KTÖS – KTOEÖS: Bu toplumu her anlamda karanlıklara hapsetmek isteyen işbirlikçi hükümetlere geçit vermeyiz!
KTÖS ve KTOEÖS, yaptığı ortak açıklamada, devlet okullarında çözülmesi gereken sorunlar ortada dururken, Eğitim Bakanlığı yetkilileri, öğretmenlerin yasal haklarını geriye götürmek için kolları sıvadıklarını söyledi.
Açıklama şöyle:
Kıbrıslı Türkler bu coğrafyada yılarca var oluş kavgası verirken öğretmenlerimiz bu mücadelede her zaman ön saflarda yer almış, topluma yol göstermiş, ışık tutmuştur. Bizler var olma gailesindeyken ne yazık ki bazı işbirlikçi siyasiler gittikçe artan dış müdahalelere, dayatmalara sessiz kalmakta, adeta bu toplumun yok edilmesinde figüran misyonunu üstlenmiş durumdadırlar. Siyasilerin, temsil ettiği halkının yok oluşa sürüklenmesinde bu denli sessiz kalmalarının nedeni nedir? Koltuk mu?
Devlet okullarımızda çözülmesi ivedi ve hayati olan sorunlar ortada dururken, Eğitim Bakanlığı yetkilileri, öğretmenlerimizin yasal haklarını geriye götürmek için kolları sıvamışlardır. Öyle görünüyor ki EMİR BÜYÜK YERDENDİR!!!
- Okul yapımına, okul müdür, müdür muavini ve öğretmene ihtiyaç varken;
- Merkezi okullarda sınıf sayıları 40’ı aşmışken ve yaşanan ağır ekonomik kriz nedeniyle Eylül ayında bu okullara talebin artması beklenirken,
- 45 farklı ülkeden öğrencilerin devam ettiği okulların yarısı yabancılara yönelik Türkçe öğretimi programına ve düzenlemelere ihtiyaç duymaktayken,
- Devlet okullarına hükümet tarafından tek bir kuruş bütçe verilmezken,
- Okullarımızda bilgisayar/laptop, akıllı tahta/projeksiyon eksikliği varken, okulların %30’unda en temel teknolojik ihtiyaç internet erişimi yokken,
- Okullarımızın neredeyse tamamı tadilat ve bakıma ihtiyaç duyarken, bakanlık tarafından yıkılma tehlikesi olduğu kabul edilen okulumuz varken,
Milli Eğitim Bakanlığının önceliği kendilerine verilen talimatları harfiyen yerine getirmek midir? Yıkılma tehlikesi altında olan okulumuzda herhangi bir adım atmak için okulların öğrencilerimizin başına yıkılmasını mı bekliyorsunuz?
Bu kadar sorun karşımızda dururken, siz Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve hükümet olduğunu zannedenler, öğretmenin özlük haklarına mı göz diktiniz? Öğretmenin özlük haklarını gasp etmeyi tasarruf olarak niteliyorsunuz!!! 1 ay içerisinde Spor Dairesine iki müdür atayan, 4 öğrenci için Gaziantep’e ataşe atayan, güçlü bir toplumsal muhalefete rağmen, ekonomik krize rağmen, külliye derdine düşenler siz değil misiniz?
Eğitim Bakanlığı, Atatürk Öğretmen Akademisini kapatmayı ve 25 yıllık öğretmenlerin ders saatini gündemine almayı tercih etmiştir. Bilinmelidir ki öğretmenlerin ve toplumun böyle bir gündemi yoktur, nitelikli kamusal eğitim beklentisi vardır.
Eğitimle ilgili gaileniz varsa;
- Nitelikli kamusal eğitim için ayrılan bütçeyi artırın.
- Eğitim emekçilerine kabul edilebilir çalışma koşulları yaratma ve özlük haklarını iyileştirme çabası gösterin
- Nitelikli öğretmen eğitimine yatırım yapın.
- Öğretmenlere ve öğretmenlerin pedagojik uzmanlıklarına güvenin ve saygı duyun.
- Öğretmen sendikalarını eğitim politikası belirleme süreçlerine dahil edin.
Kıbrıslı Türklerin günümüzdeki laik ve demokratik toplumsal kimliğinin gelişmesinde öncü olan, 85 yıldır bu topluma nitelikli ilkokul ve okulöncesi öğretmeni yetiştiren, bu adada varoluş mücadelemizin bir simgesi olan Atatürk Öğretmen Akademisini kapattırmayız!
Bu toplumu her anlamda karanlıklara hapsetmek isteyen işbirlikçi hükümetlere geçit vermeyiz!
Dayatma protokollerle gündeme gelen, hiçbir pedagojik ve bilimsel zemini olmayan, kamusal eğitimi gözden çıkaran, sermayeye hizmet etmekten başka bir amaç gütmeyen bu önerileri topyekûn reddediyoruz.
Öğretmenin özlük haklarını, “A” ve “B” öğretmen statüsünü yok etmeyi niyet edenlere soruyoruz: BU ANLAYIŞLA EYLÜL’DE OKULLARI AÇMAYI MI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Öğretmen onurunu ayaklar altına alacaksınız ve bizlerin de buna sessiz kalacağını mı zannediyorsunuz?
Öğretmen onurunu çiğnettirmeyiz.