Tatar: Bu mübarek günlerde Rum tarafına çağrım, gerginlik yaratıcı faaliyetlere son vermesidir
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkı, Türk ulusu ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı kutladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kurban Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın mesajı şöyle:
“Asırlardan beridir vatan bildiğimiz bu topraklarda, bütün İslam âlemiyle birlikte aynı coşku ve heyecanla kutladığımız Kurban Bayramı’nı, bir kez daha büyük bir inançla kutluyoruz.
Bayram günlerinde sevgi, birlik, beraberlik, hoşgörü, paylaşma ve toplumsal dayanışma gibi değerlere daha çok sahip çıkarak bu manevi değerleri, gelecek nesillere aktarmak ve yaşatmak, en büyük görevlerimiz arasındadır.
Geçmişten emanet aldığımız bu değerler, gelecek nesillere de mirasımız olacaktır.
Geleceğe umutla bakmak, kararlılık ve inançla geleceği düzenlemek, sorunlara değil çözümlere odaklanmak; gelinen noktada hepimizin ortak hedefi olmalıdır.
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nde, siyasi olgunluk ve tam bir demokrasi şöleninde geçen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu, halkın güveninin teyidiyle yeniden beş yıl daha Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, heyetiyle birlikte gerçekleştirdiği ilk yurt dışı; KKTC ziyaretinde söyledikleri, ortak akıl ekseninde ortaya koyduğumuz yapıcı ve sonuç odaklı siyasetin ileride KKTC’ye çok önemli, olumlu yansımaları olacağının bir göstergesidir. Yaşadığımız ekonomik ve sosyal sıkıntıları da el birliği ve dayanışmayla aşacağımıza inancım tamdır.
Türkiye Yüzyılı’nın bu bağlamda, sadece Anavatan’a değil; KKTC’ye ve bölgemize de önemli katkıları olacağı muhakkaktır.
Yeni dönemde, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki kadim bağların daha da pekişeceğine yürekten inanıyorum.
Diplomasiye sonsuz inancı olan bir cumhurbaşkanı olarak yegâne hedefim; güncel gerçekleri gözeten, gelecek nesillerin güven ve huzurunu teminat altına alan, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktır.
Bunun yolu, başarısızlığı defaten kanıtlanmış ve tüketilmiş olan federal zeminden değil, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına en gerçekçi yaklaşım olan iki devletin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesinden geçmektedir.
Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda dünya kamuoyuna yaptığı, KKTC’nin resmen tanınması çağrısıyla ivme kazanan mücadelemiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’nda ilk kez anayasal adıyla gözlemci üye statüsü kazanmasıyla taçlanmıştır.
Olası yeni bir süreç, ancak iki taraf arasında egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kapsamında ortak zemin bulunması ve dengenin sağlanmasıyla başlayabileceği gerçeği bizi, Kıbrıs ve bölgenin yararına olacak adımları atmaktan elbette alıkoymamaktadır.
Kıbrıs Türk tarafı, iki tarafa da fayda sağlayacak şekilde kurumsal iş birliğinin tesis edilmesine yönelik somut adımlar atmakta, iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için çaba sarf etmektedir.
Bu mübarek günlerde Rum tarafına çağrım, gerginlik yaratıcı faaliyetler ile silahlanmaya son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yaklaşmasıdır. Ama ne var ki Kıbrıs’ı kana bulayan EOKA terör örgütüne övgüler düzenlenmesi, ‘Türkler Kıbrıs’tan dışarı’ sloganlarının atılması, Türk düşmanlığının tırmandırılması, Rum liderliğinin sahip olduğu çağ dışı zihniyetin değişmediğini ve aynen devam ettiğini göstermektedir.
Diğer yandan, bu mübarek Kurban Bayramı vesilesi ile kültürler ve dinler arası hoşgörü, inanç, fikir ve ibadet özgürlüğü gibi bütün dünya insanlığının ihtiyacı olan evrensel kavramların önemine dikkat çekmekte fayda görüyorum. Son on yıldır insan hakkı, demokrasi ve fikir hürriyetinin beşiği sayılan Avrupa ülkelerinde artan ve ne yazık ki siyasallaşan yabancı düşmanlığı, göçmenlere yönelik yürütülen sistematik ötekileştirme ve literatürde İslamofobi olarak tanımlanan İslam dinine ve Müslümanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme bugün çok daha büyük ölçekte karşımıza çıkmaktadır.
Bu türden çağ dışı yaklaşımlar bütün dünya insanlığına yönelik bir tehdit oluşturmakta, dünya barışını dinamitlemektir. Tarihi, dini ve kültürel varlıklarımıza yönelik saldırılar karşısında ilgili ülke yöneticileri, ivedilikle böylesi nefret suçlarının failleri hakkında gerekli işlemleri yapmalıdır.
Bu adımları atmak bir gereklilikten öte dünya barışı, huzuru ve insanlığa karşı bir ödevdir.
Hepimizin ortak emeli; huzur dolu, güvenli, barış içinde ve evlatlarımıza gururla bırakacağımız bir dünya yaratmaktır.
Mübarek Kurban Bayramı’nda bütün dünyada huzur, barış ve sevginin egemen olmasını temenni ederken, dünyanın pek çok ülkesinde devam etmekte olan çatışmaları, terör ve şiddet olaylarını da üzüntüyle izliyoruz. Çatışmaları, göçleri, şiddeti, soykırımı ve büyük acıları yaşayan bir halkın mensubu ve cumhurbaşkanı olarak savaşlar, çatışmalar ve terör olaylarının son bulması da bir diğer dileğimdir.
Kendi vatanımızda, kendi devletimizin çatısı altında özgür ve egemen olarak bütün bayramlarımızı kutlamamızı sağlayan aziz şehitlerimizi rahmetle anarken, gazilerimizi de saygıyla selamlıyorum. Deprem felaketinde kaybettiğimiz Şampiyon Meleklerimizi de unutmadık, unutmayacağız.
Kıbrıs Türk halkı, Türk ulusu ve bütün İslam âlemi için Kurban Bayramı’nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”