Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerin; Kıbrıs’taki meselenin sadece Kıbrıs sorunuyla ilgili olmadığını, sadece Kıbrıs müzakereleri üzerinden Kıbrıs’ı okuyamayacağımızı, daha geniş bir alana yani Doğu Akdeniz’e bakmamız gerektiğini bize bir kez daha gösterdiğini söyledi.
BRT’de katıldığı 45+ programında bölgedeki sıcak gelişmeleri değerlendiren Özersay, “Son 4-5 yıldır Türkiye’yle birlikte izlenen ortak strateji ve politikayla, Doğu Akdeniz’in doğu havzasına ilişkin sadece kağıt üstünde değil, sahaya inerek hem bu alanı düzenlemeye başladık hem bir denge sağladık” dedi. Türkiye’nin Libya’yla yapmış olduğu anlaşmayla Doğu Akdeniz’in batı havzasını düzenleme yoluna gittiğini anlatan Özersay, bunun bir güç mücadelesinin sonucunda ortaya çıktığını belirtti.
Mısır ve Yunanistan arasında yapılan bu oldu bitti anlaşmanın 2015’te yaşananları hatırlattığını aktaran Kudret Özersay, benzer bir hamleyi Rum tarafının yaptığını belirtti. Özersay, “Bu hamle bize başka şeyler hatırlatıyor. 2015 yılında Sayın Mustafa Akıncı cumhurbaşkanı seçildiğinde ‘Bir moratoryum ilan edelim, iki taraf da denizdeki çalışmalarına ara versin ve devam etmesin denilmişti. Üstü kapalı bir uzlaşıyla bu yapıldı ama ardından Rum tarafı lisans vermeye ve kazılarına devam etti. Ve biz müzakereye oturduk. Rum tarafının bu yaptığı oldu bitti bir şekilde bizim haklarımızın gasp edilmesi sonucunu doğurdu. Buna müsaade etmemek gerekirdi. Fakat müzakerelere devam edildi, zirvelere gidildi. Bir taraftan da Rum tarafı uluslararası şirketlerle kazı çalışmalarını devam ettirdiği için bizim için dezavantajlı bir durum ortaya çıktı. Şimdi de benzerini Yunanistan Türkiye’ye yapmaya çalıştı. Şu anda Türkiye’nin yaptığı buna karşı önlemdir” ifadesini kullandı.
“Denizlerde haklarımıza sahip çıkarak bölgede oyun kurucu olabiliriz”
“Türkiye için de stratejik önem taşıyan Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Türkler’in sesinin duyulmasını, iradesine saygı gösterilmesini istiyorsak çatışmacı bir biçimde değil ama sahada araştırma yapmalı ve haklarımıza sahip çıkmalıyız” diyen Özersay, KKTC’nin bu bölgede oyun kurucu olması gerektiğinin altını çizdi. Özersay, “Haklarımıza sahip çıkıp, bu zenginlikteki payımızı alabilmemiz için bu sahayı boş bırakmamalıyız. Biz politikamızı son 4-5 yılda değiştirdik. Yakın zamana kadar sadece protesto eden konumundaydık, protesto mektubu yazardık. Artık Türkiye’yle birlikte lisans verme, sismik araştırma yapma, NAVTEX ilan etme, kazı gemisi gönderme, kazı yapma, ilk bulgular içerisinde ileri tetkik yapma durumuna geldik. İdeal olan oturup anlaşmaktır. Rum tarafı sadece Türkiye’yle masaya oturup anlaşacağını sanıyorsa, bu yanlış bir yaklaşımdır, hiçbir zaman olmayacaktır. Kıbrıs Türk Devleti’ni de dikkate alarak bu anlaşmayı yapması gerektiğini er ya da geç Kıbrıs Rum tarafı görecek. Zaten uluslararası toplum da ‘masaya oturun bu konuları görüşün’ diyor. Kıbrıs’ta bir çözümü bekleyerek, 52 yıldır devam eden müzakereleri sürdürerek bir yere varamayız. Taraflar doğalgazın paylaşımı için masaya oturmalıdırlar. Çatışmacı bir biçimde değil ama haklarımıza sahip çıkabileceğimizi bilelim. Bölge önemli gelişmeler yaşıyor. Kısır bir iç siyasetin döngüsünün içinde boğulmamamız gerekir” şeklinde konuştu.