Serkan Soyalan yazdı: Lozan 1923/Yüzyıl Önceki Başlangıç
İstanbul’da Beyoğlu’nda Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayan “Lozan 1923/ Yüzyıl Önceki Başlangıç” sergisini ziyaret ederken, o dönem yaşananlarla, fotoğraflar ve belgeler arasında bir yolculuğa çıktık.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin Demokrasi Yüzyılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen ve Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla açılan sergi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki en önemli biri olan Lozan Barış Konferansı sürecini konu alıyor.
Tarihi imzanın atılışının yüzüncü yılında açılan sergi, üzerinden geçen süre boyunca çok yönlü tartışmalara konu olan Lozan Barış Antlaşması sürecini dönem fotoğrafları ve belgeleri eşliğinde anlatıyor.
Sergide İBB Atatürk Kitaplığı ve İnönü Vakfı arşivleri başta olmak üzere yüz yıl öncesinin izlerini yansıtan dış kaynaklar ve özel koleksiyonlardan da parçalar yer alıyor.
Cephedeki mücadelenin uluslararası hukuk tarafından tanınmasını sağlayan ve zorlu mücadelelerle geçen Lozan sürecinin kazanımları, Türk ulusunun bugün sahip olduğu varlığın temelini oluşturmanın yanında, İstanbul’un da beş yılı bulan esaretten kurtulmasını da kapsıyor.
Küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar’ın, danışmanlığını İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasî Tarih Anabilim Dalı Başkanı ve Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan’ın, tasarımını Tetrazon’un yaptığı “Lozan 1923/Yüzyıl Önceki Başlangıç” sergisi, 30 Ekim’e kadar gezilebilecek.
“Maison Botter”
Sergiden bahsederken Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi’nden de biraz bahsedelim.
İstanbul’un ilk art nouveau yapısı olan Botter Apartmanı, İBB Miras ekiplerinin restorasyonu sonrası Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi adı altında kapılarını açtı.
Uzun süredir İstiklal Caddesi’nde hatırlanmayı bekleyen yapı, İBB Miras tarafından 2021 yılında cephe konservasyonu projesiyle gündeme getirildi. İzleyen süreçte Botter Apartmanı’nın kapsamlı restorasyonu ve yeniden işlev kazandırma sorumluluğu da üstlenildi ve İstanbul’un uzun süre beklediği bir proje daha hayata geçirildi. Binanın 123 yıllık geçmişini anlamak ve bu hafızayı geleceğe aktarmak üzere çalışan İBB Miras, yapının çok katmanlı dokusunu adım adım keşfederek ilerledi ve ortaya tarihi, hikâyesi ve ruhuyla Beyoğlu hazinesinin eşsiz parçalarından biri çıktı.
Art nouveau akımının en özgün detaylarıyla bezeli cephesinden göz alıcı renkli vitraylarına, şehrin ilklerinden olan asansöründen merdiven korkuluklarına, yaşanmışlığı yansıtan duvarlarından yer döşemelerine uzanan titiz çalışmalar, yapıyı zamana ve depreme karşı güçlendirmekle kalmadı; yıllar içinde kaybolan ruhunu da yeniden kazandırdı.
Özgün adı Maison Botter (Casa Botter) olan bina, art nouveau akımının İstanbul’daki ilk örneği olarak ön çıkıyor.
1881 yılında Venedik Akademisi’ni bitiren İtalyan mimar D’Aronco’nun 1893’da II. Abdülhamit’in Dersaadet Ziraat ve Sanayi Sergii Umumisi’nin tasarımı için davet etmesi üzerine İstanbul’a gelmiş ve 1909’a kadar yaşadığı kente birçok değer katmıştı.
19’uncu yüzyıl sonuyla 20’nci yüzyıl başlarında etkili olan, siyasal ve ekonomik gelişmelerin sonucu olarak İngiltere’den Orta Avrupa’ya yayılan art nouveau akımı, farklı kaynaklardan beslenen bir üslubun ifadesiydi. Asimetri, eğrisellik, çizgisellik, kıvrımlar ve bükülmelerle doğanın akıcılığıyla uyumlu bir estetik geliştiren akımın etkisi İstanbul’un sivil mimarisinde de görüldü.
D’Aranco’nun Fransız-Belçika etkileriyle Viyana Okulu’nu sentezlediği Botter Apartmanı’nın cephesi de bu akımın genel özelliklerini yansıtıyor.