Lefkoşa Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi emekli başhekimi Dr.Bülent Dizdarlı Kıbrıs Objektif’te yayınlanan Objektif Söyleşiler programında Ahmet Özsoy'a önemli açıklamalar yaptı.
Objektif Söyleşiler ismiyle yeni başlayan programın ilk konuğu olan Dr.
Bülent Dizdarlı emeklilik hayatında neler yaptığını, emekli çıktıktan sonra ülkemizde patlak veren koronavirüs salgınının yönetimi, üyesi olduğu komitelerdeki çalışmaları, eğitim ve spora dair düşüncelerini Objektif Söyleşirler’de paylaştı.
https://www.youtube.com/watch?v=mTPvhMxrNws
“Yemek yapıyorum ama..”
Ahmet Özsoy’un sorularını yanıtlayan emekli başhekim Dizdarlı, emeklilikten sonra daha fazla sosyal etkinliklere katılıp yürüyüşler yaptığını ve fantastik roman kitabı yazdığını belirtti. Dizdarlı evde bazen yemek de yaptığını ancak mutfağı dağıttığı için eşini kızdırdığını da kahkahalarla anlattı. Dizdarlı o anı, “Yemek yapıyorum iyi diyorsunuz ama mutfağı çok dağıtıyorum ve hanım bana kızıyor” dedi.
İki toplumlu komiteden ayrıldı
Kıbrıs’taki İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nin Türk ve Rum üyeleri arasındaki en eski üye olduğunu vurgulayan Dizdarlı, pandemide karşılıklı ihtiyaçların giderilmesi için talepler iletildiğini ancak seçime kurban edildiklerini belirtti.
Dizdarlı, “Bizim isteklerimiz oldu, Rumların istekleri oldu. Bizim isteklerimizin bir kısmını bize gönderirken çok saçma bir olay yaşadık. Komite üyelerini de çok rahatsız etti bu olay. Bir ilacın gönderilmesinde çok ilginç tartışma çıktı. Biraz da seçime kurban oldu. Siz halk için bişeyler yapmaya çalışıyorsunuz neredeyse sizi ihanetle suçluyorlar.
Komitede 12 yıldır üye olarak yer alan Dr.Bülent Dizdarlı, seçimden önce Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da komiteden ayrılmak istediğini ilettiğini, ancak o dönem, Sn.Akıncı’nın bu kararını seçimden sonra uygulamaya koymasını istediğini söyleyen Dizdarlı, seçim bittikten sonra bu kararını ilettiğini ve artık İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nde olmadığını söyledi.
Sistem çökerdi
Dr.Bülent Dizdarlı ülkemizde patlak veren salgının yönetimi için de düşüncelerini aktardı. Dizdarlı şöyle konuştu:
“İlk patlak verdiğinde 75 gün kapanmıştık. Şu anda yaşanan durum, salgın ve bulaş, 75 gün kapalı olduğumuz dönem yaşansaydı sistemimiz çökmüştü.”
Güven verilmeli
Pandemi yönetiminin sistemli şekilde yönetilmediğini söyleyen Dizdarlı, “En basiti testler yapılıyor. PCR testi olsun diğer kan testleri olsun. Kimlere yapıldı, kaçı temaslı, kaçı random, kaçı yurt dışından gelen gibi detaylar var. Bu süreçte halka içi dolu verilerle bilgiler verilmeli ve güven duyulmasının sağlanmalı, güven verilmeli. Çok da bunun başarıldığını söyleyemeyiz.”
Temaslı Takip Ekibine övgü
Dr.Dizdarlı konuşmasının devamında pandemide görev yapan ve Başhemşire Fatma Savaşkan’ın başını çektiği temaslı takip ekibinden özgü ile bahsetti.
Dizdarlı, “Müthiş çalışan temaslı takip ekibi var. Bu ekip başarılı bir şekilde çalışmasa virüs bizde de patlardı. Burada hakkını vermeliyiz ki hükümet doğru işler yapıyor” dedi.
Yerel vakalar seçim nedeniyle arttı
Emekli Başhekim Dr.Bülent Dizdarlı şu anda ülkede artan yerel vakaların sebebinin seçimden 1 hafta önce halkın yanaşık düzene geçmesi,siyasi çalışmalar ve siyasi buluşmaların gerçekleşmesine bağladı.
Dizdarlı, “Temaslı takip sisteminden vazgeçilmesi konuşuluyor. Güney, Türkiye ve Avrupa vazgeçti. Ne oldu? Vakalar patladı. Bizde de seçimden 1 hafta önce virüs yokmuş gibi davranıldı, yanaşık düzene geçildi, maskeler çıktı, temasa dikkat edilmedi ve şu anda yerel vakalar arttı” yorumunda bulundu.
Eğitim en son durması gerekir
Dizdarlı, virüsün okullarda görülmeye başlaması üzerine “Eğitim en son durması gereken yerdir. Dünya Sağlık Örgütü de Birleşmiş Milletler de bununla ilgili yaptığı açıklamada eğitimde kaybedilen 2-3 ayın geri kazanılmasının 1-2 seneye mal olabileceğini bu yüzden de eğitim gerekli tedbirler alınarak sürmesi gerekir. Biz ülkede okullarda, eğitimde gerekli tedbirleri alıyor muyuz? Bundan çok emin değilim” dedi.
“Okullarda ders verilmeli”
Objektif Söyleşiler’de konuşan Bülent Dizdarlı çocuklara okullarda ders verilmesi gerektiğini söyledi. Dizdarlı şöyle konuştu:
“Biz öğrenci iken okullarda bize belli saatlerde günlük hayata yönelik dersler verilirdi. Belki de şu anda da okullarda çocuklara koronavirüsle mücadele ve yaşamaya yönelik dersler verilmeli.
Çocuklara bununla ilgili eğitim verilmeli. Yapılıyor mu bilmiyorum ama yapılıyorsa duymadım.
Çocuklar çok etkilidir. Çocuğun ebeveyine maske takma konusunda bile yapacağı en küçük uyarı ebeveyini etkiler ve hatadan dönülmesini sağlar.”
“Futbol halen risklidir”
Ahmet Özsoy’un spor ve futbol özelindeki sorusu üzerine fikirlerini aktaran Dr.Bülent Dizdarlı şunları söyledi:
“Pandemi ülkemizde patlak verdiğinde Çetinkaya Başkanı olduğum için farklı değerlendirildi söylediklerim ancak ben halen daha futbolun oynanmasının çok riskli olduğunu düşünürüm.
O dönem Futbol Federasyonu Başkanı benim düşüncelerimi eleştirirken ve futbolun oynanmasını isterken, şu anda ise benim söylediklerimin aynisini tekrarlıyor.”