Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ölümünün 39’uncu yıl dönümünde anıldı
Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünün 39’uncu yıl dönümünde Hamitköy Anıttepe’deki anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı.
Anma törenine Dr. Küçük’ün ailesinin yanında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, GKK Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, bazı bakanlar, milletvekilleri, LTB Başkanı Mehmet Harmancı, çeşitli temsilciler, öğrenci ve vatandaşlar katıldı.
Saat 10.30’da anıta çelenklerin sunulmasıyla başlayan törende, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilip yarıya indirilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tatar, anıt özel defterini imzaladı. Cumhurbaşkanı Tatar’ın konuşmasını yapmasıyla tören sona erdi.
– Tatar: “Hem Halkın Sesi gazetesi ile hem de bir doktor olarak, her zaman halkla iç içeydi”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, anma töreninde yaptığı konuşmada, vefatının 39’uncu yılında Dr. Fazıl Küçük’ü sevgi, saygı, özlem ve rahmetle andığını belirterek, İngiliz Sömürge Yönetimi sırasında bugünkü iletişim olanaklarının olmadığı bir dönemde Küçük’ün Türkiye’de köy köy dolaşarak, bağların pekiştirilmesini sağladığını hatırlattı.
Tatar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıkması, İstiklal Savaşı’nın kazanılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan aldıkları ilhamla Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşlarının, Kıbrıs Türklerinin mücadelesini yürüttüklerini ve Atatürk devrim ve inkılaplarının uygulanması için çalıştıklarını söyledi.
Dr. Küçük’ün Türkiye ziyaretlerinde devlet yöneticileriyle görüşmeleri ve Sedat Simavi gibi gazetecileriyle yakın münasebetleri neticesinde, özellikle Londra ve Zürih Anlaşmaları öncesinde Türkiye’nin Kıbrıs’a olan ilgisini artırmayı başardığını kaydeden Tatar, o süreçte Türk kamuoyunda yer alan “Ya taksim ya ölüm”, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” söylemlerini hatırlattı.
“Kıbrıs Türklerinin egemen bir halk olarak bu topraklarda varlığını sürdürebilmesinde Dr. Fazıl Küçük’ün hizmetleri çok büyüktür” diyen Tatar, Halkın Sesi Gazetesi ile ve bir doktor olarak her zaman halkın içinde olduğunun ve halkın Kıbrıs Türk kimliğini benimsemesinde liderlik yaptığının altını çizdi.
– “Bütün bunları kısacık ömrüne sığdırabilmek, bu başarıların ortaya çıkmasında gösterdiği cesaret fevkalade önemlidir”
Tatar, tüm bu çalışmalar sonucunda ve dönemin Türkiye Başbakanı Adnan Menderes ile ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun gösterdiği iradeyle, Kıbrıs Türk halkının Kuruluş Anlaşmalarında kurucu bir ortak olması, Türkiye’ye garantör bir devlet olarak anayasal bir sıkıntı olursa tek taraflı müdahale hakkı verilmesi ve Türk askerinin adaya geri gelmesinin başarıldığını aktardı.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın cumhuriyeti kurma kararı aldığında ilk olarak telefonla Dr. Küçük’e bilgi verdiğini ve 1983’te kuruluş törenlerinde Küçük’ün Denktaş’ın yanında yer aldığını kaydeden Tatar, Dr. Küçük’ün vefatından birkaç gün önce sarf ettiği “Artık ölsem de gam yemem, çünkü başlattığımız kutsal mücadele şu anda cumhuriyetle sonuçlanmıştır” sözlerine işaret etti.
“Bütün bunları kısacık ömrüne sığdırabilmek, bütün bu başarıların ortaya çıkmasında gösterdiği cesaret, en zor günlerde halkımızın umutsuzluğa kapılmaması için ortaya koyduğu liderlik fevkalade önemlidir” ifadeleri kullanan Tatar, “Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun” dedi.
– Anıt Özel Defteri
Cumhurbaşkanı Tatar, Anıt Özel Defteri’ne ise şunları yazdı:
“Özgürlük ve Bağımsızlık Mücadelemizin Önderi Aziz Dr. Fazıl Küçük,
Kıbrıs Türk halkının yok edilmek istendiği o zor ve karanlık günlerde, her türlü tehlikeyi ve fedakarlığı göz önüne alarak yaktığınız direniş meşalesiyle başlayan özgürlük ve bağımsızlık mücadelemiz, yine aynı kararlılıkla devam ederken, bugün yine manevi huzurunuzdayız. Sizi bir kez daha sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
Düşünceleriniz ve mücadeleniz, yolumuzu aydınlatmaya devam ederken, önemli ilkelerinizden olan ‘Kıbrıs Türk halkı Türkiyesiz var olamaz’ ve ‘Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez’ ifadeleriniz, mücadelemize rehber olmaya devam ediyor.
Aziz liderimiz, sizden aldığımız ilham ve güçle mücadeleye devam ederken, halkımızın özgürlüğü ve egemenliğini korumak, temellerinde aziz şehitlerimizin kanı ve canı bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmak, en büyük görevimizdir.
Halkımızın büyük fedakarlığı ve direnişiyle vatan yapılan bu topraklarda 1974 öncesine dönülemeyeceği gibi Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden de vazgeçmeyeceğiz. Anavatan Türkiye ile birlikte yürümeye devam edeceğiz.
Aziz liderimiz, dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da Kıbrıs Türk halkının yüreğinde ve mücadelesinde yaşamaya devam edeceksiniz. Sizi unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Ruhunuz şad olsun.”