Sururi: Çadır sınıflar, Kıbrıslı Türk toplumuna yapılan bir aşağılama ve hakarettir
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Ersen Sururi, “Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu yaptığı ‘çadırda sınıf’ uygulamasıyla gurur duyuyor olabilir” diyerek, bu utancın sorumlusunun; sistematik olarak artırılan nüfusun ihtiyacını karşılamak üzere yeni okul binaları yapılması taleplerine kulak tıkayıp Ankara’daki iktidara kulak verenler olduğunu vurguladı
Sururi: “Çadır sınıflar”, Türkiye’deki siyasal İslamcı iktidarın Kıbrıs’a yaptığı dayatmalarının bir sonucudur
Parti adına yazılı açıklama yapan Sururi, Mağusa Namık Kemal Lisesi öğrencilerinin eğitim görmesi için yapılan “çadır sınıfların”, Türkiye’deki siyasal İslamcı iktidarın son 20 yıldır Kıbrıs’a da dayattığı yönetim anlayışının getirdiği bir sonucu olduğunu belirtti.
Sururi, “Her köye ve mahalleye cami yaptırıp devletten maaşlı din görevlileri istihdam eden, Kur’an kursları düzenleyip bol keseden para harcayan, çift şerefeli, altı minareli devasa camiler yaptıran bu yönetim anlayışı; bilimsel eğitime yeterli kaynak ayırmayarak, kamusal eğitim veren okulların bakım ve onarımını bile yapmaktan kaçındı. Tarihi öneme sahip Mağusa Namık Kemal Lisesi’nin yaşadığı dramın nedeni budur” dedi.
“Bu; bilimsel eğitim anlayışını benimsemiş Kıbrıslı Türk toplumuna yapılan bir aşağılama ve hakarettir”
Okul binasının yıkılma tehlikesi olduğu nedeniyle boşaltılması sonrasında “çadırda sınıf” icat edilmesinin de tam bir akıl tutulması olduğunu belirten Sururi, Mağusa gibi bir kentte sınıf yapılacak bina kalmamış gibi askeri çadırların içine sınıf kurdurup öğrencileri çadırda eğitime zorlamanın, laik, demokratik ve bilimsel eğitimi benimsemiş Kıbrıslı Türk toplumuna yapılan bir aşağılama ve hakaret olduğunu vurguladı.
“Milli Eğitim Bakanı Sn. Nazım Çavuşoğlu yaptığı ‘çadırda sınıf’ uygulamasıyla gurur duyuyor olabilir” diyen Sururi, “çadırda sınıf” utancının sorumlusunun; Çavuşoğlu’nun da dahil olduğu, sistematik olarak artırılan nüfusun ihtiyacını karşılamak üzere yeni okul binaları yapılması taleplerine buna kulak tıkayıp Ankara’daki iktidara kulak verenler olduğunu kaydetti.
“Gereksiz saray yerine okul yapın”
Kamusal eğitimde gelinen noktanın utanç verici olduğunu, sorumluluk sahipleri utanmasa da onların yerine kendilerinin utandığını dile getiren Sururi sözlerini şöyle tamamladı;
“Mağusa şehri, bünyesinde Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi bir değer barındırmaktadır. En azından bu üniversitenin olanaklarından yararlanılması düşünülebilirdi. Bu vesileyle Eğitim Bakanı’nı ‘çadırda sınıf’ uygulamasına son verip normal sınıflar oluşturulabilecek bina bulmaya çağırırken, hükümeti de gereksiz saray yaptırma yerine okul yaptırmaya davet ediyoruz”