Ülkemizin önde gelen kuaförlerinden İbrahim Özkul ile güzel bir söyleşi yaptık. Kapanma dönemi ve sonrası neler yaşadı? Yeni bir kapanma için ne düşünüyor? Hepsi ropörtajımızda.
“Saç vücudun vitrinidir”
Ülkemizde kuaför dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olan İbrahim Özkul, stüdyosunu Kıbrıs Objektif ekibine açtı. Özkul ile kariyer geçmişinden, pandemi döneminde yaşadığı zorluklara kadar birçok konuda keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
İbrahim Özkul 29 yıllık kuaförlük kariyerine İstanbul Yeşilköy’de başladı. 9 yıl boyunca adeta bu işin “mutfağında” Nişantaşı’nda bilgilerini pekiştiren Özkul, askerlik görevini tamamladıktan sonra Kuzey Kıbrıs’a geldi. 8 yıl boyunca başka kuaför dükkanlarında çalışarak müşteri çevresini genişleten Özkul, 2012 yılında kendi dükkanını açtı.
Kendi dükkanını ilk açtığında kendisine her ne kadar güvense de çekinceleri olduğunu belirten Özkul, “Salonumu ilk açtığımda burada kimsem yoktu, tek başımaydım. Başarılı olup olmayacağımı bilemiyordum. Ancak salonumu açtıktan sonra her şeyin çok güzel olacağını anladım çünkü Kıbrıs insanına en iyi şekilde hizmet ettik ve insanlar bizi destekleyerek bizi başarıya taşıdı” diye konuştu.
Alanının en başarılı isimlerinin kuaförlüğünü yapan Özkul, bu başarısını işini çok dürüst biçimde yapması, stüdyosunda en kaliteli malzemelerin kullanılması ve yapılacak her işlemin hazırlıklarının müşterilerin önünde yapılmasına bağlıyor.
Yaklaşık 2 yıldır Kerastase danışman kuaförlüğü yapan Özkul konu hakkında “ Bu bizim için büyük bir artı. Kerastase büyük bir marka ve adada sayılı salonda var. Loreal bizim salonumuzu uygun gördü. Her şekilde Loreal’e hitap edecek kalitede bir salonumuz var. Bu da bizim için çok büyük bir avantaj oldu. Salonumuza Kerastase’ın çok büyük katkısı var. Ben zaten İstanbul’da iken bu ürün ile çalışıyordum. Kerastase bilinen bir ürün, insanlara güven veren bir ürün ve iyi bir marka. Bu nedenle yapılan işlemlerden, gelen müşterilerden ve Kıbrıs halkına hizmet etmekten gerçekten çok mutluyum. Bu işi en güzel şekilde yaptığıma inanıyorum ve aslında birçok salona da örnek olduğumu düşünüyorum. Bu işi gerçekten seviyorsanız yapmanız gerektiğine inanıyorum kuaförlük bir sanattır. İş olarak görmemeniz gerekiyor. Bu sanatı yapabilmek için de kendini sürekli geliştirmek zorundasın. Benim bu kadar geniş ve güzel kitlelere ulaşmamın nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Henüz hayal ettiğim noktaya gelmedim. Daha kat edeceğim çok yol var ve kuaförlük konusunda daha çok şey öğrenip öğreteceğim.” Dedi.
Günümüzde kuaförüğün endistüriyel duruma geldiğini ifade eden Özkul; “Bütün dünyada insanlar artık “işe sabah gelip akşam çıkayım, paramı kazanayım” olarak görüyor. Kuaförlük artık sanattan çok endüstri oldu. Her yerde aynı kesimler, röfleler yani basmakalıp işler görüyoruz ama böyle olmaması lazım. Bizim amacımız nerede farklılık yapabiliriz, insanların güvenini nasıl kazanabiliriz ve bu işi nasıl daha ileriye götürebiliriz olmalı. Ben şahsen tüm yenilikleri takip eden biriyim. Yurt içi ve yurt dışında sürekli eğitim alıyor ve öğrendiklerimi salonumda çalışan personellerimle paylaşıyorum. Yeniliklerden kaçmıyorum.” Diye konuştu.
İbrahim Özkul stüdyosunu tercih eden kişiler için “Salonumuza gelen müşterilerimiz gerçekten iyi bir portföy. Tanınmış, bilinen ve işinde en başarılı insanlar genellikle bizi tercih ediyor. İşimize verdiğimiz değerin meyvesini bu şekilde alıyoruz” dedi. Özkul ayrıca “Ben bu değeri bütün Kıbrıs’taki salonlara aşılamak istiyorum. Bu şekilde işiniz severek yapar ve müşterilerinize güven verirseniz tercih edildiğinizi göreceksiniz. Tanındıkça ve insanların sizi övdüğünü fark ettikçe işinizi daha iyi yapmaya çalışıyorsunuz. Ben bunu küçük te olsa başardım diye düşünüyorum. Bir insanın destek almadan her şeyi kendisi yapması çok değerli bir şeydir. Ben bunu başardım ve başarmaya da devam edeceğim. Daha ileriye gidebilmek için yenilikleri takip etmeye devam edeceğim. Kıbrıs’taki en iyi kuaför olmaya ve sanatımı en iyi noktalara getirmeye çalışıyorum. Bunu yanımızda çalışan gençlere ve öğrencilere aşılamak istiyorum. Bence bu işteki en önemli unsur dürüstlük, işi severek yapmak ve düzgün bir karakterdir. Karakter her şeyden önemlidir. Karakteriniz sağlam olursa ve işinizi severek yaparsanız başarı sizi kovalamaya başlıyor.” Diye konuştu.
