Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan mali sorunların çözümü için çalışanların çeşitli ve ciddi tasarruf tedbirlerini kabul etmek için elini taşına altına koyduklarını ancak gayrimeşru hükümetin sürekli olarak süreci uzatıp zamana oynadığını vurgulayarak “görünen o ki bu gayrimeşru hükümetin niyeti devletin diğer kurumları gibi DAÜ’yü de elden çıkarmaktır. Sürekli olarak DAÜ’yü, çalışanlarını hedef gösteren ve yıpratacak nitelikte açıklamalar yapıyorlar ve protokol sürecini uzatıp insanların özlük haklarından olabildiğince çok şeyi koparmaya çalışıyorlar. Bu geciktirme yaklaşımı ortada bir iyi niyet eksikliği olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Özersay açıklamasında “Halk iradesi hilafına gayrimeşru şekilde, demokratik teamüllere aykırı olarak kurulan bu hükümetin devlete veya kurumlarına sahip çıkmasını beklemek saflık olur. Bu ülkenin kurumlarını önce liyakatsiz atamalarla aşırı istihdam ve benzeri diğer yanlış kararlar alıp kötü yöneterek mali açıdan batma noktasına getiriyorlar. Sonra “burası battı” söylemini yayıp olumsuz algıyı iyice yerleştiriyorlar. Gerekirse çalışanları hedef haline getirerek yıpratıyorlar. Ve son hamle olarak da “iyice ucuzlayınca” satılabilir kıvama getiriyorlar ve satışa çıkarıyorlar” dedi.
Halkın Partisi lideri Özersay tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu gayrimeşru hükümetin DAÜ konusundaki niyeti İYİ MİDİR? Ya da niyeti tam olarak NEDİR sizce?
Aylardır gayri resmi bir protokol taslağı görüşülüyor. Ne için? Mali sıkıntılar aşılabilsin diye giderleri azaltacak, herkesin elini taşın altına koyacağı tasarruf tedbirleri için. Akademisyenlerin sendikası DAÜSEN normalde yapılmayacak olanı yapıyor, elini taşın altına koyuyor, esneklik gösteriyor, kendi üyelerinin özlük haklarını üniversite batmasın, yeniden ayağa kalkabilsin diye bir protokol taslağı ile müzakere etmeye hazır olduğu mesajını veriyor.
Gayrimeşru hükümetse önce “tamamdır” dediği çeşitli hususlardan sonra “caydım” diyor, sonra tekrar “olur” diyor, daha sonra bir bakanı iyi polisi, bir diğeri “kötü polisi” oynayarak ADETA ZAMANA OYNUYOR. DAÜ’den emekli akademisyenlerle ilgili olarak önce Maliye’ye aktarmaya evet diyor, sonra “bu olmaz” diyor, sonra bir eylem yapılıyor ve “e tamam olabilir” diyor. Yani önce malum hayvancağızı kaybettiriyor, sonra bulduruyor…Ve zaman geçmeye devam ediyor.
Bu arada çalışanların RIZASI OLMAKSIZIN insanların maaşından ciddi kesinti yapıyor, 13. Maaşını durduruyor. “Bunları sizden, sizin rızanız olmadan “iç borç olarak aldım” diyor. Mahkeme kararıyla bu maaş kesintilerinin HUKUKSUZ olduğu tespit ediliyor ama buna rağmen bu gayrimeşru hükümet malum protokolü SONUÇLANDIRMAK için HİÇ ACELE ETMİYOR, ZAMANA OYNAMAYA DEVAM EDİYOR…
Öyle anlaşılıyor ki “zaten tasarruf tedbirlerini kabul edeceklerini gösterdiler o nedenle BAKALIM DAHA BAŞKA NE KOPARABİLİRİZ” yaklaşımıyla DAÜ çalışanlarının ve temsilcilerinin iyi niyetini istismar etmeye çalışıyor.
Eğer bu tespitler doğru değilse o zaman bu OYALAMA NİYEDİR?
Bu ülkenin kurumlarını ÖNCE liyakatsız atamalarla aşırı istihdam ve benzeri diğer yanlış kararlar alıp kötü yöneterek mali açıdan batma noktasına getiriyorlar. Sonra “burası battı” söylemini yayıp olumsuz algıyı iyice yerleştiriyorlar. Gerekirse çalışanları hedef haline getirerek yıpratıyorlar. Ve son hamle olarak da “iyice ucuzlayınca” SATILABİLİR kıvama getiriyorlar ve satışa çıkarıyorlar.
Bu ülkede kaliteli yüksek öğrenim açısından en önemli kurum olan DAÜ konusunda ülkedeki diğer kurumlara yaptıklarından daha farklı yaklaşabileceklerini düşünmek zordur. Bu bir niyet okuması değil gözümüzün önünde olup bitenleri bir araya getirip büyük resme baktığımızda GÖRÜNENDİR. Görünen köy kılavuz ister mi? Yanılıyorsak buyursun bu gayrimeşru hükümet lafla değil eylemleriyle aksini ispat etsin!”