Maliye-Sen:Çalışanlarından borçlanan hükümet
Maliye-Sen,açıklama yaparak hükümete bir takım eleştirilerde bulundu.
Maliye-Sen’in açıklaması şöyle:
Hayat Pahalılığı Ödeneği Hakkı; Kamu Görevlileri Yasasının 25 Maddesinde düzenlenmiş bir husustur. Bu
maddenin amacı kullanımda olan paranın değer kaybetmesi halinde bu kayıp miktarın kamu çalışanlarının
maaşlarına yansıtılarak, maaşlarda değer kaybı yaşanmasının önüne geçilmesidir. Yani kısaca devlet, çalışanlarına alacakları maaşın değer kaybetmesi halinde bu kaybı karşılama sözü vermiştir. Peki DEVLET gerçekte bu sözünü yerine getiriyor mu?
Elbette HAYIR. Maalesef reel olarak İstatistik Kurumu tarafından belirlenen net hayat pahalılığı miktarı
maaşlara net olarak yansıtılmıyor.
Nasıl hesaplanıyor?
Küçük bir hesap yapalım. Diyelim ki ocak ayında ekmek 2 lira olsun. 5 Ocak tarihinde ekmeğe zam geldi ve
siz ekmeği 3 liradan aldınız. Yani %50 zamlı aldınız. Otomatik olarak bir sonraki ay siz maaşınızı %50 artışlı
almanız gerekir. DEVLET söz vermişti. DEVLET söz vermişti ama şeytan ayrıntıda gizlidir. Siz 6 ay boyunca
enflasyondan dolayı maaşınızı daha az almaya katlanacaksınız. DEVLET ancak 7 ay sonunda size bu kaybınızı
karşılayacak. Yani siz bu sürede fakirleşmeye devam edeceksiniz, faturalarınız artmaya devam edecek. DEVLET 6 ay sonra da olsa gerçekten net olarak enflasyondan kaynaklanan kaybı karşılayacak mı? HAYIR. İstatistik Kurumu’nun tartışmalı hesaplamaları sonrası ortaya çıkan NET Hayat Pahalılığı maaşınıza NET olarak yansıtılmıyor.
HP’nin tartışmalı olan kısmı çok önemli olmakla birlikte ayrı bir konu başlığıdır. Bireyler tarafından hissedilen pahalılığın açıklanan oranın çok üstünde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Nasıl oluyor da NET olarak hesaplanan HP maaşlara NET olarak yansımıyor?
Siz fiyatların artışını etiket üzerinde net olarak görüyorsunuz ancak iş bu kaybın karşılanmasına geldiğinde
DEVLET kaybınızı karşılamak üzere size yaptığı maaş artışından %10 ile %37 arasında GELİR VERGİSİ alıyor.
%56,76 olarak açıklanan brüt artışın net maaşlara yansıması %40-42 civarında olacaktır. Siz ne kadar da bu
artışın gelir artışı olmadığını, DEVLET politikaları dolayısıyla yaşadığınız kaybı karşılamak üzere size
uygulandığını söyleseniz de sesinizi duyan olmayacak.
Siz kamu görevlisi olduğunuz için PAŞA PAŞA ve PEŞİN olarak verginizi ödeyeceksiniz. Bordrolu çalışan olmasaydınız gelir vergisi ödemek gibi bir derdiniz de olmayacaktı. Özel işyeri sahibi olarak kazancınızı beyan etmeseniz bile DEVLET’in resen belirlediği miktarın kat ve kat altında üstelik seneler sonra belki gelir verginizi ödersiniz. O da tüm lüks ve şahsi giderleriniz düştükten sonra beyan ettiğiniz kadarıyla.
Kamu görevlisi olarak Temmuz maaşımızı %56,76 artışlı alacak mıyız?
