Cumhuriyet Meclisi’nde “hükümet programı üzerinde görüşmeler”de ilk sözü alan Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, hükümet programını konusunda bazı tespitlerde bulunarak, hükümetin ne söylediğinden çok ne yapacağının önemli olduğuna işaret ederek, “Biz esasen ne yapacağınıza bakıyoruz, neyi yapamayacağınıza da bakacağız. Hayırlısı olsun” dedi.
Kağıda yazmanın çok da önemli olmadığını ifade eden Özersay, hükümetin bu yazılanlardan ne kadarını yapacağının daha önemli olduğuna işaret ederek, 30 sayfaya yakın bir hükümet programı yerine, hükümet ortaklarının birbiriyle örtüşen görüşlerinin veya yapılması ilk hedeflenen maddelerin yazılmış olduğu az maddelik ama daha inandırıcı bir hükümet programı görmeyi tercih ettiklerini söyledi.
“EK BÜTÇE YAPILACAK MI?”
İçinde onlarca vaat içeren programdan hangilerinin öncelikli olarak hayata geçirileceğinin paylaşılmasını isteyen Özersay, hükümetin en önemli icraatının, döviz krizi yaşanmadan onaylanan bütçeye ek bütçe yapılması olması gerektiğini dile getirdi.
Özersay, hükümetin bir ek bütçe yapıp yapmayacağını öğrenmek istediğini dile getirerek, hükümet programında bunu göremediklerini kaydetti.
Bütçenin erimiş durumda olduğunu ifade eden Özersay, beklentilerinin ek bütçe yapılacaksa bunun Meclis’e taşınması olduğunu kaydetti.
Hükümet programında yıllardır pek çok hükümet tarafından vaat edilen onlarca şey olduğunu ifade eden Özersay, 5 yıllığına kurulduğu söylenen hükümet programında herhangi bir takvimlendirme yapılmamasını ise eleştirdi.
Gümrük bilgi sistemi projesi ve yeni cezaevinin tarihi haricinde bir takvimlendirme görülemediğini ifade eden Özersay, “2022’nin sonuna atıfta bulunuluyorsa, umarım bu hükümetin ömrüne delalet etmiyordur” dedi.
5 yıllık ekonomik kalınma planının ne kadar zamanda tamamlanacağını öğrenmek istediklerini vurgulayan Özersay, öte yandan Bakanlar Kurulu’nun ilk toplantısında borçlanma kararının yanı sıra, bakanlıkların hangi kurum ve kuruluşları alacığının belirlendiğini, ancak bir kısmının bu listede bulunamadığını aktardı.
Kudret Özersay, örneğin Sosyal Konut Birimi’nin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandığını, ancak sosyal konuta ilişkin kararların neden İçişleri Bakanlığı’na kalacağının açıklamasını istedi.
Serbest Liman ve Bölgesi ile ilgili yapılan düzenlemenin yürürlükteki yasalara aykırı olduğunu düşündüklerini dile getiren Özersay, bu konuda bir adım atılması ve gerekli düzenlemelerin geç kalınmadan yapılması gerektiğini söyledi.
Hükümetin, yasalara uygun kararlar alınmasının beklentileri olduğunu dile getiren Özersay, Serbest Liman konusunda sadece hukuki aykırılıklar olmadığını, başka sorunlar da bulunduğunu, dolayısıyla muhalefet olarak konun takipçisi olacaklarını kaydetti.
Geçmişte Serbest Liman içinde restorasyon için kullanılacak bir taşocağı bulunduğunu, taşocağı işletmesinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle restorasyon işlemlerinde de sıkıntılar yaşandığını anımsatan Özersay, bu konularda dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
“ŞEFFAF YAPILMAYAN HER İSTİHDAMIN KARŞISINDA OLACAĞIZ”
Hükümet programında ihtiyaca yönelik personel istihdamına ilişkin atıflarda bulunulduğuna dikkat çeken Özersay, “Eğer istihdamlar Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden yapılmazsa, geçici işçi veya ona benzer istihdam yapılırsa, karşınızda bizi bulacaksınız. Şeffaf yapılmayan her istihdamın karşısında olacağız” dedi.
