KAMUSEN’den hükümete sorular ve öneriler
KAMUSEN’den 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yapılan açıklamada hükümete bazı sorular ve öneriler yöneltildi.
KAMUSEN’in açıklaması şu şekilde:
1857 de daha uygun çalışma saatleri ve çalışma koşullarının insana yakışır şekilde olması talepleri sonucu yüzlerce emekçi kadın, hayatlarını kaybettikleri bilinmektedir. Emek hırsızları ve rant sağlayan patronlar ve idarecilerden dolayı hayatlarını kaybettikleri aşikardır.
“Her insan; ırk, inanç ve cinsiyetleri ne olursa olsun, maddi ilerlemelerini ve manevi gelişmelerini hür ve haysiyetli biçimde, ekonomik güvence altında ve eşit şartlarda sürdürmek hakkına sahiptir.”
“Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma ortamında çalışmak, her bireyin hakkıdır.” KAMUSEN Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak çalışmalarımızı bu bakış açısında yapmakta ve toplumsal sosyal çıkarlar doğrultusunda hükümetlere önerilerde bulunduğumuz gibi yapılan yanlışlıklara, usulsüzlüklere ve yanlış uygulamaların da hesabını sormaktayız.
Bu bağlamda, hükümetimize sorularımız ve önerilerimiz şunlardır:
1- Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2019 yılında Cenevre’de 100 Yıl konferansında yayınladığı 190 sayılı sözleşmeyi taraf ülkelere ve tüm ülkelere “küresel eylem” çağrısında bulunarak sunulmuştur. Söz konusu sözleşme çalışma yaşamında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılmasına yönelik olmasından dolayı genel olarak bütün iş yaşamının içindeki kişi ve grupları korurken ayrıca toplumsal cinsiyet temeline dayalı şiddet ve tacize özel vurgu yapmakta ve özel düzenlemeler öngörmektedir. Neden hala daha bu sözleşmeyi Cumhuriyet Meclisi’nde kabul onay yasası yapılmıyor?
2- İş yerlerinde yaşanan psikolojik tacizin (MOBBING) önlenmesi için devlet kurumlarında mekanizmaları neden hala daha kurulmuyor? Neden hala daha yasalarda Mobbing ve cinsel taciz değerlendirmelerinde yasal yaptırım gücü sağlanmıyor?
3- Toplumumuzda şiddetin önlenmesi ve sıfır tolerans noktasına getirilmesi yönünde çalışma yapacak olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin tüm kadroları neden hala daha doldurulmuyor?
4- Ev İçi Şiddeti Önleme Yasası’nın mevzuata uygun şekilde yasallaşması neden hala daha sağlanmıyor?
5- Çocuk İzlem Merkezleri hala daha neden kurulmuyor?
6- Anayasayı ihlal eden, Kıbrıs Türk Kadınını dini kullanarak itibarsızlaştırmaya çalışan, aile içi şiddeti tetikleyen, halkımızı bu yönde suça teşvik eden, bulunduğu dairenin görev ve sorumluluklarını kötüye kullanan Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, neden hala daha görevde? Neden hala daha istisnai vatandaşlığı iptal edilmiyor?
7- Türkiye’de yaşanılan depremden dolayı aramızdan ayrılan sevdiklerimizin, arkadaşlarımızın, evlatlarımızın, akrabalarımızın hayatlarını kaybetmelerinin esas sebepleri de rant düzeninin varlığı değil mi? Bilimsel kriterlerin göz ardı edildiği, insanın en biricik hakkı olan yaşam hakkının kâr hırsıyla takas edildiği ve hükümetlerin özel sermayeye her türlü imkânın yasal düzenlemelerde sağlanması değil mi? Hükümet olarak neden hala daha sorgulanmıyor?
8- Savaşlardan, rant sağlayan politikalardan ve doğa olaylarından en çok etkilenenler, kadınlar, çocuklar, engelli bireyler, LGBTİ+ bireyler ve yaşlılardır. Ülkemiz de deprem fay hattı üzerinde olduğu bilinirken neden hala daha “deprem eylem planı” hazırlanmıyor? Olası bir depremde neler yapabileceğimizi neden kamu spotu şeklinde
verilmiyor?
Kamusen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak hak uğruna canlarını feda eden kadınlarımızı saygıyla anar depremde hayatlarını kaybeden Şampiyon Meleklerimize rahmet, ailelerine baş sağlığı dileriz. Hükümetimizden de tüm sorduğumuz sorularımıza cevap vermesini diler ve bir an önce harekete geçmelerini öneririz.
“Ayrımcılığa”, “Şiddete”, “Tacize” ve “Mobbinge”; “SIFIR TOLERANS” diyoruz ve tüm kadınlarımızın “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.