İsias davası ile ilgili tutuklu iki kişinin serbest bırakılmasına tepki
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ile Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, düzenlenen ortak basın toplantısında, Adıyaman Mahkemesi’nin Grand İsias Otel ile ilgili kusurları ortaya konan mal sahibi Efe Bozkurt ve Halil Bağcı’nın serbest bırakılarak tutuksuz yargılanma yönünde karar aldığını duyurarak, karara tepki gösterdi.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ile Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, ortak basın toplantısı düzenleyerek, İsias davasındaki gelişmeleri aktardı.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği binasında saat 12.00’de yer alan toplantıda, depremde İsias Otel’de hayatını kaybeden bazı kişilerin aileleri de hazır bulundu.
Karakaya: Adıyaman Mahkemesi bizleri üzücü kararlar almıştır
Toplantıda ilk olarak söz alan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya, depremin üzerinden 14 ay geçtiğini hatırlatarak, İsias Otel’de hayatını kaybeden “Şampiyon Melekleri”, öğretmen ve velileri andı.
“Bugün sizlerin karşısında davamız hakkında olumlu bilgiler aktarmayı dilerdik.” diyen Karakaya, Adıyaman Mahkemesi’nin kendilerini üzen bir karar aldığını ifade etti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı teknik rapora paralel olarak hazırlanan savcılık iddianamesinde ve Ocak ayında başlayan duruşma sürecinde, sanıkların ve tüm ilgili kamu görevlilerinin kusurlarının ortada olduğunu vurgulayan Karakaya, buna rağmen Mahkemenin cuma günü, tutuklu olan iki sanığın tutuksuz olarak yargılanmasına karar verdiğini kaydetti.
Karakaya, “Bu kararla, hem iddianamede, hem de duruşmalarda Grand İsias Otel’in projesinde, inşaatında ve işletmesinde saymakla bitmeyecek kusurları olan kişilerden mal sahibi Efe Bozkurt ve Halil Bağcı serbest bırakılarak tutuksuz yargılanacaktır. Tahliye kararı, maalesef köklü bir üniversite olan Gazi üniversitesi tarafından, bilimsel yöntemleri çarpıtarak elde edilen verilerle alelacele hazırlandığı ortada olan bir rapor sonucunda verilmiştir. Mahkeme, söz konusu raporun dava dosyasına girmesinden sadece kısa bir süre sonra skandal denebilecek karara imza atmıştır.” diye konuştu.
Gazi Üniversitesi raporunun gerçeklere ve etiğe aykırı olarak hazırlandığını, mahkemede bilimsel verilerle çürütüleceğini vurgulayan Karakaya, bu konuda gerekli itirazların avukatları tarafından yapılacağını da ekledi.
“Mahkemenin dava sürecinde sağduyulu, güvenilir,
tarafsız raporları dikkate alarak hukuka uygun hareket etmesini diliyoruz”
Türkiye yargısının adaletine güvendiklerini söyleye Ruşen Karakaya, “Mahkemenin dava sürecinde sağduyulu, güvenilir, tarafsız raporları dikkate alarak hukuka uygun hareket etmesini diliyoruz.” dedi.
Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kararı verenler unutmamalıdır ki bizler, ‘keşke hiç yaşanmamış olsaydı’ dediğimiz bu büyük acının altında birleştik, tek yürek olduk. Hukuk kavgamız son güne kadar, tüm suçlular hak ettiği cezayı alana kadar devam edecektir.
Bu vesile ile duyurmak isteriz ki adalete ışık tutacağımız ikinci yürüyüşümüzün duyurusu yakın zamanda yapılacaktır. Bu kez Lefkoşa sokaklarından adalet istencimizi tüm dünyaya haykıracağız.
Bu toplumsal davada tüm halkımızın, Türkiye halkının ve dünyanın her yerinde birçok vicdanlı insanın bizlerin yanında olduğunu biliyor ve hissediyoruz. Her anımızda bizimle birlikte olan herkese teşekkür ederiz.”
Esendağlı: Karar, iki sanığın suçsuzluğu anlamına gelmez
Sonrasında söz alan Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı da, Adıyaman Mahkemesi’nin iki kişiye ilişkin tahliye kararını “adli bir hata” olarak niteledi.
Bu cezai soruşturmada ilk andan itibaren tespit edilen 11 zanlının 5’inin tutuklu 6’sının adli kontrolle serbest vaziyette yargılandığını aktaran Esendağlı, ocak ayında görülen 4 günlük duruşma sonucunda da Mahkemenin tutukluluk durumlarında değişiklik yapmadığını, dosyanın bilirkişiye havalesine karar verdiğini ve daha sonra da bu bilirkişiyi Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden hocalar olarak saptadığını hatırlattı.
2 sanığın tahliye edilmesine ilişkin kararın bu kişilerin suçsuzluğu anlamına gelmediğini vurgulayan Esendağlı, ancak Gazi Üniversitesinden çıkan raporun yeterli olmadığını, raporun davanın esasını ilgilendiren teknik meselelere cevap vermediğini anlattı.
Bu rapor çıkar çıkmaz Ankara’daki avukatlarla bir çalışma toplantısı yaptıklarını aktaran Esendağlı, “bilirkişi raporunun hükme esas teşkil etme kabiliyeti olmadığı dolayısıyla burada tekrar çalışmaya ihtiyaç olduğu noktasında” girişim yapılmak üzere pozisyon alındığını söyledi. “Ancak bu çalışmamızdan bir gün sonra, geçen hafta cuma günü, mahkemenin tutukluluk değerlendirmesini yapması esnasında bu bilirkişi raporu ışığında iki tane tahliye kararı verdiğini görüyoruz.” diyen Esendağlı, bunu “adli bir hata” olarak değerlendirdi ve avukatların bu karara itiraz edeceğini vurguladı.
Farklı bir adli iklimde zor bir mücadele verdiklerini kaydeden Esendağlı, yılmayacaklarını ve 26 Nisan’daki duruşmada hazırlıklı olacaklarını belirtti.
Esendağlı, soru üzerine, 26 Nisan’daki duruşmanın tek gün olacağını da ekledi.