Necati Özsoy – Ülkemizde yaşanan Covid-19 tedbirleri çerçevesinde ithal vakaların yerel bulaşı doğurması ile bir panik ve telaş yaşanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı, Tabipler Birliği, Hemşireler Sendikası, sağlık çalışanlarının birbirlerine girdiği bu süreçte ülke bir kaos yaşıyor.
Sağlık Bakanı Ali Pilli’yi dinlediğiniz zaman “Herşey kontrol altında paniğe gerek yok, bu iş bitecek” cümlesini sürekli duyarsınız.
Sağlık uzamanlarını dinlediğiniz zaman “Sağlık sistemi çöktü, ipin ucu kaçtı, önlem alınamıyor, hastanede yer yok, hazırlıklar tam değil” laflarını işitebiliyoruz.
Sağlık çalışanlarını dinlediğiniz zaman “Sistem çöktü, yalan beyanlar veriliyor. Çalışma düzeni ve alt yapı kötü. Hala daha bir pandemi hastanesi yok, gidişat kötü” sözleri sık sık gündemde.
Tüm bunlar yaşanmadan önce dünya Covid-19 virüsü ile savaşırken biz “0” vakada kendimizi sağlıkta dünya şampiyonu ilan etmiştik ve 70 günlük izole süreci, her yer kapandı. (marketler, eczaneler, benzinciler hariç). Ekonomi dibe vurdu, özel sektör iflasın eşiğine geldi. Devlet ise 2 ay bir bocalama süreci yaşadı. Bu süreç hep “0” vakada gerçekleşti.
Dünya normalleşmeye başlarken ki vakalar her geçen gün artmaktadır bizde de normalleşme kademe kademe başladı. Endişe içinde olan insanlarımızın büyük çoğunluğu hala kendi tedbirlerini alıp ortalığa yayılan covid-19 virüsünden uzak durmaya çalışıyorlar. Fakat bunu herkes yapamıyor. İşçi, esnaf, sağlık çalışanı, kamu memuru vs. Eve ekmek getirmek zorunda. Ve kontrollü bir şekilde yaşam devam ediyor.
Bu yaşam içerisinde var olan sporumuz da ciddi bir kaos yaşıyor. Bakanlar Kurulu önlemler kararı, Bilim Kurulu önlemler tavsiyesi, Sağlık Bakanlığı açıklamaları her ne kadar çelişkili olsa da herkes sporuna da bireysel olarak devam ediyor. Spor İhtisas Komisyonu da sporun devam edebişlmesi için Cuma günü Başbakana tavsiye raporu sunacak.
Ülkede sporun en büyük sektörü futbol. Dünyada da bu böyle. Her ülkede futbol başlamış durumda. Hatta bazı ülkelerde %30 taraftar alınarak devam ediyor. Vakaların ise çıkmadığı ülke yok! Şu anda bizde Futbol Federasyonu Tabipler Birliği’nin tavsiyesi üzerine Sağlık Bakanlığı ile görüşüp futbolun devam etmesinin sakıncalı olduğunu göstererek durdutma kararı; hatta seyir böyle devam ederse başlamaması gerektiğini savunma noktasında.
Peki böyle bir risk üzerine futbolun başlatılmaması savunuluyorsa BTM ligleri neden devam ettirildi? Yoksa Onlar insan değil mi?
Böyle bir risk önerilirken halı saha futbol karşılaşmaları, salon bireysel sporları, hatta futbolcuların şu anda bile 5’erli, 6’şarlı hatta takım olarak kendi sahalarında değilse bile toplu çalışma yapmalarında sakınca yok mu?
KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu futbolu oynatmak için ortalığı velveleye verenler var dedi. Kimse bizden daha fazla futbol aşığı olamaz dedi. Peki futbolun veya sporun devam etmesi gerektiğini savunan kişiler kim? Veya daha çok futbol sevdalısı olan kişiler kim?
Sporun akademisinden mezun, sağlık ve bilimsel olarak da deneyimli ve tecrübeli kişiler. Ülkenin önde gelen teknik adamları, spor camiası içinde başkanlık, yöneticilik yapmış kişiler, spor yazarları içerisinde deneyimli kişiler, sporun çeşitli kademelerinde görev yapmış uzmanlar. Futbolun durdurulması ile bir enkaz yaşanacağını, futbolun dibe vuracağını iddia ediyorlar. Futbol Antrenörler Derneği dahi kontrollü olarak futbolun devam etmesini savunuyor.
Nasıl ki pandeminin en korkunç sürecinde karantina kararı varıken futbolun devam etmesi için elini masaya vuran KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu’nun bu süreçte de aynı tavrı sergilemesi gerekiyordu. Şimdi kamuoyuna baktığımız zaman bazı kulüp başkanlarından yöneticilere, teknik adamlardan futbolculara, hatta spor yazarlarının büyük çoğunluğu futbolun devamını savunurken, ülkenin sağlık sisteminin yeterli olmadığını söyleyip bu işi başlatmak risklidir demek KTFF’nun mücadeleci tarihinde çelişkiye düşecektir.
(Avrupa Gazetesi’nden)