Maalesef bu sorunun cevabı da HAYIR. Maliye Bakanlığı kamu görevlilerinin BRÜT maaşlarına %56,76 Hayat
Pahalılığı’nı uygulayacak. Ancak Bakanlık bu artışlı maaşınızdan Vergi, Sosyal Güvenlik ve diğer kesintilerinizi
artışlı haliyle yaptıktan sonra ortaya çıkacak NET maaşınızdan da kesinti yapmaya hazırlanıyor. Yapılacak
kesinti miktarı %20 olacağı ve altı ay boyunca yani Aralık 2022’ye kadar 13 Maaş dahil, maaşlardan
kesilerek adınıza emanete alınacağı Ünal ÜSTEL tarafından açıklanmıştır. Kısaca HÜKÜMET
ÇALIŞANLARINDAN BORÇLANMAYA HAZIRLANIYOR. Çalışanlardan borçlanılacak miktarın ne zaman, hangi
şartlarda ve hangi finansman ile geri ödeneceği ise tam bir muamma. Çalışanların maaşlarından borç alınacak miktarın ödemesi geldiği zaman yani Ocak 2023 tarihinde ise devlet yine 6 aylık ortaya çıkacak Hayat Pahalılığı’nı Ocak maaşlarına yansıtmak zorunda olacak. Peki o tarihte ortaya çıkacak HP çalışanlara
ne zaman ödenecek?
ÜSTEL HÜKÜMET’i Aralık 2023’te yeni bir kaynağın mı ortaya çıkacağını düşünüyor?
HÜKÜMET çalışanlardan 18 ay geri ödemesiz borç alırken faiz ödeyecek mi? Üstelik yıl içinde oluşan
mükellefiyet ilgili bütçe yılında ödenmesi gerekliliği ortada dururken. Daha vahim olanı ise özel sektör çalışanları için ASGARİ ÜCRET maalesef henüz belirlenememiştir. Ortaya atılan Net Asgari Ücret rakamları ise maalesef enflasyonun da açlık sınırının da altındadır ve hesaplaması dahi hatalıdır. Mevcut vergi yasaları ile asgari ücretten Gelir Vergisi alınacak ve net rakamlar emekçiler için daha da aşağılara düşecektir. Asgari ücretli ÜSTEL HÜKÜMETİ tarafından ölüme mahkum edilmiştir.
47/2010 sayılı namı değer “GÖÇ YASASI” ile 2011 sonrası kamuda çalışmaya başlayanların maaşları yaklaşık %45 oranında düşürülmüş, bu yapılırken dönemin ekonomik kriz şartları bahane edilmişti. Ekonomik kriz dolayısı ile Göç Yasası Mağdurları 11 yılı aşkın zamandır maaşlarından fedakarlık etmektedir. Yasa “GÖÇ YASASI” olarak nitelendirilirken, aradan geçen zamanda gençlerin ülkeyi nasıl terk ettiği görülmekte ve yasanın adını ne denli hak ettiği ortaya çıkmaktadır. Peki bu zaman zarfında DEVLET tarafından elde edilen tasarruf nerelere harcanmıştır? Gelmiş geçmiş bütün HÜKÜMET’ler ekonomik krizleri aşmak için çalışan maaşlarından başka hiçbir şeyde tasarruf yapmamışlar, kayıt dışı ekonomiye göz yumarak şirketlerin devlete ödemek zorunda olduğu vergilerden ve alacaklarından feragat etmeye devam etmektedirler.
Son günlerde kamu çalışanlarının yeni brüt maaşları üzerinden alacağı artışlar gündeme getirilerek Kamu –
Özel Sektör çalışanları karşı karşıya getirilmek istenmekte, böylelikle meselenin esası kamuoyundan gizlenmeye çalışılmaktadır. Bunca soru ve sorun arasında NET ve KESİN olan şey; bazı kesimler haksız olarak zenginleşirken Kamu veya Özel Sektör fark etmeksizin Emekçiler fakirleşmektedirler. Yaşadığımız Kıbrıs Türk
Toplumu’nda bazı kişiler haksız olarak zenginliklerine zenginlik katmaya devam ederken, Emekçi Sınıf açlık
sınırının altına ezilerek birbirleri ile kavga etmeye devam etmektedir.
Emekçi maaşları dışında hiçbir giderlerinden kesinti yapmayan ÜSTEL HÜKÜMETİ tarafından hiçbir
ekonomik akla uygun olmayan ve “YENİ MAAŞ POLİTİKASI” olarak açıklanan gayrı yasal uygulama kabul
edilemez. Kamu – Özel farkı gözetmeksizin çalışanlar olarak haklarımızı her türlü yolla savunacağımızı tüm
kamuoyuna duyururuz.