Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele milletvekili Fide Kürşat “İçişleri Bakanı Dursun Oğuz Nereye Koşuyor?” başlıklı KKTC Cumhuriyet Meclisi Genel kurulunda yaptığı konuşmada, bir süredir gündeme getirdikleri tarımsal arazilerin köylüleri birbirine sokup adeta karakolluk edercesine arazilerin peşkeş çekilmesi konusunda ilgili İçişleri
Bakanı Dursun Oğuz’a bir dizi yeni soru yöneltti ve bakanın net cevap vermesini istedi.
Dursun Oğuz’un bu konuda geçtiğimiz hafta bir komisyon olduğunu ifade ederek “slogandan başka bir şey içermeyen” sözde yanıtlarından söz eden İskele milletvekili Fide Kürşat, “net cevap istiyorum? Bu araziler kime neye göre kiralanıyor? kriter dediğiniz UBP’nin parti organlarında yer almak, örgüt başkanı olmak, kadın kolları
başkanı olmak ya da en kötü üyesi olmak. Hısım akraba olmak.” diye sordu.
Fide Kürşat, “Bu siyasi rant komisyonu bir an önce fesh edilmeli; tarımsal arazilerin kiralanması Tarım Bakanlığı’na verilmeli… İçinde Tarım Bakanlığı, Hayvancılar, Çiftçiler Birliği’nden temsilcilerden oluşan bir komisyon kurulmalı. Araziler, kriterler ve hak-ediş sistemi oluşturulmalı; siyasi emellerden uzak bir şekilde kiralanmalı” diye konuştu.
TARIMSAL ARAZİ VE HALİ ARAZİLERİN KİRALANMASI KONULARINDA TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR…
“İşin özü yaşananlar gösteriyor ki bu memlekette UBP’li değilsen, üretmeyeceksin, yaşamayacaksın çünkü bu zihniyet buna izin vermiyor.” diyen Kürşat’ın “Süper Mario Bakan” olarak nitelediği ve İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’u hedef alan konuşması şöyle;
“NET CEVAP İSTİYORUM? BU ARAZİLER KİME NEYE GÖRE KİRALANIYOR? HAK SAHİPLİĞİ NEYE GÖRE BELİRLENİYOR?”
“Sayın Oğuz’a buradan sormak istiyorum; yazılı herhangi bir mevzuatta olmayan bu kriterler nelerdir? Net cevap istiyorum? Bu araziler kime neye göre kiralanıyor? Hak sahipliği neye göre belirleniyor?
Elbette sahada karşılaştığım aranan belli şartlar, kriterler oldu? Sözde Hükümet olduğunu iddia eden bu yapının mensubu bir partinin; Özellikle de UBP’nin Parti Organlarında yer almak, Örgüt Başkanı olmak, Kadın Kolları Başkanı olmak ya da en kötü ihtimalle üyesi olmak… Bir de bu Siyasi Rant Komisyonunun üyelerinin ya da siyasilerin hısım akrabası olmak. Bunlar arasında emekli olanlar, değil traktöre binmek sokağa bile çıkamayan solunum cihazına bağlı olanlar da var… Esas ve uygulamada olan kriterler bunlardır…”
“YANDAŞLAR DA ARACILIK YAPARAK PARAYI KAPIYOR… ÜÇ HAFTADIR KENDİSİNİ BU YANLIŞLIKTAN DÖNMESİ İÇİN DEFALARCA UYARDIK”
“Kısacası sözde hükümet mensubu partililerin özellikle de UBP’lerin arasında üleştirmedir. Aslında geçen hafta da belirttiğim üzere bütün hesap yeniden seçilme derdi ve kurultay hesaplarıdır!
Hayvanı var mı yok mu? Gerçek hayvancı ya da gerçek Çiftçi mi değil mi? Bunların bir önemi yoktur!
Çiftçi ya da hayvancı olmayan yandaşlara bu araziler iskandan kiralanıyor. Bu yandaşlar da aracılık yaparak komisyon yer gibi gerçek hayvancı ve üreticiye daha yüksek meblağlara icar ediyor. Parayı kapıyor, cebe oturtuyor ve kurulan bu statükodan besleniyor. Her işleri adaletsiz, şaibeli ve partizanca!”
Geçen hafta Sayın Şahali’nin de benim de kürsüden söylediklerimizi kendince yalanlamış ve bizleri halkı kutuplaştırmakla suçlamıştı. Oysaki sahada yaşananlardan dolayı haftalardır bana onlarca telefon geliyor…
Elimizdeki arazi alınmak isteniyor, alınıp da şu partililerine bu partililerine verilecek diye.
Kendi yandaşı olmayan üreticilerin elinden alınacak araziler belliydi, geçen hafta bu kürsüden verdiğim örnekler daha bu yapılanların urubu idi. Çünkü insanlar her şeyin farkındaydı, yandaşları kahvelerde kulüplerde açık açık
söylüyordu biz torpilliyiz alacağız diye… Birçok köyde köylüler birbirine girdi. Yaklaşık üç haftadır kendisini bu yanlışlıktan dönmesi için defalarca uyardık. O da geçen hafta bir yanlışlık yapılırsa düzeltilir demişti.
Ne yazık ki ertesi gün siyasi rant komisyonu kararları ile bu kötü niyetli partizanca üleştirmeye devam edilmiştir…”
“BİR DE YENİ MODA ÇIKTI MANDIRASININ ÖNÜDÜR DİYE ALDIK VERDİK…”
“Gerçekten hayvancılıkla ve çiftçilikle uğraşan, ekmeğini bu işten çıkaran üreticilerin elinden arazileri haksız bir şekilde alıp yandaşlarına peşkeş çekilmeye utanmadan arlanmadan devam edildi. Sayın Dursun Oğuza sormak istiyorum; Dilekkaya’da küçükbaş hayvancılık yapan bir üreticinin mandırasının etrafındaki araziler alınarak yandaşa verilmedi mi? Çayönü’nde gerçek hayvancı statüsündeki Salih Tuver’in kirasında bulunan içinde çok
yıllık yem bitkileri ekili arazi alınarak hiçbir hayvanı olmayan UBP Kadın kolları başkanına verilmedi mi?