Henüz hedeflediği yerde olmadığını belirten Özkul; “Tam olarak hedeflediğim yerde değilim. Hedefimin yüzde 60’ındayım. İnsanın hedefi olması haz verici bir şeydir. Başarının insanları hırslandırdığına ve her şeyi daha iyi yapmak için heveslendirdiğini düşünüyorum. Kimse hedeflediği yere ulaşamayacak çünkü bu sektör her zaman gelişen bir sektör. Her zaman arkadan geleceğiz ama takipte olacağız.” Dedi.
İmaj Maker’lık ta yapan İbrahim Özkul’a işinde bu kadar başarılı insanların imajlarını yaratmanın nasıl bir duygu olduğunu sorduğumuzda ise “İnsanların görünüşlerine dokunmak çok güzel bir şeydir. İnsan bir bütündür ama saç vücudun vitrinidir. İnsanlar ilk önce saça bakar. Kafa, gözler, saçlar her zaman ön plandadır. Bizim amacımız göz rengine, yüz şekline ve saç rengine uygun imaj tasarlamaktır. İnsanın imajından ne kadar mutlu olursa ve kendine bakmayı seviyorsa işinde, özel hayatında kısacası her yerde başarılı olur. Bir insana ait olan tarz yaratmak çok özel bir şey. İmaj yaratmak baştan aşağı bir bütünlüktür. İnsanların stüdyodan çıkarken mutlu olduğunu görmek çok büyük bir sevinç.” Cevabını verdi.
“HERKES KENDİ KAFASINA GÖRE FİYAT LİSTESİ HAZIRLIYOR”
Ülkemizde kuaförlük sektöründe yapılan en büyük hatanın her kuaförün kendi kafasına göre fiyat listesi hazırlaması olduğunu ifade eden Özkul, ayrıca meslekten olmayan, kuaförlük diploması bulunmayan saça hiç dokunmayan insanların kuaför salonu açmasını garip bulduğunu belirtti. Bu yapılanın gelecekteki kuaför olacak meslektaşlarının haklarına el uzatma olarak gören Özkul, Esnaf ve Zanaatkarlar ya da ilgili bakanlıkların bu yapılana izin vermemesi gerektiğini ifade etti.
“BİR KAPANMAYA DAHA DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI”
Pandemi döneminde sektör olarak yaşadıkları zorluklardan da bahseden Özkul; Devlet bize hiç katkıda bulunmadı, hep kendi yağımızda kavrulmaya çalıştık. Kuaförlük pandemi öncesinde de hijyen kurallarına dikkat eden bir sektördü. İnceleme yapılsaydı kullandığımız boya örtüsü, fırça havlu gibi her ürünün kullan-at olduğunu görürdüler. Bize gelen insanlar marketlerdeki gibi kalabalık gruplar değil randevuyla gelen insanlardı. Hijyen kurallarına her zaman dikkat etmeye de devam edeceğiz. Kapanma döneminde destek almadım. Elimde olan ne varsa kaybettim. Biz destek istemiyoruz zaten. İşimiz açık olsun biz kaybettiklerimizi geri kazanırız. Meslektaşlarımızdan tek isteğim hijyen kurallarına uyulması ve işini en titiz şekilde yapması. Kimse bu dönemi tekrar yaşamak istemez diye düşünüyorum zira olası bir kapanmayı kaldıracak gücümüz kalmadı. Üçüncü olası bir kapanmada kepenk kapatacak çok yer var. Benim ofisimde 10 kişi çalışıyor eğer işsiz kalırlarsa onlara devlet mi bakacak? Sanmıyorum. Ülkemizde yaklaşık 3000 kuaför var ve düzenli çalışan çok salon kalmadı. İnsanlar ekmeğe muhtaç kaldı, müşteriler gelmeye korkar oldu. İnsanlar genelde büyük salonları tercih ediyor, büyük salonlar da müşterileri tek tek aldığı için zorlanmaya başladı.” Dedi.
BU YAZIN SAÇ TRENDLERİ NELER OLACAK?
İbrahim Özkul’u yakalamışken bu yazın saç trendlerini de sorduk. Ülkelerin seyahat kısıtlamalarının bitmesi halinde ülkelerin birbirine karışacağını, insanların sürekli seyahat edeceğini ve hava trafiğinin yoğun olacağını, eğlence sektörünün patlama yapacağını beklediğini söyleyen Özkul, iki yıldır moda eğitimi alamadığını sadece Loreal’in verdiği online seminerlere katıldığını, seminerlerde ise insanların artık kendi yapabilecekleri doğal, kullanışlı modellerin daha revaçta olacağını. İnsanların yavaş yavaş doğal renkli, katlı saçları kullanacağını, çok uzun saçların artık demode kaldığını, insanların omuz hizasında saçları tercih edeceğini ifade etti. Özkul ayrıca bu yıl dalgalı, kahve ya da bej tonlarının tercih edileceğini kuaförler için de kullananlar için de zevkli işlemler olacağını belirtti.
Özkul sözlerine son verirken kuaförlük mesleğini yapan herkesin işini sanat olarak ve aşkla yapması gerektiğini, mesleklerinin çok özel olduğunu ve saygıyı hak ettiğini söyledi.