Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilk başbakanı merhum Mustafa Çağatay, ölümünün 33’üncü yıl dönümünde Girne-Karaoğlanoğlu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı.
3 Nisan 1989’da 51 yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybeden Mustafa Çağatay’ı anma töreninde Çağatay ailesinin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, bazı milletvekilleri, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, eski çalışma arkadaşları ve sevenleri hazır bulundu
Mustafa Çağatay’ın kabrine çelenklerin konulmasının ardından saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu.
HAKKI ATUN: “DÖRT DÖRTLÜK DEVLET ADAMI VE DEMOKRATTI”
Bu yılki anma töreninde ilk konuşmayı, ailesi adına, Mustafa Çağatay’ın uzun yıllar birlikte siyaset yaptığı eski Meclis Başkanı ve eski Başbakan Hakkı Atun yaptı.
“Değerli dostum, politika kader arkadaşım, başbakanım Çağatay” diyerek sözlerine başlayan Hakkı Atun, Mustafa Çağatay’ın eşi Tuncay Çağatay’ın bu yılki anma töreninde kendisinden konuşma yapmasını istemesinin kendisini gururlandırdığını ifade etti.
Atun, “Çağatay ile aynı kuşaktanız. 1950’li yılların başında lisede yollarımız kesişti. Benim gibi kolej kısmında okudu. Çok parlak bir talebeydi. O dönemin, o kuşağın özelliğini şöyle tarif etmem gerekir; 1955’te EOKA’nın saldırılara başlaması ile toplumun direnişe geçmesinde sanırım o kuşak çekirdek kadroydu. Herkes kendi bölgesinde üstüne düşeni yapmıştır. Bunlardan biri de Çağatay’dı. Sonra yolumuz politikada kesişti. 1976’dan 1983 yılının sonuna kadar 7 yıl aralıksız, kurulmaya çalışılan devlete hizmette beraber olduk.” dedi.
Mustafa Çağatay başbakanlığındaki kabinede önce İskan, sonra Maliye, sonra Eğitim Bakanı olarak da görev yaptığını anlatan Hakkı Atun, Çağatay’ın başkan olduğu dönemde UBP Genel Sekreterliği yaptığını da kaydetti.
Birlikte büyük zorluklar ve yokluklar içinde görev yaptıklarını, Türkiye’nin yardımı ve desteğiyle bir şeyler yapmaya çalıştıklarını söyleyen Hakkı Atun, Mustafa Çağatay’ı şu sözlerle tanımladı:
“Önce dört dörtlük bir devlet adamı ve demokrattı. Son derece sakin, ağırbaşlı, temkinli ve sabırlı. Sabır taşıydı. Devlete zararlı olacak konularda çok hassastı.”
“Biz sabretmeyi Çağatay’dan öğrendik” diyen Hakkı Atun, Mustafa Çağatay’ın Meclis’te ve basına yaptığı konuşmalarda da son derece dikkatli davrandığını ve polemikten uzak duran bir hitap ve üslup içinde, saygılı ve nazik olduğunu vurguladı.
Mustafa Çağatay’ın zaman zaman bazı konularda Denktaş’la dahi görüş ayrılıkları yaşadığını, devlete zararı olacağına inandığı konularda karşı duruşunu koruduğunu kaydeden Hakkı Atun, buna bir örnek olarak Libya’nın radyo kurmak istemesini gösterdi. Atun, “Denktaş olumlu bakıyordu ama Çağatay mahsurlu olabileceğini düşünerek buna karşıydı” dedi. Atun, “buna karşılık Denktaş ile mükemmel bir iş birliği yürütmüştü. Her toplantı öncesi gidip Cumhurbaşkanı ile istişare eder ondan sonra Bakanlar Kurulu’na gelirdi.” şeklinde konuştu
“TEK BİR KEZ KİŞİSEL BİR TALEPTE BULUNMADI. DEVLETİ KURAN MİMARLARIN ÖNCÜLERİNDENDİ”
Farklı bakanlıklarda Çağatay ile çalıştığını aktaran Atun, sadece kendisinden değil, diğer bakanlardan da bir kez bile kişisel bir talepte bulunduğuna tanık olmadığını vurguladı.
“Mustafa Çağatay, Denktaş’ın yanında bu devleti kuran mimarların öncülerindendi” diyen Hakkı Atun, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın, Mustafa Çağatay’ın cenazesinde yaptığı konuşmayı da hatırlatarak, o konuşmadan şu sözleri aktardı:
“Çağatay temkinli, söyleyeceğini çok iyi düşünen, partisinin, ve devletle hükümetin arasını açmamak için bir çok şeyi hazmeden, Türkiye ile tam bir samimi iş birliği içinde çalışmış olan bir devlet adamıdır. KKTC’nin kurulması aşamasında Çağatay bana gelip, ‘Denktaş Bey,çıkış yolu yoktur. Artık Cumhuriyet’i kurmak zamanı gelmiştir. Başka türlü sesimizi duyuramayacağız’ demiştir. Bugün Çağatay’ı arıyoruz. Devlet adamlığı eksikliği var da onun için. Bugün Çağatay’ı anıyoruz, davanın ne olduğunu bilerek sabırla yürüyen bir arkadaş eksikliğini hissettiğimiz için. Bugün Çağatay’ı arıyoruz, devletle hükümet arasında açacağı uçurumun bu cemaate nelere mal olacağını bilen bir devlet adamı olarak aradığımız için”
“Çağatay ailesine, eşine, evlatlarına, torunlarına sevgilerimi, saygılarımı” sunarım diyen Hakkı atun, “Torunları dedeleriyle iftihar edebilirler. Gerçek bir devlet adamı, gerçek bir demokrattı. Mekanı cennet olsun” diyerek sözlerini noktaladı.
TATAR: “ONUN BIRAKTIĞI VASİYET, ONUN HİZMETLERİ DAHA FAZLA DEĞER BULMAKTADIR”
Cumhurbaşkani Ersin Tatar ise konuşmasına “33 yıl çok uzun bir zaman dilimi. Ama az önce konuşmasında Sayın Atun’un da ifade ettiği gibi kendisi ülkemizde, devletimizde büyük bir iz bırakmıştır. Hala daha onun titizliği, onun sabrı, onun dürüstlüğü, onun devlet adamlığından, ülkesine devletine verdiği hizmetlerden sıkça bahsedilmektedir” diyerek başladı.
“Mustafa Çağatay’ı rahmetle anıyorum. Bir hukukçu olarak, TMT’deki hizmetleri, Limasol Sancağı’ndaki çalışmaları, Limasolluların buraya aktarılması ve devletin kurulması aşamalarında büyük hizmetleri olmuş büyük devlet adamıdır” diyen Tatar, “onun bıraktığı vasiyet, onun hizmetleri daha fazla değer bulmaktadır. Sayın Hakkı Atun’un anlattıkları nereden nereye geldiğimizi de göstermektedir”şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar “Mekanı cennet olsun, çok iyi bir aile bıraktı. Kıbrıs Türk halkına verdiği hizmetleriyle adının yaşatılması, ona layık bir şekilde hatıralarda ve vicdanlarda devam etmesi hepimizin görevidir” dedi.
“KKTC kurulmuştur ve ilk başbakanı Çağatay olmuştur” diyen Tatar, “Bu devletin varlığının sürdürmesi için, Kıbrıs Türk halkının esenliği için, egemenlik haklarımızın ilelebet kalıcı şekilde sürdürülebilmesi için, Türkiye ile büyük bir siyaset yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.