Güröz, “Düşünün ki bu ülkede faaliyet gösteren 28 fabrikanın birliği olan sür imalatçıları birliğinin başkanı bu kuruma yönetici oldu. Bu nasıl özerkliktir, kooperatifçiliktir nasıl siyasetten arındırılmışlıktır” dedi.
Güröz, 2019 yılında göreve gelen bu yapının o günden itibaren kurum için hiç adım atmadığını, geçen ay seçim amaçlı indirim yapıldığını savunarak, “Noldu, dolar, euro, sterlin, elektrik, su fiyatı mı düştü de indirime gidildi. 1 aylığına yapılan indirimin kime faydası oldu, 2.5 milyonluk zarar kimin içindi” diye sordu.
Bunları görmeyen hesabını soramayan kişilerin yöneticilik yapmayıp “cadı avına çıktığını” söyleyen Güröz, kendi yönetimlerinin kurumun borçlarını kapatarak 17 milyon mevduat sağladıklarını, 6 yılda 7 milyonluk yatırım yaptıklarını belirtti.
Güröz, KKTC’de kooperatifler yasası altında yönetilen bir kurumun Yönetim Kurulu Başkanı’nın görev başında amir gibi yöneticilik yapamayacağını, çeklere imza atamayacağını ileri sürerek, siyasi kimlikleriyle gelen bu kişilere çalışanların güven duymadığını da ifade etti.
Süt İmalatçıları Birliği üyelerinin Koop Süt yönetiminde görev almasının sakıncalarına örnekler veren Güröz, 2019 yılında bir ilk yaşandığını ve Merkez Bankası’nın burada denetim yaptığını ve herhangi bir şey bulamadığını da hatırlattı.
Güröz, Kooperatifler yasası gereğince hırsızlık yapmadığı sürece kimsenin görevden alınamayacağını hatırlatarak, şu anki yönetimin keyfi uygulamalarla çalışanlara çamur atarak görevden almaya çalıştığını savundu.
Güröz, kurum yöneticilerinin bugünkü grevin nedenini dahi anlamadığına inandıklarını belirterek, gün içinde yönetimden birlerinin kendileriyle iletişime geçmemesi halinde yarın, öbür gün de greve devam edeceklerini hatta sonrasında, levazımda, Binboğa’da ve en sonunda da Kooperatif Merkez bankasında grev yapacaklarını belirtti.
“Burası dingonun hanı değildir, kooperatifler bizlerin, çalışanlarındır. Bu şirketi biz kurtardık onlar sonradan gelip siyaset yapmak için kullanıyorlar” diyen Güröz, bu mücadelelerinden vaz geçmeyeceklerini kaydetti.
Özkıraç: Şiddetle kınıyoruz
Sendikal Platform adına konuşan El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç ise, sendikacılığın ilk kuralının öfkeli olmak olduğunu belirterek, “Buradaki insanları öfkeli görüyorum ben de öfkeliyim, 3-5 gündür trilyonlarca elektrik borcu olan sermaye kesiminin elektriklerini kesmeye başladık ancak emekçi polisleri üzerimize sürüyorlar bunun karşılığını çok ağır şekilde verecekler” dedi.
Bazı kurumların ülkenin öz değerlerini temsil etmesi sebebiyle büyük önemleri olduğunu, bu kurumları peşkeş çekmenin tehlikeli olduğunu hatta “vatan hainliğiyle eşdeğer” olabileceğini ifade ederek, “Ülkenin kanını emen ağa babalarına, soytarılara bu ülkenin sahipsiz olmadığını göstermek lazımdır. Ülkeyi seven vatanseverler vardır, pandemi sürecinde yapılan hırsızlıkları da görüyoruz Koop-Süt’e yapılmaya çalışanları da şiddetle kınıyoruz” dedi
Özkıraç, bu işin bir bedeli olacaksa kendilerinin de Koop-Süt’ün, diğer kurumların da bu bedeli ödemeye hazır olduğunu ancak “derebeylerinin de en ağır bedeli ödemeye hazır olması gerektiği” uyarısında bulundu.
Özkıraç, “Bu kavga farklı bir kavgadır bu artık bir varoluş kavgasıdır kendi ülkemizde çalışanlar haricindekilerin de fedakarlık yapma sırası gelmiştir” dedi.