Serkan Soyalan yazdı:“Tohumlar ve Metaforlar”
Pera Müzesi’nde “Tohumlar ve Metaforlar- Eski Yakındoğu’da Tartmak” sergisini büyük titizlikle gezdik.
Bölümlere ayrılmış sergideki başlıkları şu şekilde sıralayabiliriz: “Tohumlar ve Metaforlar”, “Düşüş ve Yeniden Doğuş: Antik Çağ’da Anadolu”, “Tartmanın Politikası ve Poetikası: Roma İmparatorluğu Yönetiminde Anadolu”, “İnanç ve Güç: Bizans Egemenliğinde Anadolu”, “İdeoloji ve Devamlılık: Osmanlı Dünyasında Tartmak”…
***
Anadolu’da kullanılan ağırlık ve ölçü aletlerinin tarihsel gelişimi kadar, farklı uygarlıkların ekonomik ve sosyo-kültürel dinamiklerine de ışık tutan sergi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi ve Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan bir seçki sunuyor.
***
Sergi Anadolu ve bağlantılı coğrafyalarda kullanılan ağırlık ve ölçü aletleri etrafındaşekillenen ekonomiyi, kültürü, kültürlerarası sistem ilişkilerini, toplumsal güven dinamiklerini ve birimlerin standartlaşmasının yolculuğunu; uygarlıkların, tanrıların, tüccarların, usta ve çırakların gözünden keşfetmeyi amaçlıyor.
***
Serginin bilgilendirme metninde, tarihsel süreç şöyle anlatılıyor:
“Ölçme ve tartma eylemlerine dair kavramlar üretmek, dünyayla hem pratik hem de felsefi bir ilişki geliştirmek anlamına geliyordu. Antik uygarlıklar Mezopotamya’nın bereketli topraklarında yetişen tohumlardan yola çıkarak ağırlık birimlerinin temelini atarken, ölçmeye dair gözlemleriyle uygarlıklarının gelişimine ortam hazırladı. MÖ 2 binyıl Mezopotamya’dan Anadolu’ya uzanan ticaret yollarıyla, keşfin sınırlarının genişlemesine şahit oldu.
***
Ölçmenin ve tartmanın hassasiyetine dair merak devam ettikçe, mitler de tanrıların dünyasından fanilerinkine yönelmiş, doğruluk ve adalet gibi kavramlar terazi kefelerinin dengesiyle bağdaştırılmıştı. Antik Mısır’da ölülerin günahları terazide tartılırken, Antik Yunan ve Roma kültürlerinde ise teraziler, adaletin simgesi tanrı ve tanrıçaların tasvirlerinde vazgeçilmez unsurlardı. Bizans toplumunda da adil veya doğru tartma güçlü bir ahlaki anlam taşırdı ve ruhların tartılmasını akıllara getirirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise eksiksiz
tartmak, ticarette olduğu kadar inanç bağlamında da güvenin temellerini atan bir imge olarak
ortaya çıkmıştı.
‘İnsan her şeyin, var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının, ölçüsüdür’ der Protagoras. Dünyayı bir avuç birimle ölçmeye çalışmak onu zihnen inşa edebilmeyi de beraberinde getirdi. Keşfin ölçüsü mitlere karıştıkça, ölçmek ve tartmak fiziksel bir deneyimin ötesinde bilimin, kâinatın ve bilinenin ötesini merak eden insanın, kendini ifade etme becerisinin önemli bir aracı oldu.”
***
Pera Müzesi’ne de ayrı bir paragraf açacak olursak, müzeinin Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağlı olarak nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla 2005’te kurulduğunu söyleyebiliriz.
Orijinali 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından tasarlanan Bristol Oteli binasının, 2005’te cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak renove edilmesiyle inşa edilen yeni binasında faaliyet gösteren müzede, aralarında Jean Dubuffet, Joan Miró, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Alberto Giacometti gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarının bulunduğu süreli sergiler de açılıyor.