KTTB: Zorlu Töre’den pozisyonun sorumluluğunu taşıması beklenir
KTTB Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı basın açıklamasında, “COVİD-19 PCR testinin pozitif olduğunu ilan eden sayın meclis başkanını 3 gün sonra meclis kürsüsünde görmenin şaşkınlığı içerisindeyiz” ifadeleriyle Sağlık Bakanlığı göreve çağırılarak “toplum nezdinde konulan kurallara uyum beklentisi nafiledir” denildi.
KTTB’den yapılan basın açıklamasının tam metni ise şöyle:
“Yasa ve Kural Tanımazlık Ne Zamandan Beri Meşrudur?”
“1 Nisan 2022 tarihinde COVİD-19 PCR testinin pozitif olduğunu ilan eden sayın meclis başkanını 3 gün sonra meclis kürsüsünde görmenin şaşkınlığı içerisindeyiz. Yasamanın başı olarak Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi tarafından açıklanan 10 gün karantina süresine aykırı davranışını bütün meclis, milletvekilleri ve bakanlar önünde maskesiz bir şekilde sürdürmüştür. Yasa yapıcı kurumun başkanı yasalara uymaz ve halka kötü örnek teşkil ederse, yasadışılık meşrulaştırılmış olur. Toplumun her bireyinin uymasının beklendiği kural ne ise mecliste de geçerlidir.
Sayın Zorlu Töre herhangi bir kişi değildir. COVID-19 PCR testi sonucu pozitif çıktığında tüm gazetelere haber olan, halkın gözü önünde birisidir. Tüm davranışlarında bulunduğu pozisyonun sorumluluğunu taşıması beklenir.
Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesini, dolayısı ile Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere buna göz yumulmamalıdır. Yasalarda bir değişiklik olmamışsa toplum sağlığından sorumlu bakanlık olarak Sağlık Bakanlığının ivedilikle bu kural tanımazlığın, gerekli ceza yaptırımlarıyla beraber, önüne geçmesi gerekmektedir. Aksi takdirde toplum nezdinde konulan kurallara uyum beklentisi nafiledir.
Pandemi Bitti mi? Acil Durum Hastanesi Kapatılıyor mu?
Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi tarafından başhekimlikler eliyle kamu hastanelerinde görev yapmakta olan doktorlara 1 Nisan 2022 tarihinde dağıtılan yazıda, hastanelere yatacak hastalara semptom (belirti) olmadığı sürece PCR testi yapılmaması dikte edilmiş, aksi davranıldığı takdirde hastadan istenen testin ücretinin hekimden talep edileceği bildirilmiştir.
Covid-19 pozitif hastalar saptanamazsa hastalık görünür olmadan daha yüksek rakamlara ulaşacak, hastane servislerinde sağlık hizmeti bekleyen hastalarımız bulaş riskine maruz bırakılacaktır. Bu uygulamanın arkasında yatan neden düşünüldüğünde, acil durum hastanesini covid-19 pozitif hastalara hizmet vermesinin durdurulacağı akla gelmektedir. Acil durum hastanesindeki hizmetler ana binaya entegre başka bir servise kaydırıldığında ise; covid-19 pozitif hastalara hizmet verilemeyecek, fiziki şartlar nedeniyle temiz ve kirli alanları ayrılamayacak, çalışan ve hasta güvenliği riske atılacaktır. En önemlisi covid-19 nedeniyle yoğun bakım ünitesi ihtiyacı duyan hastalara yeterli yatak sağlanamama riski doğacaktır.
Kamu hastanelerindeki yoğun bakım yatağı sorununu çözmek için senelerdir adım atılmayıp, bir eksiği başka bir yeri eksiltip sakat bırakarak düzeltmeye çalışılmasının tezatlığı ortadadır. Örnek olarak hastane yangınının üzerinden 2 seneden uzun bir zaman geçmesine rağmen, yanan bölümün düzenlenmesinin tamamlanıp hizmete girmemesi bu çelişkinin en büyük örneği olarak karşımızdadır.
Acil durum hastanesinin işleyişinin düzenlenmesi için hekim örgütlerine davet yapılacağı sözü verilmesine rağmen, yangından mal kaçırırcasına toplantılar düzenlendiği haberleri almaktayız. Sağlık Bakanlığı her zaman yaptığı yanlışa devam etmektedir. Sağlık örgütlerinin görüşü alınmadan ve toplum sağlığını hiçe sayacak şekilde adımlar atmaktan çekinmemektedir. Toplum sağlığını korumak adına Sağlık Bakanlığını yanlış ve düzensizliği kaos haline getirecek adımlardan uzak durulması gerektiği konusunda bir kez daha uyarırız.
Halen yeterli güvenlik görevlisi/kapıcı bulunmayan, giriş çıkışları hiçbir şekilde denetlenmeyen ve hastaların 6 kişilik koğuşlarda yattığı hastanelerimizde, 2 seneden uzun bir süredir hastaları korumak için imkansızlıklarla mücadele ederek hastane bulaşını en aza indirmeye çalışan hekimler olarak bu tepeden inme uygulamaları reddettiğimizi bildiririz. Sağlık Bakanlığına bu yanlış uygulamadan bir an önce vazgeçmesini telkin ederiz.”