Hükümet programında kamu yönetimi konusundaki siyasi etkiyi azaltmak ve çağdaş kamu görevlileri yasasının yapılacağının yazıldığına dikkat çeken Özersay, müdürlerin siyasi olarak atanması meselesinin bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Özersay, bakanlar değiştiğinde müdürler de değişeceği için müdürlerin siyasi ataması yerine Kamu Hizmeti Komisyonunca yapılacak sınavla atanmasının önünün açılmasını isteyerek, bu çalışmanın bir an önce yapılması halinde kendilerinin de bunu destekleyeceklerini vurguladı.
Özersay, eski hükümlülerin çalıştırılması konusunda ilgili yasada bir madde olduğunu, ancak hükümet programında bunun yeni bir proje olarak lanse edilmesini eleştirdi.
Sosyal sigorta emeklilerinin hayatlarını nasıl idame ettireceğini soran Özersay, bu konuda acil çalışmalar yapılması gerektiğini, engelli vatandaşların istihdamı konusunda yasal zorunlulukların yerine getirilmesini istedi.
Kalkınma Bankası konusuna da değinen Özersay, bu konuda ciddi sıkıntılar yaşandığını, siyasi verilen ve geri dönmeyen krediler nedeniyle ve Kalkınma Bankası’nın Merkez Bankası’na bağlı olmaması nedeniyle Kalkınma Bankası’nın yasasıyla ilgili de sıkıntılar olduğunu ifade etti.
Kalkınma Bankası’na şube açılması konusunu da eleştiren Özersay, “Biz burada siyasi istihdam anlamında kapı mı aralanacak diye düşünmeye başlıyoruz” dedi.
Kalkınma Bankası’nın, Merkez Bankası denetimi altına konulmasının elzem olduğunu, gerekirse bunun kademeli olarak yapılmasının bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kudret Özersay, belediyeler reformu konusuna da değindi.
Özersay, hükümet kurulduğundan bu yana bu konuda çeşitli açıklamalar yapıldığını ve bu açıklamaların sadece belediye sayısının azaltılmasıyla sınırlı kaldığına işaret etti.
“BELEDİYELER REFORMU SAĞLIKLI BİR TARTIŞMA ORTAMINDA ELE ALINMALI”
Bazı belediye başkanlarının, “belediyelerimizi kapattırmayız” diye açıklama yaptıklarını, bunun tehlikeli bir süreç olduğunu dile getiren Özersay, belediyeler reformunun sadece belediye sayısının azaltılmasıyla ilgili olmadığını, bunların sağlıklı bir tartışma ortamında ele alınması gerektiğini kaydetti.
Bu konunda Meclis’te acilen bir Ad-Hoc komite oluşturulması gerektiğini ve konu hakkında çalışılabilmesi gerektiğini dile getiren Özersay, “Toplumsal bir konsensüsle siyasi istismarın önüne geçilsin” dedi.
Hükümet programında Dışişleri Bakanlığı ile ilgili bir takım ifadeler bulunduğuna işaret eden Özersay, KKTC’de yaşayan Ukrayna vatandaşı bireylerin yaşadıkları bazı sıkıntılara değindi.
“UKRAYNA’DAN TAHLİYEYE KKTC VATANDAŞLARI DA DAHİL EDİLMELİ”
Söz konusu vatandaşların aile büyüklerine ulaşmakta sıkıntı yaşandığını belirten ve bu sorunların çözülebilmesi için Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na çağrıda bulunan Özersay, Dışişleri Bakanlığı’na da tahliye operasyonlarına TC vatandaşları yanında KKTC vatandaşlarının da dahil edilmesi için çağrı yaptı.
Proaktif dış politikanın hayata geçirilmesi temennisini dile getiren Özersay, güven yaratıcı önlemler konusunda Kıbrıs Rum tarafının değişen bir politikası olduğunu, bu konuda KKTC’nin ise karşı öneri geliştirilmemesi eleştirdi.
Özersay, Maraş’a karşı, Ercan’ın verilmesi gibi bir yaklaşımının kabul edilemeyeceğini ama limana karşı, liman gibi önerinin evrilmesine katkı konulabileceğini ve bu konuda tartışmaya açık olunabileceğini düşüncesini dile getirdi.