Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, sermaye kesiminden bazı isimlerin sürekli kamuya ödenen maaşları gündeme getirmesini üzülerek izlediğini kaydetti ve kamu maliyesinin çektiği sıkıntının nedeninin, kamu çalışanlarına ödenen maaşlar değil, yıllardır toplanamayan vergiler olduğunu savundu.
Servet vergisinin acilen gündeme getirilmesi gerektiğini de kaydeden Serdaroğlu, “Bu topraklarda yıllardır kim ne kazandıysa servetlerinin yüzde 10’unu devlete versin. Biz hazırız” dedi. Serdaroğlu yazılı açıklamasında, vergilerin adil bir şekilde toplanamadığını ileri sürdü ve 2-3 dönüm arazi içinde 500 metrekare süper lüks havuzlu evlerde otururken kendi verdiği beyan üzerinden 1000 TL emlak vergisi ödeyen iş adamları bulunduğunu kaydetti. Serdaroğlu, “Diğer tarafta 200 metrekare evde oturan da 400 TL vergi veriyor. Bunun adaleti nerde? Tapu dairesi evlere kıymet biçmeli, bu vergi hırsızlığını önlemelidir” dedi. Serdaroğlu, tüm zenginlerin mallarının gerçek değeri üzerinden vergilerini ödemesi, dar gelirlinin, çalışanın alın teri dökerek aldığı maaşlara gözlerini dikmemesi gerektiğini ifade etti. “ ‘Kamudaki maaşları kesin, özel sektöre verin’ tartışmalarından vazgeçin, insanları birbirine düşman etmeyin. Bu ülkede herkes kimin ne olduğunu biliyor. Kamudaki maaşları diline dolayan bu kesimin mal varlığına bakın. Bunca yıl ne kadar vergi ödemiş? İnceleyin. Gerçekleri görürsünüz…” diyen Serdaroğlu, iş insanlarına çağrıda bulunarak , ”Kamu çalışanı ile özel sektör çalışanını birbirine düşürmekten vazgeçin, siz asıl asgari ücret masasından niye kaçtığınızı açıklayın” dedi. Sermaye kesimi arasında yıllarca yanında çalışan işçisini ilk fırtınada gemiden atmaya kalkışanlar olduğunu da ileri süren Serdaroğlu, “Kamuda çalışanların maaşlarını dilinize dolarken açık yüreklilikle bugüne kadar ne kadar vergi ödediğinizi de açıklayın. Eğriyi doğruyu görelim. Ahmet Serdaroğlu olarak öneriyorum. Çok acil servet vergisi gündeme gelmelidir. Bu topraklarda yıllardır kim ne kazandıysa servetlerinin yüzde 10’unu devlete versin. Biz hazırız” dedi.