Güneşköy’de 4 çocuğu olan geçimini hayvancılıktan sağlayan ailemin elindeki 35 dönüm arazinin 30 dönümü elinden alınarak iki yandaşınıza verilmedi mi? İnsanlar oraya su hattı ve sulama ünitesi kurup çok yıllık yeşil yem bitkisi ekmelerine rağmen insafsızca alındı. Üstelik bu insanların kendilerine ait ekip biçecek arazileri
olmamasına rağmen. Hayvancılığın en önemli girdilerinden biri olan kaba yem ihtiyacını karşılamak için
yatırım yapan üretim maliyetlerini düşürmeye çalışan üreticiler desteklenmek yerine köstekleniyor.
Bugüne kadar üretim konusunda konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayan eski Tarım ve yeni İçişleri Bakanı Oğuz bu konudaki samimiyetsizliğini açık açık ortaya koymuştur. .
Bu mudur hayvancıyı desteklemek? Tarım Bakanı iken defalarca tarımsal arazilerin kullanımının öncelikle hayvancılara verilmesini, üretimin önemini, üretim maliyetlerinin düşürülmesini savunan Sayın Oğuz, bugün tam tersi uygulamalar yapıyor. Bir de yeni moda çıktı mandırasının önüdür diye aldık verdik, peki Aya’dakinin
mandırasının önünü niye alıp yandaşınıza verdiniz? Kriter nedir? Diğer taraftan Güvercinlik bölgesinde sulu tarıma uygun kırmızı toprak arazilerde patates üreten bir üreticinin elinden arazi alınmış tahıl ekilmek üzere yandaşa
verilmiştir. Üretici bir yıl önceden ekim yapacağı araziyi gübrelemesi ve hazırlaması gerekirken yıllardır üretim yaptığı arazinin yarısı elinden alınmış ve aldığı tohumluk patatesler de uygun arazi bulamadığından elinde patlamıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir Akıncılar’da, Korkuteli’de, Mormenekşe’de, Değirmenlik’te de benzer durumlar yaşanıyor. İsim isim kimden alınıp kime verildiği de ortadadır. Ama burdan yine Sayın Oğuz’a sormak istiyorum kaç yandaşınızın elinden kaç dönüm arazi aldınız? Ben cevap vereyim hiç? Kaç üreticinin elinden partizanca arazileri alıp yandaşlarınıza üleştirdiniz? Cevap: Çok!”
“SİYASİ RANT KOMİSYONU BİR AN ÖNCE FESH EDİLMELİ; TARIMSAL ARAZİLERİN KİRALANMASI TARIM BAKANLIĞI’NA VERİLMELİ…”
“Bu Siyasi Rant Komisyonu bir an önce fesh edilmeli; Tarımsal arazilerin kiralanması Tarım Bakanlığı’na verilmeli…
İçinde Tarım Bakanlığı, Hayvancılar Birliği, Çiftçiler Birliğinden temsilcilerden oluşan bir komisyon kurulmalıdır. Bu komisyon tarafından kriterler belirlenmeli ve hak-ediş sistemi oluşturulmalı, siyasi emellerden uzak gerçek çiftçi ve hayvancıya kaynaklar adaletli bir şekilde kiralanmalıdır. CTP hükümetleri döneminde Sayın Teberrüken Uluçay’ın İçişleri Bakanı ve Sayın Önder Sennaroğlu’nun Tarım Bakanı olduğu dönemde bu konuda belli kriterler
oluşturulmuştu. Konu Başlığım İçişleri Bakanı Dursun Oğuz Nereye Koşuyor? Geçen hafta da dediğim gibi son yılların en çok koltuk kapmayı beceren Süper Bakan Dursun Oğuz, Tarımdan, Maliyeye, Maliyeden tekrar Tarıma, Tarımdan şimdi de İçişleri Bakanlığına hoplayıp zıplayıp koşuyor ve konuyor…”
“SAYIN OĞUZ DA SÜPER MARİO OYUN KARAKTERİ MİSALİ KARANLIK BİR UÇURUMA YUVARLANACAK…”
“Benim neslimin iyi bildiği eski bir bilgisayar oyun karakteri vardı hatırlar mısınız bilmem? Süper Mario!!
Sayın Oğuz da Süper Mario oyun karakteri misali sürekli bakanlıktan bakanlığa koşuyor, hopluyor, zıplıyor, konuyor. İş takipleri, partiliye, hemşeriye arazi peşkeşleri falan filan, Kısacası bonuscukları toplayacağım derken Dursun Oğuz, Süper Mario Misali bir uçuruma yuvarlanıp gidecek gibi görünür…
Her yere gözünü dikmesin, her yere yetişip gitmeye, konmaya çalışmasın. Niyeti kurultay hesaplarının içinde katakulliye getirip de, kendine yaptığı yatırımlarla bakanlık koltuğundan da zıplayıp aradan başbakanlık koltuğuna da konmak ise ki o yönde duyumlar var… dikkat etsin süper mario misali karanlık bir uçuruma yuvarlanmasın. Benim neslim süper Marioyuyu çok iyi bilir ne demek istediğimi de çok iyi anlar… İşin özü yaşananlar gösteriyor ki bu memlekette UBP’li değilsen, üretmeyeceksin, yaşamayacaksın çünkü bu zihniyet buna izin vermiyor.